Etiket arşivi: Kadın Sağlığı

Hamilelere Ramazan Bayramı tatili önerileri

Ramazan Bayramı tatilinde ailenizle hoşça vakit geçirirken yediklerinize dikkat etmeli, midenizi yetersiz ve dengesiz yiyeceklerle doldurmak yerine; lezzetli ve hafif yemekleri tercih etmelisiniz. Özellikle hamileler yediklerine iki katı daha fazla dikkat etmeli. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir Ramazan Bayramı tatilinde hamilelerin dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı:

Hamilelere Ramazan Bayramı tatili önerileri yazısının devamı

Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin

Haber-Gorsel (37)Üşüme, yorgunluk, kilo artışı, çarpıntı, sinirlilik ve iştahsızlık gibi birçok belirtisi olan tiroid hastalıkları erkeklere oranla, kadınlarda daha fazla görülüyor. Metabolizmayı kontrol eden hormonları üretip kana sağlamaya yarayan tiroid bezinin az çalışması başta kısırlık olmak üzere vücutta pek çok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Yavuz Yalçın “Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası”nda tiroid hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin yazısının devamı

Bu haberi okumadan hamile kalmayın

16840

Günümüzde artık birçok kadın dış görünüşüne annelerimiz ve anneannelerimizden daha çok önem veriyor. Yediğine içtiğine dikkat ediyor, kalori hesabı yapıyor, mutlaka fit kalmaya çalışıyor sporunu aksatmıyor. Bu arada yoğun iş temposuna ayak uyduruyor, modayı takip ediyor ve kariyer basamaklarını tırmanma konusunda da erkeklerle yarışıyor.  Çocuk da yaparım kariyerde diyor ama hamilelikten de bir o kadar korkuyor. Bu korkunun en büyük nedeni ise hamilelikteki fiziksel değişikler, kilo alma ve alınan kiloları verememektir.

Bu noktada vereceğimiz küçük ipuçları ile kendinizi hamileliğe hazırlayabilir, hamileliğin getirdiği fiziksel değişiklikleri en aza indirebilir ve hatta bir an önce hamile kalmaya karar bile verebilirsiniz. Nasıl mı? Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa’ya kulak verelim:

ANATOMİK CHECK-UP VE MANUEL TERAPİ YAPTIRIN

“Vücudumuzdaki kaslardan, bağlardan ve eklemlerden gelen sinyaller bize fiziksel sağlığımız hakkında bilgi verir. Arada sırada yaşanan ağrılar, tutulmalar günlük yaşam içinde normal kabul edilir. Ancak bu sinyaller vücut dengesini bozacak olaylardan kaynaklandığı için asla küçümsenmemelidir. Hamilelikle birlikte vücudun dengesi hem hormonal hem kassal hem de duygusal olarak değişir. Bu değişimlere adapte olabilmek için hamilelik öncesinde mümkün olan en ideal vücut seviyesine ulaşmakta fayda vardır. Siz de vücudunuzdan gelen sinyalleri dinleyin ve en yakın zamanda bir anatomik check-up yaptırın. Böylece hamilelik döneminde karşılaşılabilecek fiziksel problemlerin olumsuz etkilerinden korunabilirsiniz. Hamilelik öncesinde bu problemlere müdahale edilmez ise hamilelik sırasında sizi daha büyük sıkıntılar bekliyor. Bu sıkıntılar hamilelik sonrasında da size miras olarak kalabilir.

Anatomik check-up sonrasında tespit edilen sıkıntıları en kısa sürede ve en etkili manuel terapi ile çözmek mümkündür. Manuel terapi ile hamileliği sağlıklı ve dayanıklı bir vücutla karşılayın. Böylece bebeğinize harika bir şekilde ev sahipliği yapabilirsiniz.

ÖNCE KAS YAPIN SONRA ÇOCUK

Yapılan birçok araştırma, kuvvetli kasların daha kolay doğum sağladığı ve doğum süresini kısalttığını göstermektedir. Önemli olan doğru kasları doğru bir şekilde kuvvetlendirmektir. Kalçanın iç bölgesinde bulunan pelvik taban kasları doğuma yardımcı en önemli kaslardandır. Kegel egzersizleri bu bölgeyi kuvvetlendirmek için en ideal egzersizlerdir. Gün içinde, çalışırken, dinlenirken rahatlıklar yapabileceğiniz bu egzersizler sizi doğuma hazırlar.

Kuvvetli bacaklar size hem hamilelik sırasında hem de doğum sırasında oldukça yararlı olacaktır. 9 ay boyunca artan vücut ağırlığını taşımak bacakların görevidir. Hormonların etkisiyle gevşeyen bağlar sıklıkla ayak bileği burkulmalarına sebep olur. Size özel hazırlanan kuvvetlendirme programları ile eklemlerinizi destekleyerek yaralanmaları önleyebilirsiniz.

Her geçen gün büyüyen karın ile bu bölgedeki kaslar zayıflar ve bebeğin ağırlığı ile öne doğru eğilmeye başlarsınız. Bu durum sırt ve bel kaslarının fazladan yük taşıması ve zorlanması anlamına gelir. Kuvvetli karın ve sırt kasları ile hiçbir zorlanma olmadan karnınızın büyümesini dengeleyebilirsiniz. Hamilelik boyunca dik duruşunuzu korursunuz ve bel ağrıları yaşamazsınız.

HAMİLELİĞE HAZIRLIK SPORLARI

Doğumdan sonra belki de en büyük problem emzirme ve bebeği taşıma sırasında sırtta ve kollarda meydana gelen ağrılardır. Anne ve bebek için en özel anlardan biri olan emzirme, ağrılar yüzünden eziyet haline gelmesin. Uzunca bir süre bebeğinizi taşımanız gerekiyor bu yüzden güçlü kollara ihtiyacınız var. Düzgün ve ağrısız kol hareketleri için ise sırt kaslarınızın kuvvetli olması gerekmektedir. Sırt kaslarının zayıflığı hem kol hareketlerinin azalmasına hem de ağrılara sebep olmaktadır.

Yaralanma meydana getirmeyen ve maksimum verim alabileceğiniz bir spor seçmelisiniz. Pilates, yürüyüş, yüzme gibi sporlar hamileliğe hazırlık için uygun sporlardır.

ZAYIFLAMADAN HAMİLE KALMA

Hamileliğe ne kadar fit girerseniz o kadar hamilelik sırasında vücudunuzun karşılaşacağı problemleri o kadar rahat atlatırsınız. Vücut ağırlığının ideal olması, dengeli kilo alınmasını ve doğum sonrasında daha rahat ve sağlıklı bir şekilde kilo verilmesini sağlar.

Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa
Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa

Menopoz korkulu rüyanız olmasın

kadın_dergisi_jumbom_menopoz_05

40 yaşını aşkın kadınların korkulu rüyası menopoz artık kâbus olmaktan çıkıyor. Lokman Hekim Etlik ve Ankara Hastaneleri’nde menopozlu kadınlara özel hizmet veren Menopoz Tanı ve Tedavi Merkezi hizmete açıldı.

Uzman ekiplerin görev yaptığı Lokman Hekim Menopoz Tanı ve Tedavi Merkezi’nde menopoza giren kadınların bu süreci en sıkıntısız ve sağlıklı bir şekilde atlatmalarına yardımcı olunuyor. Menopoz Tanı ve Tedavi Merkezi’nde görev yapan uzmanlar ayrıca düzenledikleri eğitim toplantılarıyla kadınları menopoza karşı bilgilendiriyor.

MENOPOZ NEDİR?

Kadının adetlerinin kesilmesi olarak tarif edebileceğimiz menopoz latince ‘menses’ yani adetin pause yani durması anlamındadır. Tarihin en eski çağlarından beri menopoz, 40’lı yaşlardan sonra görülmektedir. Ortalama menopoz yaşı asırlar boyunca ilginç bir şekilde 48 ile 52 yaşlar arasında yoğunlaşmıştır ve bu yaş ortalaması değişmemektedir. Menopozun 35 yaşından erken olduğu durumlara ‘erken menopoz’ adı veriliyor.

Menopozun 55 yaşından sonra da olmamasının rahim kanserini arttırıcı bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Dolayısı ile menopoza çok erken girmek kadar çok geç girmek de sağlık açısından sakıncalıdır.
Menopoz bir hastalık değildir. Menopoz ergenlik gibi, doğurganlık gibi kadın vücudunun doğal bir işlemidir.

MENOPOZ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Adet kesilmesi, ateş basması, gece terlemesi.
Ortalama insan ömrü uzadığı için kadınlar artık ömürlerinin üçte birini menopozda geçirmektedir. Menopoz, yumurtalıkların çalışmasının durması ve kadınlık hormonu östrojenin salgılanmasının kesilmesidir.
Adet kesildiği gibi östrojenin eksilmesiyle birlikte kemiklerde yavaş yavaş erime başlar. Ateş basma, ter, gece uykusuzlukları, psikolojik sorunlar, cinsel sorunlar gibi sıkıntılar yaşanabilir.
İdrar yollarında sık çıkma, idrar zoru ve idrar kaçırma gibi sorunlara daha sık rastlarız.
Aynı zamanda kadınlarda kalp ve damar hastalıkları da menopoza girdikten sonraki yıllarda daha sık görülmektedir.

Dondurulmuş embriyo ile üreme hakkı korunuyor

image001Başta kanser olmak üzere üremeyi etkileyen sağlık sorunlarında kadınlar ve erkekler embriyo dondurma kararı vererek üreme haklarını da korumuş oluyorlar. Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaralı “Tüp Bebek Yönetmeliği ile transfer edilen embriyo sayısının 2 ile yasal olarak sınırlandırılmasının da embriyo dondurmanın önemini artırıyor” diyor.

Türkiye’de her 100 çiftten 15’ini etkileyen çocuk sahibi olamama sorununun bir bölümü çiftlerin yaşadığı sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Üreme organlarını olumsuz etkileyen sağlık sorunları çiftlerin çocuk sahibi olma şansını ortadan kaldırabiliyor. Özellikle kanser gibi sağlık sorunlarında artık çiftlere mutlaka yumurta, sper, testis ve embriyo dondurma seçenekleri hekimler tarafından hatırlatılıyor.

Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaralı, insan gamet, yumurta dokuları (kadın over, erkek testis) ve embriyolarının dondurularak saklanmasının tüp bebek uygulamalarında önemli bir yeri olduğunu belirterek şunları söylüyor:

“Tüp bebekte gebelik şansını azaltmadan, çoğul gebelik riskini en aza indirgemek için etkin bir embriyo transferi politikası izlemek gerekir. Çiftlerden izin belgesi alınarak dondurulan embriyolar, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafınca hazırlanan ve yürürlüğe giren bir yasa ile 5 yıl boyunca sıvı nitrojen içerisinde saklanabilmektedir. Elde edilen kaliteli, iyi, fazla embriyolar ise dondurularak saklanmalıdır. Embriyoların dondurularak saklanmasının hem ekonomik hem de psikolojik yararları vardır. Dondurulan embriyoların çözülerek transferi uygulamasında, hastaya minimal ilaç kullanımı ve takiple transfer gerçekleşebilmektedir.”

EMBRİYO DONDURMANIN AVANTAJLARI

Günümüzde tıbbi bilgi, deneyim ve teknoloji desteği ile dondurulmuş embriyonlarla da yüksek gebelik oranları elde edilebiliyor. Embriyo dondurulmasının iki önemli yararı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Yaralı, şöyle devam ediyor:

  1. “Çoğul gebelik riski azalır
  2. Bir kez yumurtalıkların uyarımı sonrası hem taze hem de donma-çözme transferi gerçekleştirerek, çiftin toplam gebelik şansı artar. Embriyo dondurma ve çözme işlemi, embriyoların kimyasal maddeler (kriyoprotektan) ile dengelendikten sonra kontrollü olarak soğutulması ve –196 °C’de sıvı nitrojen içinde depolanması, çözüldükten sonra da kriyoprotektan ortamından uzaklaştırılarak özel kültür ortamına alınması esasına dayanır.

Dondurma, döllenmenin hemen sonrasında, yumurta toplama gününden 1 gün sonra döllenme olan 2-pronükleus safhasında veya 3. günde yapılabilir. Çalışmalarda 1. gün ve 3. günde embriyo dondurulması-çözülmesi sonrası benzer başarı oranları bildirilmiştir.

SPERM DONDURULMASINA NASIL İZİN VERİLİYOR?

Bazı durumlarda daha sonra tüp bebek tedavisi için kullanılmak üzere meni sperminin dondurularak saklanması gerekiyor. Tüp Bebek Yönetmeliği’ne göre, erkek üreme organı tümörlerinde cerrahi,radyoterapi/kemoterapi öncesi sperm dondurulabiliyor, Ayrıca diğer sistem tümörleri için de sperm yapımını etkileyebilecek radyoterapi, kemoterapi öncesi; ağır sperm bozukluğu söz konusuysa sperm dondurulabiliyor. Yeni yönetmelikte yer almasa bile, yönetmeliğe eklenmesi gerek bir diğer sperm dondurma nedeni, sperm üretmede yaşanan psikolojik zorluk olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Hakan Yaralı, şöyle konuşuyor:

“Böyle bir psikolojik zorluk varlığında, yumurta toplama günü eğer masturbasyonla sperm üretilemiyor ise erkekten cerrahi olarak (PESA/TESA veya TESE) ile sperm elde etme gereği doğmaktadır. Elbette dondurulmuş sperm varlığı böyle bir cerrahi sperm elde etme gereğini ortadan kaldıracaktır. Artık sperm dondurma-çözme sonrası taze sperm kullanımına benzer gebelik oranları elde edilebiliyor. Yukarıda adı geçen durumlarda öncelikle tanısal sperm değerlendirmesi yapılır. Ardından sperm sayısında göre 2-4 farklı günde mastürbasyon ile meni elde edilir ve mümkün olduğu kadar fazla tüpte örnek dondurularak saklanır. TESE’de sperm çıktığı takdirde TESE sperminin saklanması daha ileri tarihlerde mikroenjeksiyon uygulamalarında önemli avantaj sağlamaktadır. Bu şekilde saklama ile ileri mikroenjeksiyon uygulamasında tekrar cerrahi müdahale ile TESE gereği ortadan kalkmaktadır.”

Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaralı
Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yaralı