Diş tedavileri arasında en çok korkulan kanal tedavisi tarihe mi karışıyor? Kanal tedavisine alternatif bir yöntem kullanılabilir mi? Harvard Üniversitesi’nin geliştirdiği yeni yöntem sayesinde diş sinir köklerine direkt müdahale edilmeyecek; dişteki hastalıklı doku kök hücreyle iyileştirilecek.
Etiket arşivi: diş
Hamilelikte diş problemleri
Diş ve diş eti hastalıkları genellikle önemsenmeyen, üzerinde durulmayan rahatsızlıklar olarak görülse de uzmanlar aksini söylüyor; “Dişlerinizi kaybedebilirsiniz”.
Yeni İpana 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection
Sağlıklı diş ve diş etlerinin getirdiği bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmak; kendinize olan güveninizi arttırmaya ve çevrenizdeki insanlar üzerinde daha iyi bir izlenim bırakmanıza yardımcı olur. Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan P&G markası dünyada sahip olduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macununu İpana markasıyla Türkiye’ye geliyor. Bembeyaz ve etkileyici bir gülüş için İpana 3 Boyutlu Beyazlık Luxe ailesinin şimdiye kadarki en güçlü üyesiyle tanışmaya hazır mısınız?
Yeni İpana 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection yazısının devamı
Yeşil çay ağız ve diş sağlığı için çok yararlı
Rengi ne olursa olsun; beyaz, yeşil ya da siyah çay, çay tüm dünyada milyarlarca insanın vazgeçemediği tutkusu. Efsaneye göre, yeşil çay 4000 yıl kadar önce Çin İmparatoru Shennong tarafından tesadüfen bulunmuş. O zamandan beri Uzakdoğu toplumlarının hem içeceği hem de ilacı olmuş. Yeşil çay ağız ve diş sağlığı için çok yararlı yazısının devamı
Diş, ruh sağlığını da etkiliyor!
Ağız ve diş sağlığının sadece beslenmede değil sosyal ilişkilerimiz üzerindeki etkisine de dikkat çeken uzmanlar, “Diş sağlığı kişinin konuşması ve özgüven açısından büyük önem taşıyor” uyarısında bulunuyor.
Kısa diş agresif, uzun diş sempatik gösteriyor
Eskiden insanlar çürük, ağrı ya da diş eti sorunu yaşadıklarında dişçiye giderlerdi. Günümüzde ise güzel bir gülümse imajın bir parçası haline geldi. Gelişen estetik diş hekimliği uygulamaları sayesinde estetik kusurlar ortadan kaldırılarak hasta daha sempatik bir görünüme kavuşuyor.
Kısa diş agresif, uzun diş sempatik gösteriyor yazısının devamı
Diyabetli sayısı 10 yılda bir ikiye katlanıyor
Diyabet hastalığı inanılmaz bir hızla artarak çağın hastalığı haline gelirken, diyabetli hasta sayısı her 10 yılda bir iki kat artmaktadır. Bu hastalıkla mücadele eden kişiler için beslenme ve yaşam koşulları üzerinde sıklıkla durulmasına karşın, diyabet hastalığını etkileyen ağız ve diş sağlığına yeteri kadar önem verilmemektedir. İstanbul Aydın Üniversitesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinem Yıldız Çiftlikli diyabet ile ağız ve diş sağlığı arasındaki bağlantıya dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
Diyabetli sayısı 10 yılda bir ikiye katlanıyor yazısının devamı
İmplantlar artık doğal dişler kadar konforlu
Kaybedilen dişlerin yerine konularak diş kökü görevi gören ve vücutla uyumlu olan implantlar sayesinde ağız sağlığınıza yeniden kavuşuyor ve gülümsemenizi elinizin arkasına saklamak zorunda kalmıyorsunuz. Dişlerinizin doğasına uygun olarak şekillendirilen ve yerleştirilen implantlar hayat kalitenizi arttırıyor, estetik tüm kaygıları gideriyor.
İmplantlar artık doğal dişler kadar konforlu yazısının devamı
Çocukların dişleri için yaza özel bakım
Ebeveynler tüm yıl boyunca çocuklarının ağız ve diş sağlığına gereken özeni gösteriyor olsa da, yaz aylarına özel bazı ipuçları hem çocuklar hem de ebeveynler için hayatı kolaylaştırıyor. Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Didem Özdemir Özenen, yaz aylarında çocukların ağız ve diş sağlığını korumak için öne çıkan konu başlıklarını açıkladı. Çocukların dişleri için yaza özel bakım yazısının devamı
10 adımda çürüksüz dişler
Güzel ve sağlıklı dişlerin, estetik avantajlarının yanı sıra genel vücut sağlığımıza da olumlu etkisi olduğunu vurgulayan Bakırköy Hospitadent Başhekimi Dt. Selma Kurtoğlu, “ İhmal edilen küçük bir çürük; kalp-damar hastalıklarına, romatizmaya, ülsere, böbrek ve karaciğer sorunlarına hatta kansere bile neden olabilmektedir. Ağız ve diş sağlığının öneminin farkındalığında olan ülkelerde diş hekimine 6 ayda bir gitme zorunluluğu varken ülkemizde böyle bir zorunluluk olmamakla birlikte 2 yılda bir diş hekimine gidilmektedir. İleride oluşabilecek sistematik rahatsızlıkların önüne geçebilmek için ağız ve diş bakımını düzenli yapmak, koruyucu ve önleyici tedavileri yaptırmak esastır. “ diye konuştu.
Babanızın diş sağlığını takip edin!
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaduman, erkeklerin dişeti hastalıklarına sahip olma riskinin kadınlardan yüksek olduğunu belirtti. Babanızın diş sağlığını takip edin! yazısının devamı
İşte dişler için zararlı 10 şey
Sağlıklı dişlere sahip olmak için günde 2 kere dişlerimizi fırçalamamız, diş ipi kullanmamız ve düzenli aralıklarla diş hekimi kontrolüne gitmemiz gerektiğini belirten Bağcılar Hospitadent Diş Hastanesi Başhekimi Dt. Oğuz Kara, “ Ancak bunun yanında hangi gıdaların dişlerimize ne kadar zarar verdiğini de bilmemiz gerekir. Özellikle dişler için en zararlı ve uzak durulması gereken şey yiyecek ve içeceklerin içerisindeki asittir. Asit, gıdaların içinde direk bulunabileceği gibi aldığımız besinlerdeki karbonhidratların ağızdaki bakteriler tarafından aside dönüşmesiyle de oluşur. Dişlere en çok zarar veren karbonhidrat ve asit içeren gıda ve içeceklerden mümkün olduğu kadar uzak durulması gerekmektedir” dedi. İşte dişler için zararlı 10 şey yazısının devamı
Oruçluyken dişiniz ağrımasın
Yaklaşan Ramazan ayı ile birlikte gerekli ağız ve diş kontrollerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Fatih Hospitadent Başhekimi Ayça Tenli Kurt, “Birçok kişi için kabusa dönüşen diş ağrısı, oruçluyken daha da dayanılmaz hale gelebilir. Bu nedenle henüz vakit varken diş hekimi kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. “ diye konuştu. Oruçluyken dişiniz ağrımasın yazısının devamı
Diş protezi temizliği için 10 önemli tavsiye
Kendi ağız ve diş bakımımıza ne kadar dikkat ediyorsak protez dişlerimizin bakımı için de aynı özen ve dikkati göstermemiz gerektiğinin altını çizen Çamlıca Hospitadent Diş Hastanesi Başhekimi Dt. Tarcan Topçuoğlu, “ İster sabit ister haraketli proteze sahip olalım, temizliği ve bakımı ihmal edildiğinde protez aralarında biriken bakteriler üreyerek çürüklere, diş eti problemlerine ve ağız kokusuna neden olabilirler. Sabit veya hareketli protez kullanan bireylerin şikayetleri olmasada 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmelerinde fayda var” diye konuştu. Diş protezi temizliği için 10 önemli tavsiye yazısının devamı
Sensodyne ile hem sağlıklı hem doğal beyaz dişler
Hassas dişlere sahip tüketiciler dişlerinin daha beyaz görünmesi için hassasiyet giderici diş macunu yerine beyazlatıcı diş macunlarını tercih edebiliyor. Oysa aşındırıcı diş macunu kullanmak, özel bakım gerektiren hassas dişlerin daha fazla yıpranmasına sebep olabiliyor. Sensodyne True White ve Sensodyne True White Extra Fresh, düşük aşındırıcı formülüyle hassas dişler ve dişleri doğal beyazlığına kavuşturma ihtiyaçlarına çözümü tek bir diş macununda sunuyor. Sensodyne ile hem sağlıklı hem doğal beyaz dişler yazısının devamı
Bebeğinizin sağlıklı diş gelişimi 4 altın öneri
Yetişkin bireylerde görülen ağız ve diş sağlığı problemlerinin büyük bir kısmının çocukluk ve ergenlik çağında yeteri kadar özen gösterilmeyen diş bakımı ve beslenmeden kaynaklandığını belirten Fatih Hospitadent Diş Hastanesi Başhekimi Dt. Ayça Tenli Kurt, “Bireylerin ağız ve diş gelişiminin sağlıklı olabilmesi için bebeklikten itibaren anne babaların konuyla ilgili bilinçli hareket etmeleri gerekmektedir. Küçük yaşlarda kazandırılan diş bakımı ve beslenme alışkanlıkları, ileriki yaşlarda sağlıklı dişlerin temelini oluşturacaktır “ dedi.
İŞTE O TAVSİYELER
Kalsiyum Deposu Dişler için: Süt ve Süt Ürünleri
Diş çürüklerinin oluşumunu engelleyen yiyecekler dendiğinde akla ilk gelen madde, kalsiyum. Dişlerde çürümeye neden olan aşınma sürecinde büyük katkı sağlayan kalsiyum, bebeğin daha güçlü dişlere sahip olabilmesi için çok büyük önem taşımaktadır. İlk 6 ay kesinlikle verilmesi gereken anne sütünün dışında sütün, yoğurdun ve ayranın birer kalsiyum deposu olduğu unutulmamalıdır.
Asitlerin Düşmanı: Peynir
Ağız içerisindeki asit dengesi korunduğu sürece ağızda bakteri üremesine uygun elverişli ortam sağlanamaz. Bu nedenle ağız içi asit dengesini korumak diş sağlığı için kritik önem taşımaktadır. Ağız içerisindeki asit ortamı dengeleyerek çürük oluşumuna engel olmaya yardımcı olan ve içeriğindeki kalsiyumdan dolayı önem taşıyan bir diğer besin, peynir. Çürük yapıcı özellikteki besinlerin tüketimin hemen ardından ağız içerisine ufak bir parça peynir alınması dişlerin sağlığı açısından önem taşımakta ve çürüğe neden olan asidik ortamı dengeleyerek çürük oluşumunu önlemektedir.
Elma, armut, havuç, salatalık gibi sert yapıdaki çiğ meyve ve sebzeler yüksek oranda su içermekte ve içerdikleri su tükürük bezlerini uyararak daha fazla tükürük salınımı sağlamaktadır. Tükürük akışının artmasıyla, ağız içerisinde biriken yiyecek artıklarının uzaklaşması kolaylaşmaktadır. Ayrıca sert yapıda olmaları sebebiyle, dişlerin mekanik olarak temizlenmesine de yardımcı olmaktadırlar. Çiğneme refleksi henüz tam gelişmemiş küçük bebeklerin meyve ve sebze alımını kolaylaştırmak için, ufak parçalara ayırarak yoğurt ile tüketmelerini sağlamak yardımcı olacaktır. Diğer meyvelere göre daha yüksek oranda C vitamini içeren kivi ise diş eti sağlığının korunmasında önem taşımaktadır.
Fosfor Kaynağı: Balık
Dişlere faydalı olduğu bilinen bir diğer besin ise balık. Balığın içeriğindeki fosfor, diş ve kemik dokusunun en önemli yapılarından olmakta ve diş sağlığının korunmasında önem taşımaktadır. Ancak 1 yaşından önce midye, karides, ıstakoz gibi kabuklu besinler ölümcül alerjik reaksiyonlara sebebiyet verdiğinden hekim onayı olmadan bu besinleri yedirmeyin. Aynı zamanda kalkan gibi dip balıkları da içerdikleri ağır metaller sebebiyle küçük çocuklar için tercih edilmemesi gereken balık türlerinden. Yine aynı şekilde büyük balıklarda ağır metaller içerebildiğinden küçük ve taze balıklara yönelmek en iyisi olacaktır.
![Fatih Hospitadent Diş Hastanesi Başhekimi Dt. Ayça Tenli Kurt](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/05/aycahoca-e1431720241131.jpg?w=199&h=300)
Sinir stres dişlerin de düşmanı
Gün boyu şehir hayatı veya iş hayatına bağlı yaşanan stres, uyku sırasında diş gıcırdatma (bruksizm) olarak karşımıza çıkıyor diyen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar, “En sık görülen uyku bozukluklarından biri olan ‘Bruksizm’, uykuda konuşma ve horlamadan sonra 3. sırada karşımıza çıkıyor. Her 5 kişiden 1’i geceleri dişlerini gıcırdatıyor” diye konuştu.
Sinir stres dişlerin de düşmanı yazısının devamı
Eksik dişlere saatlik çözüm
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Julide Özen CAD/CAM sistemi ile eksik dişlerin 1-2 saat içerisinde tedavi edilebileceğinin mümkün olduğunu belirtti.
Bilgisayarların, protezlerin dizaynında ve üretilmesinde kullanılmasıyla ilgili bir teknoloji olan CAD/CAM sistemi, bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim anlamına gelmektedir. CAD/CAM teknolojisi ile tek seansta kusursuz restorasyonlara kavuşmak mümkündür” dedi.
“Cad/Cam sistemi, üç boyutlu optik ölçü alan ağız içi kamera ve bu kameradan alınan görüntülerin bilgisayar ortamına aktarılması ile planlanarak üretilmesi esasına dayanır” diyen Prof. Dr. Julide Özen, bu yöntemle son derece estetik ve güvenilir restorayonların (porselen dolgular, laminate veya full kronlar, inley, onley ve köprüler) 1-2 saat gibi kısa bir zaman diliminde üretilmesinin mümkün olacağını ve böylelikle hem hasta hem de hekim için zaman kaybının önlenebileceğini belirtti. Geçici protez maliyetini ortadan kaldırdığı için bütçesel anlamda da hastalara rahatlık sağlayacağını söyleyen Prof. Dr. Julide Özen; kalite, estetik, dayanıklılık ve çabukluk gibi sağladığı büyük avantajlar nedeni ile yarının diş hekimliğinin CAD/CAM yöntemi olacağını sözlerine ekledi.
Diş Hekimliğinde CAD/CAM Hangi İşlemlerde Kullanılır ?
Protetik diş tedavisinde sıklıkla uygulanan porselen restorasyonların (kuron ve köprüler, lamineler, inley ve onley v.s) çok daha uyumlu ve estetik bir şekilde tasarlanması ve üretilmesinde kullanılmaktadır.
CAD/CAM Sisteminin Avantajları Nelerdir?
Bu teknik, dişlerin ölçüsünün bilgisayara bağlı bir kamera yardımı ile fotoğraflanarak alındığı ve elde edilen görüntüler ile sanal olarak restorasyon hazırlandığı için güvenilir bir metottur. Sistemin hassasiyeti mikon seviyesindedir ve geleneksel yöntemlerle elde edilebilmesi mümkün değildir. 1-2 saat gibi kısa bir sürede restorasyonlar hazırlanabildiğinden zamandan tasarruf sağlanmakta ve tasarım aşamasında her türlü detayın gözlenip kontrol edilebilmesi sayesinde üretim kalitesi de artmaktadır. CAD/CAM sistemi kusursuz bir estetik görünüm elde edilebilir.
CAD/CAM Yöntemini Kimler Tercih Edebilir?
Kısıtlı zamanı olan veya geleneksel yöntemlerdeki prova aşamaları ile vakit kaybetmek istemeyen, protezlerinin yapım süreci ile ilgili estetik kaygılar taşıyan ve bulantı refleksi nedeni ile ölçü aşamasından çekinen kişiler CAD/CAM uygulamasını tercih edebilirler.
Prof. Dr. Julide Özen, İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi kliniklerinde akademisyen hekimler eşliğinde Cad/Cam uygulamaları ile tek seansta eksiksiz dişlere sahip olunabileceğini ifade etti.
CAD/CAM Sistemi İle Gülüş Tasarımı Sağlanabilir Mi?
Cad/Cam sisteminin bir avantajı da estetik gülüş tasarımı yapılabilmesidir Cerec denilen sistem, mikro kamera yardımı ile dişleri üç boyutlu hale dönüştürdükten sonra dişler üzerinde, bireyin yüz ve ağız yapısına uygun olarak istediği değişiklikleri yapabilmesine olanak vermektedir. Ayrıca, bu yöntemle elde edilen dişlerin olası bitmiş haline yönelik görüntüler bireyin gerçek yüz fotoğrafı ile karşılaştırılmakta, diş hekimi ve birey yeni yapılacak restorasyonu bitmeden görebilme imkanına sahip olmaktadır.
Yaz geliyor diş hassasiyetine dikkat
![İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/04/ez5b0117-1-e1429563084507.jpg?w=296&h=300)
Havanın sıcak olduğu günlerde, buzlu içecekler ve dondurma tüketimi vazgeçilmezleriniz arasında mı? Asitli ve soğuk içecekler dişlerinizde sızıya mı neden oluyor? Diş hassasiyeti yaşıyor olabilirsiniz. Diş hassasiyeti yaz mevsiminde diş hekimine en sık başvurma nedenlerinden biridir diyen İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, diş hassasiyetinin birçok sebebinin bulunabileceğini belirtti. Yaz geliyor diş hassasiyetine dikkat yazısının devamı
Eksik diş yaşlı gösteriyor
![Prof. Dr. Nurgül Komerik](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/04/1-3-e1429131075550.jpg?w=300&h=200)
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Kömerik, diş eksiklerinin çene kemiğinde erimelere ve uzun süren diş eksikliğinin yüz estetiğinde değişimlere neden olabileceğini belirtti. Dişler ve çene kemiği arasındaki ilişki tüm yaşam boyunca devam eder . Bir diş kaybedildiğinde, bu bölgedeki kemik erimeye başlar ve önce kemiğin genişliğinde sonra da yüksekliğinde azalma meydana gelir. Dişin kaybedildiği ilk yıl sonunda kemik genişliğinde %25 azalma olur. Hareketli bir protez kemiği koruyamaz, çiğneme kuvvetlerini sadece kemik yüzeyine ilettiği için aksine kemik kaybını hızlandırır. Çene kemiğinin korunabilmesi için çiğneme kuvvetlerinin tüm kemiğe iletilmesi gerekli olduğunu belirten Prof. Dr. Nurgül Kömerik, bu durumun da ancak doğal diş ile veya diş kökü görevini gören dental implantlar ile sağlanabileceğini ifade etti. Eksik diş yaşlı gösteriyor yazısının devamı
Ülkemizde diş ve diş eti hastalıklarının en önemli sağlık problemleri arasında yer aldığını belirten ve her 10 kişiden 9’unda diş eti hastalığı olduğunu söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Ahmet Selvi; ihmal edilip, tedavi edilmeyen diş ve diş eti hastalıklarının ileride yol açtığı maddi ve manevi problemlerini önlemek için düzenli olarak ağız ve diş temizliğinin, 6 ayda bir de mutlaka diş hekimi kontrolünün yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Her 10 kişinden 9’unda bu hastalık var
![shutterstock_94074997 (1)](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/03/shutterstock_94074997-1-e1427667785861.jpg?w=300&h=200)
Dünya’da diş eti hastalıklarının görülme oranının %90 olduğunu ve genellikle asemptomatik ağrısız hastalıklar olduğunu dile getiren Dr. Nazlı Menemencioğlu Özdemir, “Hastaların tedavi edilmediği durumlarda diş eti hastalıklarının ilerlemesi sonucunda dişleri destekleyen çevre dokulardaki kayıpların sonucunda yeme içmede sorun daha sonra bu yıkımlarla birlikte dişlerde sallanma ve kayıplar meydana gelebilir” dedi. Her 10 kişinden 9’unda bu hastalık var yazısının devamı
Ağız kokusunu kolayca önlemek mümkün
İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yrd. ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, ağız kokusunun önüne geçebilmenin yolları konusunda bilgiler verdi.
Beslenme sonrasında ve sabah uyandığımızda oluşan ağız kokusunun, fizyolojik ağız kokusu olarak tanımlandığını ve bir hastalık belirtisi olmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, bu gibi durumlar dışında meydana gelen ağız kokusunun diğer hastalıkların belirtisi olarak karşımıza çıkabileceğini ve patolojik ağız kokusu olarak tanımlandığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonların, şeker hastalığı (aseton kokusu gibi) ve karaciğer yetmezliği gibi birçok sistemik rahatsızlığın, ağız kuruluğunun, yetersiz ağız hijyeninin (dişleri düzgün fırçalamamak ve diş ipi kullanmamak), tütün ve alkol ürünlerinin, dişeti hastalıkları ve diş çürüklerinin ağız kokusunun sebepleri arasında yer alabileceğini de sözlerine ekledi.
Patolojik nedenli ağız kokusu için diş hekiminin yönlendirmesi ile hastaların uygun tedaviyi olması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, fizyolojik kaynaklı olarak meydana gelen ağız kokusunun önüne geçebilmek için dikkat edilmesi gereken noktaları belirtti.
Fizyolojik Ağız Kokusunu Önlemenin Yolları
· Gece yatmadan önce ve sabah kalkınca dişler mutlaka en az iki dakika fırçalanmalıdır.
· Dil yüzeyine yerleşen bakteriler, tükürük ve besinlerden gelen proteinleri ağız kokusunun sebebi olan bileşiklere parçalar. Bu nedenle mümkün olabildiği kadar dışarıya çıkarılan dilin arka kısmından başlayarak öne doğru süpürme hareketi ile dil fırçalanmalıdır. Ayrıca dil kazıyıcılarıyla da dil temizliği sağlanmaktadır.
· Ağız gargaraları tek başlarına ağız kokusunu önleyemezler. Özellikle alkol içeren gargaraların ağız kuruluğuna neden olarak ağız kokusunu artırabileceği ileri sürülmektedir.
· Diş fırçalama ve gargara işleminden sonra “diş ipi – diş arası fırçası” ile fırçalamaya destek olunmalıdır.
· Çinko içeren macunların, gargaraların ve sakızların kullanılması ağız kokusunu önleyebilir.
Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, tüm bu aşamaları izleyen ancak yine de ağız kokusundan kurtulamayan kişilerin muhakkak halitosis merkezlerinde muayene olarak ağız kokusu nedenlerinin belirlenmesi gerektiğini eğer kişinin ağız kokusu nedeni patolojik nedenli ise diş hekimi tarafından ilgili branşlara yönlendirilebileceğini belirtti.
![İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yrd. ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/03/ez5b0117-e1427314521435.jpg?w=296&h=300)
Yeşil çaydan gelen büyülü güzellik
Işıldayan, gencecik ve sıkı bir cilde sahip olmak için en iddialı kozmetik ürünü doğanın bizlere hediyesi yeşil çay… Günde üç fincan yeşil çay içerek yıllara meydan okuyabilirsiniz. O zaman ne yapıyoruz? Masalarımızın üzerinden yeşil çayı eksik etmiyoruz. Günde üç kez vereceğiniz yeşil çay molası hem ruhunuzu hem de bedeninizi genç tutacak.Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar güzellik iksiri yeşil çayın saymakla bitmeyen faydalarını anlattı. Yeşil çaydan gelen büyülü güzellik yazısının devamı
Kök hücre tedavisi ile dişler yeniden çıkacak
Kaybedilen dişlerin yerine getirilmesini olanaklı kılacak kök hücre yöntemi ile yakın gelecekte kök kanalının sembolü olan diş dolgusu, kanal tedavisi ve minör cerrahinin sonlandırılması bekleniyor Son yıllarda çığır açıcı bir gelişime olarak kaydedilen kök hücre tedavisinin gelecekte diş tedavilerine farklı bir boyut kazandırması bekleniyor. Kök hücre tedavisinin ilerisi için gerçekten de büyük umut vaat ettiğini ifade eden Diş Hekimi Emek Saran yakın gelecekte, kaybedilen dişlerin yerine getirilmesini olanaklı kılacak kök hücre yöntemi ile kök kanalının en dayanılmaz sembolü olan diş dolgusu, kanal tedavisi ve minör cerrahinin sonlandırılacağına dikkat çekiyor. Kök hücre tedavisi ile dişler yeniden çıkacak yazısının devamı
Diş apseniz varsa dikkatli olun
Diş kaynaklı apselerin kötü ağız ve diş bakımı, diş eti hastaları ve ilerlemiş çürük sebebiyle oluşabileceğini belirten Hospitadent Diş Hastanesi’nden Dt. Çağrı Altuntaş, ”Diş hekimine gitmeye gerek görmediğimiz ve önemsemediğimiz apseli dişten üreyen ve tüm vücudumuza hızlıca yayılan bakterilerin bağışıklık sistemimizi zayıflatarak genel vucut sağlığımızı etkiyeceğinin ve birçok hastalığa neden olabileceğinin altını çizdi.
Diş apseniz varsa dikkatli olun yazısının devamı
Eksik dişle sağlık olmaz
Birçok kişi eksik dişlerle yaşamını idame etmeye çalışsa da gerçek şu ki; eksik dişler birçok olumsuzluğu beraberinde getiriyor diyen Hospitadent Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Utku Üretürk, “Eksik dişler estetik, fonksiyon kaybı ve çeşitli deformasyonlara neden olarak yaşantımızı zorlaştırıyor” dedi. Eksik dişlerin yerine diş kaybı sonrası en kısa sürede diş yapılması gerektiğini ve eksik dişin yerine uygulanabilecek en sağlıklı tedavi alternatifinin İmplant olduğunu söyleyenHospitadent Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Utku Üretürk , eksik dişin zararlarını açıkladı.
1) Eksik diş görüntüsü kişinin öncelikle gülüşünü bozarak kişinin özgüveninin azalmasına, sosyal ilişkilerinde zorluklara neden olur. Ayrıca dudak ve yanakların çökmesine ve kırışmasına neden olarak yüzde daha yaşlı ve zayıf bir görüntü oluşturur.
3) Devrilen ya da uzayan dişlerde temizlik ve bakım zorlaşacağı için çürük, hassasiyet, diş eti iltihabı nedeniyle ağrı ve diğer dişleri kaybetme riski de artmaktadır.
4) Eksik dişler nedeniyle alışılmış çiğneme düzeni de değişir. Sağlıklı bir çiğneme çift taraflı olurken tek taraflı çiğneme ile çene eklemlerinde ağrı, ses, kilitlenmeler oluşabilir.
5) Eksik diş bölgesinde çiğneme fonksiyonu olmadığı için çene kemiğinde rezorpsiyon dediğimiz incelme ve erimeler olmaktadır.
6)Diş eksiklikleri ayrıca diğer dişlerin aralarının açılmasına ve dişlerin orta hattı ile yüzün orta hattı arasında uyumsuzluğa ve asimetrik görünüme yol açabilir.
7) Eksik diş nedeniyle yeterince çiğnenmeyen ve öğütülmeyen besinler, bütün olarak yutulduğunda hazımsızlık, şişkinlik ayrıca gastrit ve ülser gibi mide problemlerine yol açabilir.
8)Eksik diş nedeniyle iyi çiğnenmeden yutulan yiyecekler kilo alımına sebep olabilir.
![Hospitadent Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Utku Üretürk](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2015/02/dr-utkuureturk.jpg?w=216&h=300)