Etiket arşivi: reflü

Çocuklarda diş gıcırdatma hastalık habercisi

 

Halk arasında diş gıcırdatması olarak bilinen bruksizm uzmanlara göre Türkiye’de her 10 çocuktan üçünde görülüyor. Çoğu zaman uykuda yaşandığı için geç fark ediliyor hastalık, reflüden, barsak parazitlerine kadar pek çok hastalığın habercisi.  Çocuklarda diş gıcırdatma hastalık habercisi yazısının devamı

Türkiye’de reflüde kanser riski çok az!

NobelBasinToplantisi+%281%29Türk Gastroenteroloji Derneği, Nobel İlaç’ın desteği ile reflünün teşhisi ve tedavi yöntemleri konusunda bir uzlaşı raporu hazırladı. Uzlaşı raporu için 17 öğretim üyesi ve araştırma görevlisi, 9 grup halinde kendilerine sorulan 14 sorunun cevabı üzerinde 2 yıl çalıştı. Daha sonra 56 kişilik bir hekim grubu tarafından her soru tek tek tartışılarak tüm Türk hekimlerine reflüde tanı ve tedavi yöntemleri konusunda ışık tutacak bir konsensusa vardı. Bu konsensusla artık Türk insanının reflüsü, belirtilerine ve şikayetlerine göre tedavi edilecek. Uzlaşı raporu, Türkiye’de reflü tanı ve tedavi yöntemlerinin Batı’dakinden farklı olması gerektiğini ortaya koydu.
Türkiye’de reflüde kanser riski çok az! yazısının devamı

Reflü deyip geçmeyin

reflüReflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanır. Toplumda çok fazla görülse de hastalar hekim kontrolü dışında ilaç kullanarak tanı konulmasını geciktirirler. Hekime başvuran vakaların yüzde 10 – 15 civarında olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Reflü hastalığı bazı durumlarda ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Bir grup hastada uzun vadede yemek borusu kanserine neden olabileceği bilinmektedir. Bu nedenle hastalığın takibi ve doğru tedavisi çok önemlidir.”   Reflü deyip geçmeyin yazısının devamı

Dar kıyafetler reflünün dostu

reflü ağrı karın mideGıdaların ve asidin mideden yemek borusuna geri tepmesi olan reflü, Türkiye’de her beş kişiden birinde görülüyor. Ekşime, yanma belirtilerinin yanında kuru öksürükten, ses kısıklığına, uyku düzeni bozukluğundan, astıma kadar birçok soruna neden olan reflünün belirtileri, tedavisi, nedenleri ve dikkat edilmesi gerekenleriMedical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Gökhan Kabaçam, anlattı:

‘Gastroözofageal reflü’, mide içeriğinin yemek borusuna kaçması anlamına geliyor. Çok sık görülen bu hastalık beraberinde birçok şikayete yol açıyor. Yanma ile birlikte asit geri kaçış hissi yaratıyor. Ağıza ekşi, acı su gelmesi olarak kendini gösteriyor. Bu durum ise hastada mide fıtığı, sarkma, mide kapağında gevşeme, yemek borusunun alt ucunda yara, darlıklar veya Barret denilen ve ileride kanser ihtimalinde artışa neden olan değişimler yapabiliyor. En çok görülen hastalıklardan biri olan reflü, ülkemizde yüzde 16-33 oranında görülüyor.

ASTIMA YOL AÇABİLİR

Reflünün belirtileri çok çeşitli olabiliyor. İman tahtası kemiğinin arkasında yanma hissinin yanı sıra ağza ekşi su gelmesi, göğüs ve sırt ağrısı, yutkunma güçlüğü, tokken midede dolgunluk, ağızda sulanma, bulantı, kusma, kilo kaybı gibi birçok şikayete sebebiyet verebiliyor. Uyku bozuklukları da doğuran reflü; hıçkırık, kuru öksürük, ses kısıklığı ve astıma da yol açabiliyor.

YATAK BAŞINI YÜKSELTİN

Reflünün tanısında birçok yöntem kullanılıyor. Endoskopi, 5 yıldan uzun süren ve 45 yaş üzeri yeni başlayan semptomlar görüldüğünde şart koşuluyor. Aşırı kilo kaybı, mide kanaması öyküsü ve kansızlık durumlarında da endoskopiye başvuruluyor. Manometri, sintigrafi, pH takibi ve radyolojik gibi yöntemler reflünün tanısında kullanılıyor. Tedavi ise diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlardan oluşuyor. Kilo verme, az ve sık beslenme, aç yatma, yatak başının yükseltilmesi, sıkı kemer gibi karın içi basıncını arttıran durumlardan sakınmak reflünün tedavisinde size yardımcı olabilir.

YAĞLI, ASİTLİ, MAYALI GIDALARA DİKKAT

Reflü hastaları mide kapasitelerini zorlamamalıdır. Özellikle reflüyü arttıran gıdalardan kaçınmaları gerekir. Ama kararında tüketildiği takdirde hiçbir gıdadan tamamıyla uzak durmaya gerek yoktur. Yağlı, asitli ve mayalı gıdaların yanı sıra salça, sos, çay, kahve, sigara, alkol, baharatlar ve çikolatayı dikkatli tüketmekte fayda var.

STRES REFLÜNÜN DÜŞMANI

Reflünün tedavisinde çift doz ilaçla başlamak gerekebilir. Bu aynı zamanda PPI testi diye de bilinir. Şikayetler 15 gün içinde kaybolduğunda da başka tetkik yapmaya gerek kalmaz. Hekiminizin önerdiği ilaçları 3 – 4 ay gibi sürelerle devamlı alarak tedaviye başlayabilirsiniz. Ancak sakıncalı gıdaların aşırı tüketimi, stres gibi nedenlerle zaman zaman şikayetiniz tekrarlayıcı olabilir. Devamlı şikayetleri olan hastalarda ilaçların hiç kesilememesi durumunda hekimin uygun gördüğü aralıklarda endoskopik kontroller aksatılmamalı. Bu durumlarda özellikle genç ve zayıf hastalarda, cerrahi tedavi seçeneği de bazı ileri testlerden sonra gündeme gelebilir.

Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Gökhan Kabaçam
Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Gökhan Kabaçam

Uyku apnesi performansınızı düşürmesin

Gece boyunca defalarca uyanıyor, gürültülü bir şekilde horluyor musunuz? O halde çok dikkatli olmalısınız çünkü uyku apnesi olabilirsiniz. Kadın, erkek ve çocuk herkeste görülebilen uyku apnesinin ciddi sonuçları da olabiliyor. 3 farklı tipte uyku apnesi olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü “Tedavi edilmeyen uyku apnesi uykusuzluk, baş ağrısı, hafıza kaybı ve iktidarsızlık gibi birçok soruna yol açabiliyor” diyor.

Uyku apnesi performansınızı düşürmesin yazısının devamı

Ses kısıklığının nedeni reflü olabilir

mide reflüSeste kısılma, çatallanma ve konuşurken çabuk yorulma ile kendini belli eden larenjit, 2 haftadan uzun sürüyorsa altta yatan sebep mutlaka araştırılmalıdır. Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Ozan Gökdoğan, kronik larenjit ve nedenleri hakkında bilgi verdi. Ses kısıklığının nedeni reflü olabilir yazısının devamı

Reflüden ameliyatsız kurtulabilirsiniz

reflü, mide, karın ağrısıDünyada sık görülen bir hastalık olan reflü, stres, kilo ve  yanlış beslenme yüzünden ülkemizde sıklıkla görülüyor. Yapılan araştırmalara göre her 5 kişiden birinde reflü görülüyor. Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata reflüde, yüzde doksan oranında çözüm olan ameliyatsız reflü tedavisi, stretta ile ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Cengiz Pata ‘’Eğer hasta genç  ve mide kapakçığındaki açıklık 3 cm altında ise yemek borusunun alt ucuna özel bir elektrik akımı (radyofrekans) verilmesi ile cerrahi bir girişime gerek kalmadan 30 dakikada tedavi etmek mümkün. Bu yöntemle hasta aynı gün taburcu olarak, ilaç kullanmadan hayatına devam edebiliyor. Stretta yöntemi ile zahmetsiz ve uzun süreli tedavi sonuçları elde edilebiliyor. Stretta yönteminde kullanılan radyofrekans akımı, ayrıca yıllardır kalp ritim bozuklukları, karaciğer kistleri gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde de kullanılıyor’’ dedi. 

Reflü belli dönemlerde her insanda görülüyor

Mide ve yemek borusu birleşiminde kas yapısının özelleşmesi ile kapakçık benzeri  fonksiyonel bir yapı oluşmuştur. Bu kapakçık sayesinde mide asidi , safra, midedeki diğer sıvılar ve yediğimiz gıdalar normal şartlarda  yemek borusuna geriye kaçmaz. Mide içeriğinin yemek borusuna doğru geriye kaçmasına reflü, reflü’ye bağlı olarak ortaya çıkan hastalığa ise Gastroozofagial Reflü Hastalığı (GÖRH) denir. Aslında reflü, fizyolojik bir olay olup her insanda günün belli dönemlerinde olmaktadır. Önemli olan geri kaçan mide asidinin yemek borusunda, gırtlakta, akciğerlerde, ağız  ve dişlerde ortaya çıkardığı doku değişiklikleri ve buna bağlı gelişen hastanın şikayetleri Reflüdür. 

Bu belirtilere  dikkat!

Mide de yanma ve bu yanmanın göğüste yukarı doğru hissedilmesi, ağza acı su gelmesi, ağıza  yemeklerin doluyor gibi hissedilmesi, yutma güçlüğü, kuru öksürük, ses kısıklığı, kulak ağrısı gibi çeşitli şikayetler sıklıkla reflüyü düşündürür. Ses kısıklığı, gögüs ağrısı gibi şikayetlerle, kulak burun boğaz ve kardiyoloji bölümlerinde de olabilir.

Göğüse yayılan yanmayı ciddiye alın

Hastalığın tanısı için göğüse yayılan yanma son  derece önemlidir. Tanı amaçlı yapılması gereken ilk tetkik,  gastroskopidir. Nadir olarak tanıda güçlük çekilen hastalarda 24 saat boyunca yemek borusundaki asit düzeyi ölçülür.

Reflü hastalarına püf noktaları

Gece yatmadan 2 saat önce yemek yememeli

Öğünlerde mideler az doldurulmalı

Geceleri yüksek yastıkla yatılmalı

Dar giyecekler giymemeli

Kilo problemlemi olanlar, ideal kilolarına inmeli

Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata
Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata

Bu hastalıklar öğretmen hastalığı

1395677003-2013_yilinin_ilk_ceyreginde_ogretmen_atamasi_yapilacak_h364491Geleceğimizin temellerini atan, hepimizin hayatında önemli yeri olan öğretmenlerimizin bazı hastalıklarla boğuşmak zorunda kaldığını ve bu hastalıkların öğretmen hastalığı olarak anıldığını biliyor muydunuz?

Öğretmenlerde daha fazla görülen ve ses kısıklığı ile ortaya çıkan hastalıkları Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cem Erdurak ile konuştuk.

Özellikle yoğun iş temposu içinde sesini sürekli kullanmak zorunda olan öğretmenlerde, farenjit, larenjit, ses teli nodülleri, ses teli polipleri ve kistleri, alerji, reflü en sık karşılaşılan ve tedavisinde geç kalındığı takdirde kronikleşen önemli hastalıklar olduğunu belirten Op. Dr. Erdurak; ‘Sesini uzun süre tempolu ve yüksek tonda kullanan öğretmenlerde,  ses tellerinde olumsuz değişiklikler görülür. Bu temponun içerisine fast food ile beslenme, sık sık çay ve kahve tüketimi, alerjik tahta kalemlerinin etkisine, sigara kullanımı da eklendiği takdirde ses tellerinde olumsuz değişiklikler hızla ilerleyerek, ses tellerinin yapısını bozar ve kronikleşen ses teli hastalıklarına yol açar.’ diye konuştu…

Öğretmenseniz Bu Önerileri Dikkate Alın!

  • Özellikle ders anlatırken sesinizin kullanımını ders süresi ile orantılı ayarlayın. Sesinizi tempolu ve heyecanlı değil; daha düşük tonda ve yormadan kullanın.
  • Fısıldamak da ses telleri için zararlı bir konuşma şeklidir. Sesinizi korumak amacıyla fısıldayarak da konuşmayın;
  • Gün içinde belli aralıklarla sesinizi dinlendirmeye de özen gösterin.
  • Sesinizi kullanırken nefesinizi ayarlamayı öğrenin
  • Yeterli solunum desteği sağlamadan konuşmak, boyundaki ve ses tellerini kontrol eden kaslara ilave yük getirir ve sesin etkinliğini azaltır. Konuşma sırasında bir nefeste gerektiğinden fazla kelime söylemeye çalışmak zararlıdır.
  • Konuşma sırasında cümleleri bölmeden, önemli kelimelerden önce duraklayarak, yazılı metinleri okurken virgüllerde yeni bir nefes almaya özen göstererek konuşun.
  • Bu işlemleri çok sık tekrarlayarak alışın ve konuşmanın anlamını ve akışını bozmayacak şekilde nefesinizi kullanmayı öğrenin.
  • Güzel ve doğal bir ses için, ses tellerinin titreşmesi yanında güçlü ve doğru bir solunum desteği gerekir.
  • Ders anlatırken oda sıcaklığında su içerek boğazınızı ıslak tutun. Bu önemli oranda koruyucudur.
  • Ders aralarında ılık bitki çayı ya da ıhlamur tüketin.
  • Reflüye neden olacak çikolata, kuruyemiş ve asitli içeceklerden uzak durun.
  • Sigara kullanmayın.
  • Uzun süredir var olan ve giderek artan bir ses kısıklığınız varsa mutlaka kulak burun boğaz hastalıkları hekimine başvurun.