Karnınız ve sırtınız ağrıyorsa bu haberi okuyun!

karın sırt boyun ağrısıKarın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve şiddetli kanama ile ortaya çıkabilen pankreastaki ani bir iltihaplanma olan akut pankreatithayati tehlikeye yol açabilir. Bu rahatsızlığın en önemli nedenleri arasında alkol kullanımı ve safra yolu taşları gelmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. İrfan Koruk, akut pankreatit ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Pankreas, başta kan şekeri düzenlenmesi olmak üzere hormonları ve sindirim için gerekli enzimleri salgılamaktadır. Akut pankreatitin en önemli nedenleri arasında alkol kullanımı ve safra yolu taşları gelmektedir. Yabancı ülkelerde alkol tüketimi akut pankreatitlerin birinci nedeniyken, ülkemizde safra taşlarına bağlı pankreatit daha sık görülmektedir. Fazla miktarda alkol tüketimi, pankreas dokusunda ödem ve akışın engellenmesine yol açarak hastalığa neden olabilmektedir. Safra taşları ise; safra kesesini bağırsağa bağlayan kanala geçerek burada kalıcı veya geçici tıkanıklığa neden olabilir. Pankreas kanalında tıkanıklık, ödem ve sonrasında da pankreatit tablosu ortaya çıkabilmektedir.

İlaç kullanımı tetikleyebilir

Başta bir kısım tansiyon ilaçları olmak üzere kişinin kullandığı ilaçlar, kanda trigliserid artışı, kalsiyum yüksekliğine neden olan hastalıklar da akut pankreatit yaratabilmektedir. Daha önceden akut pankreatit geçirmiş kişiler de tekrar ataklar için risk grubundadır.

Karın ve sırt ağrısı görülebilir

Akut pankreatitin ilk ve en önemli belirtisi karın ağrısıdır. Özellikle karnın üst bölgesinde başlayan ve sırta yayılan çoğu zaman kuşak tarzında karnı çevreleyen şiddetli bir ağrıdır. Ağrı genellikle akut ve ani başlangıçlı, giderek şiddetlenen tarzdadır. Ağrıya çoğu zaman bulantı ve kusma da eşlik etmektedir.

Safra taşı kanalda tıkanıklığa neden olabilir

Bazı hastalarda idrar renginde koyulaşma, gözlerde sararma gibi bulgular da ortaya çıkabilir. Akut pankreatit oluşumu için risk taşıyan kişilerde bu bulgular ortaya çıktığında mutlaka en yakın hastaneye başvurulmalıdır. Kan tetkikleri ve ultrasonografik inceleme ile akut pankreatit tanısı konulabilmektedir. Tipik karın ağrısı, beraberinde bulantı ve kusma şikayeti de olan kişilerde kanda bakılan pankreas enzim (amilaz ve lipaz) düzeylerindeki yükselme akut pankreatit tanısının konulmasını sağlar. Tipik ağrısı olan, amilaz ve lipaz adı verilen değerleri yüksek olan kişilerde akut pankreatit tanısı konulduktan sonra sebebe yönelik olarak “karın ultrasonografik incelemesi” yapılmalıdır. Bu hem hastalığın nedeni hem de şiddeti hakkında bilgi sağlar. Bu sayede safra taşının olup olmadığı ve varsa kanalda tıkanıklığın devam edip etmediği hakkında bilgiler elde edilir.

Önce ilaçla tedavi yoluna gidilir

Akut pankreatit hastalığında ilk olarak ilaç tedavisi uygulanır. Altta yatan sebebe göre endoskopik girişimler de gerekebilir. Hastada ilk olarak ağızdan beslenmenin kesilmesi, bozulan sıvı dengesinin yeniden sağlanması için serum tedavisi ve birtakım ilaçlar ile pankreas istirahate alınır. Altta yatan neden safra taşı ise ve safra yolu tıkanıklığı halen devam ediyorsa endoskopik olarak yapılacak müdahale (ERCP) ile safra kanallarının ağzı genişletilerek var olan taş dışarıya alınıp, akış yeniden sağlanarak hem safra kanalı hem de pankreas kanalındaki basınç düşürülmektedir.

Tedavi süresi hastalığın evresine göre değişir

Akut pankreatitte tedavi süresi hastalığın şiddetine göre değişkenlik gösterir. Hafif ve orta şiddetli pankreatitte birkaç gün içerisinde iyileşme sağlanırken, pankreas organında doku kaybı ile birlikte olan şiddetli pankreatitin tedavisi hem daha güçtür hem de daha uzun sürmektedir. Bu gibi durumlarda oluşan ölü dokuların temizlenmesi için endoskopik ve/veya cerrahi müdahale gerekebilmektedir.

Erken tanı ile kontrol altına alınabilir

Akut pankreatit hastalığı erken ve doğru teşhis edildiği takdirde uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir. Ancak hastalığın nasıl seyredeceğini kesin olarak ön görmek her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle hastaneye yatırılarak tedavi edilen kişide, belirli aralıklarla tekrarlanacak tetkikler sayesinde hastalığın gidişatı hakkında fikir sahibi olunarak tedavi yeniden şekillendirilir. Hafif ya da orta şiddetli pankreatitte çoğu zaman tam bir iyileşme söz konusu olmaktadır. Şiddetli pankreatit tablosu ise hayati risk taşıyan ciddi bir hastalıktır. Özellikle alkol kullanan, safra taşı tanısı konulmuş kişiler, trigiliserid değerleri yüksek olan ve bazı grup tansiyon ilaçlarını kullanan kişiler risk altında oldukları için karın ağrısı ortaya çıktığında akut pankreatit açısından değerlendirilmelidirler.

Pankreas hastalığından korunmak için

· Alkol ve sigara kullanımı sınırlandırılmalı
· Aşırı yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak durulmalı
· Diyabet (şeker hastalığı) tanısı olanlar düzenli kontrollerini yaptırmalı
· Kan yağları (trigliserid) yüksek olanlar tedavi için gerekli önlemler almalıdır.
Memorial Ataşehir Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. İrfan Koruk
Memorial Ataşehir Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. İrfan Koruk

 

Örümcek ağı ile gençleşin

Prof.+Dr.++Basak+KandiYüzümüz genellikle yaşlanmanın ilk belirtilerinin ortaya çıktığı bölgedir.  Zamanın etkisi ve  yüz veya vücudunuzun herhangi bir bölgesinde oluşmuşsa, genç ve sağlıklı bir yüz için artık  cerrahi yöntemlere başvurmaya gerek yok. Örümcek ağı ve ip tedavisi ile yüz ile dekolte bölgesini cerrahi yöntemler kullanmadan germek, genç ve diri bir görünüme kavuşmak mümkün. Liv Hospital Ankara Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Başak Kandi, cerrahi yöntemleri tercih etmeyen kişilerin örümcek ağı ve ip tedavisiyle sarkma ve kırışıklıkların giderildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Başak Kandi, “Örümcek ağı ve ip tedavisi ile yüzün eskiden var olan yere oturtulması sağlanıyor. Ayrıca yüz ve boyun sarkmalarını toparlamak amacıyla kullanılan bir yöntem örümcek ağı ve ip tedavisi.” diyor.

Yüzü eski haline döndürmek mümkün

Yüz ya da vücutla gençleştirmede önemli olan şey, bölgenin doğal yapısının ve ifadesinin bozulmaması. Örümcek ağı ve İp tedavisi ile bakış ve ifade değiştirilmeden, sadece yaşlanmanın verdiği sarkmanın tedavi edilmesi amaçlanıyor. Cilt yaş ilerledikçe, yerçekiminin etkisine ve güneş hasarına bağlı olarak gergin yapısını kaybediyor. Fakat bunu tersine çevirmek mümkün. Amaç, yüz ovalini tekrar yakalamak, çene üçgenini tekrar oluşturmak, boyundaki sarkmaları toparlayabilmek, elmacık kemikleri ve dudak kontürünü belirginleştirmek, dudak üstü ve dudak altı çizgilerini yok etmek, botoks yaptırmak istemeyen hastalarda kaş kaldırmak, kol altı ile bacak içi sarkmalarında, yaşla beraber dirseklerdeki ve diz kapaklarındaki çizgileri yok etmek.

Problemli bölgelerinizden 30 dakikada kurtulun

Örümcek ağı ve ip tedavisi adı verilen bu yöntem ile özel ipler kullanılarak, meydana gelen sarkmalar ve kırışıklıklar giderilebiliyor. Cerrahi uygulama yapılmadan cilt daha gergin ve genç bir görünüme kavuşuyor. Örümcek ağı ve ip tedavisi ortalama 30 dakika sürüyor. İşlem sırasında anesteziye gerek olmuyor ve uygulama lokalanestezik kremlerle, genellikle 35 ile 70 yaş arası gruba yapılıyor. Ancak yöntem 25’li yaşlarda da uygulanabiliyor. Çünkü ip yöntemiyle geniş yüzlerin daraltılması da mümkün. Eğer kişi çok geniş bir yüz yapısına sahipse ve durumdan rahatsızsa, daha üçgenimsi bir yüz şekli elde edilebilir. Bunun dışında yüzünde sarkması olan herkes bu yöntemden faydalanabilir. Örümcek ağı ve ip tedavisi sırasında herhangi bir kesiğe ihtiyaç duyulmaz. Ayrıca tedavi olan kişi  uygulamadan hemen sonra günlük yaşamına geri dönebilir. İşlem sırasında kullanılan ip, uzun yıllardır bilinen bir materyal olduğu için güvenliği çok yüksek, hastaya hiçbir şekilde zarar vermeyen ve yan etikisi olmayan bir malzemedir. Fakat işlem sırasında kişinin hassasiyetine bağlı olarak morluklar ortaya çıkabilir ama bu morluklar birkaç gün içerisinde kayboluyor.

Bel fıtığından kurtulmak mümkün olabilir

bel fıtığıMikrodiskektomi ameliyatı ile hayatınızı çekilmez hale getiren bel ağrılarından tamamen kurtulabilir hatta ameliyat sırasında telefonla konuşup, dergi okuyabilirsiniz. Op. Dr. Onur Kulaksızoğlu geliştirilen son tekniklerle yürüyemeyecek derecede bel fıtığı olan hastalar da dâhil tüm bel fıtığı hastalarının, mikro cerrahi tekniğinin kullanıldığı Mikrodiskektomi ameliyatı ile sağlıklarına kavuşabileceklerini belirtiyor.

Ortalama bir ömür yaşayan her insan, hayatı boyunca omurgasına yaklaşık 5-6 milyon kez yüklenme yapar. Eğilme, kalkma ve çömelme gibi hareketlerin hepsi yüklenme anlamına gelir. Yatma dışındaki tüm hareketlerde omurgaya yükleniriz. Bu nedenle tüm dünyada bel fıtığı sorunu yaşayan insanların sayısı oldukça fazla.  Başlangıçta dikkate alınmayan bel ağrısı karşısında genellikle ağrılarımız dayanılmaz oluncaya kadar doktora gitmez, kulaktan dolma tedavi yöntemleriyle hastalığımızı kendimiz tedavi etmeye çalışırız. Oysaki günümüzde teknolojinin de yardımıyla geliştirilen teknikler sayesinde, bel fıtığının en ilerlemiş halleri dahi çok basit yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

Tıbbi olarak iki omur arasında omurgaya binen yükü emen ve eşit dağılımını sağlayan disk yapısının omuriliğe ve/veya sinir köklerine doğru bombeleşmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık olan bel fıtığı; bel ağrısı, bacaklara vuran ağrı, bacaklarda ve ayaklarda uyuşma, güçsüzlük, nadiren de olsa yanma ve iğnelenme, idrar yapamama ya da idrar kaçırma (bel ağrısı ile birlikte) gibi belirtiler gösterir.

Bel fıtığının tedavi seçenekleri çeşitlidir. Yatak istirahati, ilaç kullanımı ve fizik tedavi çok ilerlememiş fıtıklarda genelde olumlu yanıt verir ancak durumu daha ilerlemiş olan fıtıklarda ileri tekniklerle cerrahi tedavi şarttır.

Narkozsuz bel ameliyatı olun, yarım saatte ağrılarınızdan kurtulun

Mikro cerrahi tekniğin kullanıldığı mikrodiskektomi ameliyatında, hasta genel anestezi ile bayıltılmadan operasyon yapılıyor. Doktorsitesi.com üyelerinden Op. Dr. Onur Kulaksızoğlu’na göre bu yöntem sırf ameliyattan korktukları için yıllarca bu acıyı çeken hastaların ameliyat fobilerine, ameliyattan sonra uyanamama korkularına son veriyor.

Ameliyatta epidural anestezi yalnızca bel bölgesine iğne ile uygulanıyor ve bu sayede hasta cerrahi müdahale esnasında konuşabilir ; doktoruna soru sorabilir; monitörden ameliyatını izleyebilir ve hatta yakınları ile telefonla dahi konuşabilir durumda oluyor.
Operasyon sonrasında da yara miktarının az olması; kemik dokuda fazla hasar olmaması gibi etkenlerden dolayı hasta, ertesi gün normal yaşantısına dönebiliyor, birkaç hafta sonra da spor yapabilir hale geliyor. Mikrodiskektomi yönteminin temel amacı klasik bel fıtığı ameliyatı ile aynı ancak çok daha gelişmiş cerrahi tekniklerle yapılmakta.

Op. Dr. Onur Kulaksızoğlu Mikrodiskektomi yönteminin avantajlarını şöyle sıralıyor:

– Ameliyat tamamen mikroskop altında yapılır, mikroskobun büyütmesinden ve geniş görüş alanından yararlanıp çok daha küçük bir sahada çalışılır ve tüm ameliyat video kaydı altına alınır

– Cerrahi müdahale 12–14 milimetre içerisinde ve hastanın hissetmeyeceği şekilde gerçekleştirilir

-Müdahale çok daha küçük bir bölgeden gerçekleştiği için, hem iyileşme daha hızlıdır, hem de ameliyat sonrası cerrahi müdahaleye bağlı sıkıntılar bu yöntemle çok daha azdır ya da hiç olmamaktadır

-Cerrahi başarı oranı %97-98 civarındadır.

 

Op. Dr. Onur Kulaksızoğlu
Op. Dr. Onur Kulaksızoğlu