Etiket arşivi: ağız ve diş sağlığı

Diş çürükleri için bunları yapın!

Beslenmede ilk prensip vücut için gerekli protein, vitamin, mineral, karbonhidrat gibi besinlerin dengeli bir şekilde  alınmasıdır ve bu dengeyi bozacak her şey sağlığımızı nasıl olumsuz etkiliyorsa diş sağlığımızı da olumsuz yönde etkileyecektir  diyen Bakırköy Hospitadent Diş Hastanesi Başhekimi Dt. Selma Kurtoğlu, “Özellikle çocuklarda kontrolsüz tüketilen şeker , çikolata ve lokum gibi gıdalar çürüklere sebep olur.

Diş çürükleri için bunları yapın! yazısının devamı

Diyabetli sayısı 10 yılda bir ikiye katlanıyor

Diyabet hastalığı inanılmaz bir hızla artarak çağın hastalığı haline gelirken, diyabetli hasta sayısı her 10 yılda bir iki kat artmaktadır. Bu hastalıkla mücadele eden kişiler için beslenme ve yaşam koşulları üzerinde sıklıkla durulmasına karşın, diyabet hastalığını etkileyen ağız ve diş sağlığına yeteri kadar önem verilmemektedir. İstanbul Aydın Üniversitesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinem Yıldız Çiftlikli diyabet ile ağız ve diş sağlığı arasındaki bağlantıya dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. 
Diyabetli sayısı 10 yılda bir ikiye katlanıyor yazısının devamı

Tatilde dişiniz ağrırsa bunları yapın

İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN

İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bili Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaduman, stresli ve yoğun geçen günlerin ardından beklenen yaz tatili planlarınn zamansız gelen diş ağrısıyla  bozulmasını önlemek için 5 önemli tavsiyede bulundu. Tatilde dişiniz ağrırsa bunları yapın yazısının devamı

Evlilikleri bitiren hastalık

agiz+kokusu

Her dört kişiden birinin ağız kokusu problemi yaşadığına değinen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, “Önemsenmeyen ağız kokusu, sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, metabolizma bozuklukları, bademcik iltihabı ve diş eti rahatsızlıkları gibi hastalıkların habercisi olabilir. Bireylerin özgüvenlerini kaybetmelerine de neden olan ağız kokusu probleminin tedavisine bir an önce başlanması gerekir” dedi.

Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşiklerin ağız kokusunu oluşturduğunu söyleyen Özbölük, “Belli hastalıkların habercisi olduğu gibi ağız ve diş sağlığına gereken önemin verilmemesinden de kaynaklanabilen ağız kokusu, sosyal hayatta bireylerin özgüvenlerini kaybetmelerine neden olup evlilikleri bile etkileyebiliyor. Toplumun geneline yayılan bir sorun olan ağız kokusu her dört kişiden birinde görülüyor” diye konuştu.

Özbölük “Ağız kokusuna sebep olan problem teşhis edilmeli ve sebebe yönelik tedavi uygulanmalıdır. Ağız kokusunu önlemek için kokuya neden olan yiyecek ve içeceklerden kaçınmalıdır” dedi.

Ağız kokusundan kurtulmanın yolları:

Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, ağız kokusundan korunmak için uygulanacak yöntemleri şöyle sıraladı:

• Ağızdaki tüm diş çürükleri, kırık dolgu veya kron-köprü tedavi edilmeli, gömük, sorunlu dişler çekilmelidir.

• Diş ve diş eti hastalıkları ağız kokusunun en önemli nedenlerinden olduğundan ağız muayenesi ve bakımı için diş hekimi düzenli olarak ziyaret edilmelidir.

• Protez, dolgu, diş köprüleri aralarına kaçan ve orada kalan yiyecekler kötü kokuya sebep olur. Her gece protezleri çıkarmak ve temizlemek, sabah tekrar takmak gerekir.

• Bakteri plakları ve yiyecek artıklarını temizlemek için dişlerinizi günde en az iki defa fırçalamak ve her gün diş ipi kullanmak esastır.

• Ağız kokusunun nedenlerinden biri de dildeki tabakalaşmadır. Bakteri tabakaları ve yiyecek atıkları dilin arka tarafında birikir, kısa süre de bakterilerin yaşamasına elverişli bir duruma gelirler. Bu nedenle dilimizi fırçalamayı alışkanlık haline getirmemiz gerekmektedir.

• Tükürük ağız kokusu ile savaşmanın en iyi yollarından biri olduğundan sakız çiğnemek ağız kokusunu azaltmaktadır. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgımızı arttırarak ağız temizliğine yardımcı olur.

• Ağız kuruluğundan dolayı ağız kokusu olur. Ağız kuruluğuna sebebiyet vermemek için mutlaka bol bol su içilmelidir. Su içeriği olan meyve ve sebzeler (domates, pırasa, çilek, karpuz) tüketilmelidir. Maydanoz nefesimizi doğal olarak temizlemede etkilidir. Kahve taneleri, limon kabukları ağız kokusunu gidermektedir.

• Sigaranın ağız kokusuna neden olduğu aşikardır. Sigara kullanımını azaltmamız gerekmektedir.

Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük
Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük

Dişçi korkunuz varsa bu haberi okuyun

dentist_1913668bBazı hastaların Diş Hastalıkları sorunlarını sağlıklarını tehdit edici bir noktaya gelse bile diş hekimine başvurmaktan çekindiklerini belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Ağız,Diş ve Çene Sağlığı Uzmanı Dr. Dt. Ceren Saruhanoğlu alınacak bazı önlemler ile bu korkuyu aşmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Diş hekimi korkusu, psikolojik olarak, diş hekimine gitmekten korkma veya hoşlanmama ve kişinin kendi iç dünyasında oluşturduğu mantık dışı korkuları içerir.

Diş hekimi fobisi ise genelde yaşanan diş hekimi korkusundan farklı ve daha ciddi bir problemdir. Fobisi olan kişinin en klasik davranış biçimi olaydan sakınmaktır. Bu davranış diğer fobiler için bir çözüm gibi gözükse de, sağlığımızla ilgili olan dişlerimize gerekli tedaviyi yaptırmaktan sakınmamız probleme çözüm getirmekten ziyade onu kaçınılmaz boyutlara sürükler.

Her korku gibi diş hekimi korkusu da gerçekte mantığı olmayan varsayımlara dayanır. Diş hekimi korkusu diğer korkular gibi yanlış öğrenmeler üzerine dayanır ve tüm korkular gibi psikoterapi yaklaşımları ile tedavi edilebilir.

Bunun yanı sıra genel anestezi veya sedasyon ile cerrahi (Diş Çekimi, Diş eti tedavisi , İmplant, Kemik grefti, Kemik Kisti vb.) ve cerrahi olmayan (Diş dolgusu, Kanal tedavisi vb.) tedaviler uygulanmaktadır.

Sedasyon Nedir? 

Bazı Sedatif (Diyazem benzeri) , Narkotik Analjezik(Morfin benzeri) ve bazen Hipnotik bir ilacın kombinasyonu ile hasta rahatlatılır ve kısa bir unutkanlık sağlanıp Lokal Anestezi ile hastanın diş tedavisi kısa sürede yapılabilir.

Genel Anestezi nedir?

Halk dilinde Narkoz diye bilinen Genel Anestezi başlıca 3 grup ilaç kombinasyonu ile Sağlanır.

– İlaçlar yardımı ile hastanın geçici şuur kaybı,

– Narkotik Analjezikler (Morfin benzeri ağrı kesiciler) hasta bilinçsiz olsa bile ağrısız bir operasyon geçirmesi,

– Kas gevşetici ilaçlar ile vücuttaki tüm kaslar gevşetilerek rahat bir cerrahi ortam sağlanır. Kas gevşeticilerin kullanımı ile tüm kaslar , solunumu sağlayan solunum kasları dahil olmak üzere, geçici olarak felç olur ve endotrakeal tüp dediğimiz steril olan küçük bir tüp hastanın nefes borusuna yerleştirilerek , hastanın solunumu Anestezi uzmanı kontrolunda anestezi cihazı (Solunum cihazı ) ile sağlanır.

Anestezi risk grupları

1-Herhangi bir sağlık sorunu olmayan ve Anestezi riskleri en az olan hastalar,

2- Hafif bir rahatsızlığı olan Diyabet ve Hipertansiyon gibi, ancak hayatı fonksiyonlarını etkilememiş olan hastalar,

3-Kalp yetmezliği, Solunum yetmezliği gibi hayatı fonksiyonları etkilenmiş ve anestezi riski yüksek olan Hastalar,

4-İleri derecede Kalp,Karaciğer,böbrek ve solunum yetmezliği olan hastalardır.

Genel Anestezi ve sedasyon uyguladığımız hasta grupları

1.4 yaşından küçük çocuklar- bu grup çocukların ikna yolu ile diş tedavileri oldukça güçtür

2.Gelişim geriliği olan çocuk veya erişkinler

3.İleri derecede fobisi (Korku) olan erişkin hastalar

4.Genel Anestezi gerektiren cerrahi girişimler (Kemik grefti, Kemik kisti vb.)

5.Lokal anestezi ile tek seansta yapılması mümkün olmayan bir çok cerrahi işlemin kısa sürede (2-3 saat) genel anestezi altında yapılmasını isteyen hasta grubudur.

KadıköyŞifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Ağız,Diş ve Çene Sağlığı Uzmanı Dr. Dt. Ceren Saruhanoğlu
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Ağız,Diş ve Çene Sağlığı Uzmanı Dr. Dt. Ceren Saruhanoğlu

 

İşte dünyanın en yaygın hastalığı

diş hekimi diş tedavisiSağlıklı diş etinin soluk pembe renkte, dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış, portakal kabuğuna benzer parlak-pütürlü bir görünüme sahip olduğunu söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi Diş eti Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir; diş etinizde  kanama, şişlik, kızarıklık varsa mutlaka bir diş eti uzmanına ( periodontolog)  başvurmanız gerektiğinin altını çizdi.

Dünya’da diş eti hastalıklarının görülme oranının %90 olduğunu ve genellikle asemptomatik ağrısız hastalıklar olduğunu dile getiren Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir, “Hastaların tedavi edilmediği durumlarda diş eti hastalıklarının ilerlemesi sonucunda dişleri destekleyen çevre dokulardaki kayıpların sonucunda yeme içmede sorun daha sonra bu yıkımlarla birlikte dişlerde sallanma ve kayıplar meydana gelebilir” dedi.

Diş eti kanamasının iltihabın başlamasıyla ortaya çıkan ilk belirti olduğunu ve bunun ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Hospitadent Diş Hastanesi Dişeti Hastalıkları ve Cerrahisi uzmanı Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir ,  “ Düzenli doktor kontrolleri ile dişeti hastalıklarının hepsinin tedavi edilebilir. Sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmanın temel şartı ağız hijyenine önem verilerek diş taşı oluşumunun önlenmes dir . Diş eti hastalıklarından korunmak için yapılabilecek en basit tedavi yöntemi ; doğru fırçalama teknikleri, diş ipi ve arayüz fırçası kullanmaktır” dedi.

Diş taşlarının ağız hijyeninin yetersiz olduğu durumlarda diş yüzeyinde kalan yemek birikintilerini zaman içerisinde tükürük içerisinde minerallerin çökelmesi sonucunda oluşan taşlar olduğunu ifade eden Hospitadent Diş Hastanesi Dişeti Hastalıkları ve Cerrahisi uzmanı Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir, “ilk başlangıç aşamasında temizlenmezlerse zaman içerisinde hem birikimlerinin artacağına hem de mikroorganizma türleri değişeceği için dişeti hastalıklarının ilerlemesine sebep olacaktır” dedi.

Enfeksiyona bağlı diş kayıplarındaki sıkıntının sadece mevcut dişin kaybıyla sonuçlanmayacağını belirten Dr. Menemencioğlu, “ ordaki enfeksiyon yandaki dişin destek dokularını eriteceği için aynı şekilde dişlerin fonksiyon kaybı, dişlerin sallanması yan ve çevre dişlerde de görülmeye başlanacaktır. Periodantal hastalıklarda kaybedilen dişte en büyük sorun sadece diş kayıbı değidir. Kayıp sırasında çevredeki kemik dokularda da kayıplar yaşanacağı için hastalar eksik dişin yerine daha sonradan yaptıracağı protetik tedavilerde de sıkıntı yaşayabilirler. İmplant yaptırmak isteniyorsa kemik desteği azaldığı için implant yapılamayabilir, ya da protez yapılacaksa kemik kaybından dolayı estetikte sorun yaratacak dişlerin yapılması sorun yaratabilir. “ dedi.

Dişeti ile ilgili sorunlara ne kadar erken müdahele edilir ise tedavilerde o kadar kolaylaşacağını söyleyen Dr. Menemencioğlu, “İleride daha büyük sorunlar yaşamamak için diş eti kanamalarını ihmal etmeyiniz.  Hekiminize 6 ayda 1 kez mutlaka muayene olunuz” dedi.

 

Diş Hastanesi Diş eti Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir
Diş Hastanesi Diş eti Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir