Kırmızı besinler yemeyi ihmal etmeyin

redEnerjinin rengi kırmızı, günlük beslenmemizde de bulunmalı; menülerimize renk katmalıdır. Renkli ve sağlıklı bir diyetin en önemli renklerinden biri olan kırmızı sebze ve meyveler, kırmızı rengini‘likopen’ ve ‘antosiyanin’ olarak adlandırılan doğal pigmentlerden alırlar.  Kırmızı besinler yemeyi ihmal etmeyin yazısının devamı

Çocukların gözü dijital yorgunu

kids-on-ipadY kuşağı dijital ekranlardan kopamıyor ya da vazgeçemiyor. Ancak sürekli ekrana bakmak çocuklarda bir takım göz problemlerine neden olabiliyor. Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın, sürekli dijital ekranlara bakan çocuklarda fark edilmeyen göz rahatsızlıklarının ortaya çıkabileceğini, bu rahatsızlıkların çocukların hem sosyal, hem de zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilediğini belirtti.

Dijital ekranlar, bilgisayarlar ve oyunlar göz yorgunluğunun ana kaynakları arasında yer alıyor. Çocuklar bunlarla saatlerce vakit geçiriyor ve gözlerinin yorulduğunu hesaba katmıyor. Ayrıca ailelerine de şikâyet etmiyorlar.

Görme bozukluklarının görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artar, ancak sürekli sabit bir ekrana bakmak çocukların gözlerinde sorunlara yol açabiliyor. Uzun süre sabit bir ekrana bakan çocuklarda da en sık rastlanan rahatsızlıklarının başında gizli kaymalar geliyor. Uzun süre yakın ekran çalışması genetik yatkınlığı olan çocuklarda miyopinin ortaya çıkışını tetikleyebiliyor veya daha hızlı ilerlemesine neden olabiliyor. Bu konuda yapılan çalışmalara göre, genel olarak dijital ekranlarla aşırı yakın çalışma gözü ovalamayı arttırabilir, bu da astigmat ve miyopinin ortaya çıkışını veya ilerlemesini tetikleyebiliyor. Ekran karşısında uzun zaman geçirmek gözde kuruluk ve alerjinin daha fazla olması anlamına geliyor, bu da gözü ovalamayı artırıyor.

Eğer çocuğumuzun gözünde bilmediğimiz bir kırma kusuru da varsa ve aşırı bilgisayar başındaysa gözde gizli kaymalar, baş ağrısı, göz ağrısı oluşabilir. Sık arpacık çıkarma, gözde kızarıklık buna eşlik edebilir.

Op. Dr. Elvan Yalçın, dijital ekranların gözü yormasının en büyük nedeninin uzun süre ekrana odaklanmak olduğunu, çocuklarda meydana gelebilecek göz sorunlarının önüne geçebilmek için de her yarım saatte bir çocukların ekrandan uzaklaştırılması gerektiğini ve genel olarak okul öncesi günde toplam 1 saatlik bilgisayarın yeterli olacağını belirtiyor.

Ayrıca Op. Dr. Yalçın, “0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için; doğumdan hemen sonra, ilk bir yaş, iletişimin kurulabildiği ve görmenin alınabildiği 2-4 yaş içerisinde, okula başlamadan önce ve okul süresince düzenli göz muayenesi yapılması gereklidir” dedi.

Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın
Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın

Neştersiz bypass ameliyatı mümkün

heart_attackKalp ve damar hastalıkları ülkemizde en sık rastlanan kronik hastalıkların başında geliyor. Kalp damar hastalıkları tedavisinde ise özellikle son yıllarda robotik cerrahi ile yapılan by pass ameliyatları, hasta konforu iyileşmenin hızlığı açısından çok önemli bir avantaj. Koltuk altından açılan 3 delik ve sadece kaburga kemiğinin olduğu yere açılar 4 santimlik kesi ile göğse neşter değmeden ve kalbi durdurmadan robot ile by pass uygulamak mümkün. Liv Hospital Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özkara “Kalbin üzerindeki en önemli damar olan göğüs atardamarını kullanarak hastaya robotik by pass uyguluyoruz. Klasik by pastaki gibi göğüs bölgesi açılmadan ve kalbi durdurmadan operasyonu gerçekleştiriyoruz” diyor. Robotik by passla hastanın çok daha erken normal yaşamına geri dönebildiğine dikkat çeken Liv Hospital Op. Dr. Cenk İndelen bu yöntemle enfeksiyon oranı ve kanamanın çok daha az olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kozmetik açıdan klasik by pass ameliyatından çok daha üstün. Hasta iki hafta içinde işine dönüyor. Normal fizik kondüsyonuna ulaşıyor.

Neşter kullanmadan yapılıyor

Kalp cerrahisinde özellikle son 15 yılda gelişen teknoloji ile klasik ameliyat yöntemlerine alternatif olarak minimal invazif yöntemlerin sayısı giderek artıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde de son yıllarda robotik kalp cerrahisi ameliyat sayılarında yüzde 20 civarında artış gözleniyor. Ülkemizde de bu oran giderek artıyor. Robotik kalp cerrahisinde sternum adı verilen iman tahtası kemiği kesilmeden operasyon yapılıyor. Göğüs kafesinin sağ ya da sol tarafından yapılan 4 santimlik minik kesiler ile göğse neşter değmeden ve kalbi durdurmadan robot kolları yerleştiriliyor. Bir kesiden yerleştirilen kamera ile 3 boyutlu görüntü, 8-10 kat daha büyük ve net görüntü sağlanıyor. Bir cerrah robot kollarına cerrahi enstrümanları takıyor, diğer cerrah kameranın olduğu konsol da bu enstrümanları kullanıyor.

Hem hasta hem de cerrah için konforlu

Klasik ya da torakoskopik cerrahiden farklı olarak kullanılan aletlerin güvenliği daha yüksek. Konsolda bulunan cerrahın parmak hareketleri ile kullanılan cerrahi aletler, el bileğinin zorlandığı hareketleri bile kolaylıkla yapar. El titremesi, yorgunluğu olmuyor, ulaşılması zor anatomik alanlara daha kolay müdahale ediliyor. Bu hem cerrah hem de hasta için konfor sağlıyor.

 

Daha az ağrı, daha düşük enfeksiyon

Robot cerrahisine uygun hastalarda koroner arter bypass cerrahisi, mitral kapak cerrahisi, konjenital kalp cerrahisi ve aritmi cerrahisi robotla yapılıyor. Koroner arter bypass cerrahisi kalbi durdurmadan ya da kalbi durdurarak (kalp-akciğer makinesi kullanılarak) gerçekleştiriliyor. Mitral kapak operasyonları kalp durdurularak yapılıyor. Robotik kalp cerrahisi ile hastalarda nekahat dönemi belirgin olarak kısalıyor, hastalar genellikle 15 gün sonra işlerine dönebiliyor. Kanama, enfeksiyon, ağrı ve kan kullanımı çok daha az oluyor.

Robotik kalp cerrahinin avantajları;

·         Daha iyi sonuç: Ağrı ve ameliyat sonrası bazı bedensel fonksiyonlarda bozulma gibi sorunlar çok daha az oranda görülmekte, hasta memnuniyeti açısından daha iyi sonuçlar vermektedir.

·         Daha az hasar: Ameliyatın küçük deliklerden, kamera yardımı ile yapılması, genel inanışın aksine açık cerrahiden çok daha net ve detaylı bir görüş alanı sağlanarak ameliyatın çok daha az doku travmasına sebep tamamlanmasına olanak sağlamaktadır.

·         Daha hızlı iyileşme: Ameliyat sonrası iyileşme açık cerrahiye göre çok daha hızlı olmaktadır. Bu hastanede daha kısa süre kalış, hastanın daha çabuk ayağa kalkması anlamına da gelmektedir.

·         Daha az ağrı: Küçük kesilerden ameliyat yapıldığı için operasyon sonrası hastalar daa az ağrı duymaktadır.

·         Daha az enfeksiyon riski: Yapılan kesi alanı küçüldükçe, ameliyat sonrası görülen cerrahi alan enfeksiyonu daha az görülmektedir.

·         Daha iyi kozmetik sonuç: 1-1.5 santimlik kesiler yardımıyla ameliyat yapıldığı için açık cerrahiye göre daha iyi kozmetik sonuçları alınabilmektedir.

·         Daha net görüş alanı: Ameliyatın küçük deliklerden optik sistemleri yardımıyla yapılışı açık cerrahiden çok daha net ve detaylı bir görüş alanı sağlamaktadır.

·         Daha az kan kaybı: Doku hasarı daha az olduğu için kan kaybı da minimal olmaktadır.

 

Liv Hospital Op. Dr. Cenk İndelen
Liv Hospital Op. Dr. Cenk İndelen
Liv Hospital Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özkara
Liv Hospital Doç. Dr. Ahmet Özkara

Karda küçük adımlarla yürüyün

couple-walking-in-snow709

Karlı havalarda düşme ve çarpmaların etkisi ile kırık çıkık vakalarında artış gözleniyor. Bu dönemlerde en çok el bileği, kalça, omuz çevresi ve ayak bileği kırıklarıyla karşılaşılıyor. Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yalın Dirik, “Karda kayıp düşmemek için alınması gereken önlemler” hakkında bilgi verdi.

Yürürken iki eliniz cebinizde olmasın

Karlı ve sisli havalarda görüş mesafesinin azalması trafik kazalarında artışa neden olur. Bununla birlikte yayaların karlı, buzlu, kaygan zeminlerde yürümesi güçleşmektedir. Buzlu le yolda ellerin cepte olması, büyük adımlar atılması düşmeye daha çok neden olmaktadır. Yürürken düşmeleri azaltmak için bazı önlemler alınabilir.

  • Evden çıkmadan önce dışarıdaki hava şartları kontrol edip, uygun kıyafetler tercih edin. Dar kıyafetler hareket kabiliyetinizi azaltır.
  • Gideceğiniz yere yetişmek için acele edeyim derken düşmelerin önlenmesi bakımından 15 dakika erken çıkın.
  • Tabanı kaygan olmayan altı lastik ve tırtıklı ayakkabılar giyin. Özellikle ayak bileği yaralanmalarını önlemek için bileği kavrayan botlar tercih edilmelidir.
  • Yürürken küçük ve dengeli adımlar atın.
  • Ellerin cepte olmaması ise düşme anında avuç ortalarını yere koyarak, vücudun herhangi bir bölgesinin yere daha sert bir şekilde çarpmasına engel olur.
  • Mümkünse diş yokuşları inip çıkmayın.
  • Merdiven inip çıkarken trabzanları kullanın.
  • Çocuğunuzu ya da ağır eşyalarınızı kucakta taşımayın.
  • Poşet ya da çantalarınızı iki elinizle taşımayın.
  • Kar gözlüğü kullanın.

Zorunlu olmadıkça karlı havada dışarı çıkmayın  

Düşme sırasında refleks olarak yüzü korumak için el ve ayak bileği öne doğru hareket eder. Bu yüzden, el ve ayak bileği kırıklarıyla sık karşılaşırız. Yere düşüp çarpma sonucu kalça kırıkları, omuz çevresi kırık ve çıkıkları, omurga kırıkları sık görülür. Yaş ortalaması arttıkça basit düşmelerle oluşan kırık sayısı da artmaktadır. Özellikle ileri yaştakilere, kötü hava koşullarında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını öneriyoruz.

Düşen kişiyi kıpırdatayım derken sakatlamayın 

Düşme veya çarpma sonrasında hareketle artan ağrı, şekil bozukluğu, ödem ve kanama nedeniyle şişkinlik ve morarma olması halinde kırıktan şüphelenilmelidir. Kırık oldukça ağrılı bir durumdur ve ne yazık ki bizi tedbirsiz yakalar. Acil durumlarda geçici olarak sargılama ve hastayı hareketsiz hale getirme önem taşır. Hastayı kıpırdatmak ya da pozisyon vermeye çalışmak kırığın durumunu ve yerini tam bilemeyeceğimiz için oldukça risk taşır. Bilinçsiz hareket ettirmek, iç kanamayı artırabileceği gibi hastanın acı çekmesine de neden olur.  Kırık şüphesi varsa, kırık kemik uçlarının çevresindeki damar, sinir gibi yumuşak dokulara zarar vermemesi için kırık uçları mümkün olduğunca hareketsiz tutulmalıdır. Kolu ilgilendiren bir yaralanma ise yüzük, saat gibi eşyalar hemen çıkarılmalıdır. El bileği, ayak bileği, omuz çevresi kırığı varsa geçici tespitle acil servise başvurulmalı, şişmeyi önlemek için cilde direkt temas etmeden buz uygulanmalıdır. Kırık tedavisi, kırık kemik uçlarının birleştirilmesi ve birbirlerine kaynamalarını içeren ve daha sonrasında hastanın uzvunu eskiden olduğu gibi sağlıklı kullanabilmesi sürecini kapsamaktadır.  

Travma tedavisi için tam donanımlı bir merkeze başvurun 

Ortopedik travmalar iyi bir organizasyon, özel eğitim ve deneyime sahip bir ekip, en üst seviyede teknoloji kullanımı, konuyu ilgilendiren genel cerrahi, beyin cerrahisi gibi diğer branş ekipleriyle yakın işbirliği ve bilgi paylaşımı prensipleriyle çalışmalıdır.

Amaç; kırık nedeniyle bozulan sağlık durumu ile iş ve sosyal yaşam performansının en kısa zamanda tam olarak düzeltilmesidir. Ortopedik yaralanmalarda modern acil yaklaşımda ana prensipler; ilk müdahalenin kusursuz biçimde yapılmasına olanak sağlayacak acil servis donanımı, 24 saat yeterli değerlendirme yapabilecek kalitede nöbetçi ortopedi ekibi, 24 saat standart radyoloji-laboratuvar incelemelerinin yanında 3 boyutlu tomografi- MR olanaklarının bulunması, gerektiğinde diğer branş hekimleri ile konsültasyon olanakları, operasyon gerektiğinde de gerekli altyapının ( ileri düzeyde ameliyathane, yoğun bakım, tıbbi materyal vs.) bulunması sayılabilir.

Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yalın Dirik
Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yalın Dirik

Zamanı durdurmak için ritmik masaj

ritmik-masajla-kalbinize-saglik-5230928_4754_oZamanı durdurmanın, ruh ve beden sağlığını koruyarak, uzun ve mutlu bir ömür yaşamak olduğunu belirten Prof. Dr. Günsel Avcı, bunu sağlamak için, sağlıklı yaşam koşullarına uymak yanı sıra, ”Ritmik Masaj” desteğinin de alınması gerektiğini açıkladı. Sağlıklı yaşamak ve yaşlanmayı geciktirmek için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve sigara içmemek gibi sağlıklı yaşam koşullarına uyulması gerektiğini belirten Prof. Avcı, bu konuda “Ritmik Masaj”ın sağlayacağı ek yararları açıkladı.

“Ritmik Masaj”, Kan Dolaşımını Canlandırarak, Tüm Doku ve Organlarını Kanlanmasını Arttırıyor.

“Ritmik Masaj”ın, vücudun belden aşağısına, kalp ritmi ile uyumlu olarak yapılan bir masaj olduğunu söyleyen ve sırt üstü yatan hastanın bacaklarına ve kalçalarına sarılan sargıların her kalp atımında basınçlı hava ile otomatik olarak şişirilip indirilmesi şeklinde yapıldığını belirten Prof. Avcı, “uluslararası tıp dilinde EECP diye bilinen ve koroner kalp hastaları ile kalp yetersizliği hastalarının tedavisinde kullanılan kansız ameliyatsız ve güvenli, bir tedavi olan “Ritmik Masaj”ın sağlığı koruma ve yaşlanmayı önleme yönünde de çok yararlı etkileri vardır” dedi.

“Ritmik Masaj” ile Yaşlanmayı Geciktirici “Anti-Aging” Tedavi:

Prof. Avcı, “Ritmik Masaj” ın bu yararlı “Anti- Aging”etkilerini söyle açıkladı: ”Ritmik masaj” vücutta kan dolaşımını canlandırarak, tüm doku ve organların kanlanmasını arttırır. Cildin kanlanmasının artışı, daha canlı görünmesini sağlar, kırışıklıkları ve saç dökülmesini önler, sellülitler kaybolur. Canlanan dolaşım ile dokularda biriken ve yorgunluğa neden olan metabolizma artıklarının uzaklaştırılması kolaylaşır; insanlar bedenen kendilerini daha dinç ve enerjik hissederler. Profesyonel sporcularda antrenman sonu yorgunluğun çabuk atılması ve ertesi gün sahaya daha enerjik çıkmaları mümkün olur. Beynin kanlanmasının artışı, zihin çalışmalarında performansı arttırır, unutkanlığı önler. Cinsel organlarda kanlanmanın artışı, cinsel gücü arttırır. Damarların iç yüzeyinde, damar sertliğinden koruyucu bir etki gösterir; böylece, damar yaşlanmasını önler, damar sertliğinin yol açtığı, kalp, beyin ve diğer organ hastalıklarına karşı vücudu korur. Böylece “Ritmik Masaj” insanların genç ve dinç olmasını, mutlu yaşamasını sağlar”.

Sağlıklı Yaşamanın Temel İlkeleri

Haftada 3 gün 30-45 dakika, tempolu yürüme, yüzme ve dans etme gibi aerobik egzersizin, şişmanlamaya yol açmayacak ölçülerde, protein, yağ ve karbonhidrat tüketmenin ve sigara içmemenin, sağlıklı yaşamanın temel ilkeleri olduğunu belirten Prof. Avcı, belirli aralıklarla 35 saatlik “Ritmik Masaj” kürleri alarak, zamanı durdurmanın ve yaşlanmayı geciktirmenin başarılabileceğini vurguladı.

Kalp Hastalıkları Uzmanı Kardiyolog Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı
Kalp Hastalıkları Uzmanı Kardiyolog Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı