![migren-660x330](https://saglikeditoru.wordpress.com/wp-content/uploads/2014/12/migren-660x330.jpg?w=300&h=150)
“HER TÜRLÜ DAVRANIŞ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SEKTEYE UĞRATIYOR”
“HER TÜRLÜ DAVRANIŞ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SEKTEYE UĞRATIYOR”
Hamilelik döneminde anne adaylarının aşırı kilo almak ve eşinin artık kendisini beğenmeyeceği gibi bir takım endişeler, anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, hamilelik döneminde görülen psikolojik kaygılar ve bu sorunlarla başa çıkabilme yolları hakkında bilgi verdi. Çocuk sahibi olmaya karar vermek, ikili ilişkiden üçlü bir ilişkiye geçiş ile birlikte aile sisteminin yeniden düzenlenmesi demektir. Gerçekte var olan sistem, artık işlevselliğini yitirecek ve yerine farklı bir sistem kurulacaktır. Yapılan planlar ile gerçekler uyuşmayabilir. Ne kadar çok kesin kalıplı plan yapılırsa gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı o kadar fazla olmaktadır. Hamilelik döneminde kadınlar hormonal değişimlerle beraber bebeği korumak için doğal olarak bebeğe yönelirler, merkez artık bebektir ve bebeğin sağlığı annenin sağlığı ile orantılı gelişmektedir. Özellikle beslenmeye dikkat etmek bu dönemde çok önemlidir. Hamilelik döneminde bulantı, iştahsızlık, yorgunluk ve uyku değişiklikleri görülebilir. Bu dönemde karmaşık duygular, kararsızlık, bebeğin sağlığı hakkında yoğun endişe hissedilebilir. Anne adayları sık sık “Nasıl bir anne olacağım? Eşimle ilişkim eskisi gibi olacak mı?” sorularını kendisine yöneltmektedir.
Kilo alırım endişesi ile yanlış diyet uygulamayın
Hamilelik döneminde anne adayının özellikle kendi bedeni ile ilgili endişeleri ve takıntıları ön plana çıkmaktadır. Kadınlar eşlerinin kendilerini beğenmeyeceği ve eskisi gibi çekici olmadıkları gibi endişelerle bu dönemde gereksiz diyet yapmamalıdır. Bu dönemde bebeğin sağlığı için yeterli besinlerin alınması çok önemlidir. Anne adayının kilo alımı ve beden değişikliği, hamilelik döneminden sonra sona ermektedir. Bu bilinçle yaklaşıldığında gereğinden fazla ya da az beslenilmemelidir.
Plansız gebeliklerde hamilelik depresyonu sık görülüyor
Anneliğe hazır olmak; bebeği taşımak, korumak, geliştirmek gibi kavramlara sahip olmayı ve bir canlının sorumluluğunu alabilme olgunluğunu gerektirmektedir. Özellikle plansız gebeliklerde bu olgunluk gelişmediğinden bebekten çok anne adayının kendi ile ilgili kaygıları ön plana çıkmaktadır. Eğer anne adayında yorgunluk, isteksizlik, alınganlık, sürekli ağlama hali, konsantrasyon güçlükleri ve aşırı öfke görülüyor ise “hamilelik depresyonu” söz konusu olabilir.
Eşler hamilelik döneminde birbirlerine destek olmalı
İyi iletişimin olduğu bir ilişkide, anne adaylarının eşi ile olan ilişkileri gelişir ve derinleşir. Hamilelik döneminde baba adaylarına da önemli görevler düşmektedir. Eşinin hamileliği sürecinde; kontrollere beraber gitmek, bebek ile ilgili alışverişlerde birlikte olmak, eşinin endişelerini önemsemek ve doğru şekilde iletişim kurabilmek önemlidir. Anne adayı bu dönemde hassas ve alıngan olur. Bu nedenle bebek bekleyen kadınların bedenindeki değişimler konusunda anlayışlı ve olumlu olmak, güzel sözlerle bu özel süreci birlikte geçirmek çok değerlidir.
Çünkü The Journal of Manipulative and Physiological Therapeutics’da yayımlanan parmak kıtlatması araştırmasından hiç de iyi sonuçlar çıkmadı. Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, parmak kıtlatması alışkanlığının yan etkileri hakkında yapılan araştırmada elde edilen bulgular hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu araştırmada parmaklarını kıtlatan 300 kişinin eklemlerindeki harabiyet incelendi. Eklemi kıtlatmayı alışkanlık haline getirenlerde yumuşak dokuda zedelenme, kavrama kuvvetinde azalma gibi sonuçlar tespit edildi. Harabiyet eklemi çevrelen bağları hızlı ve tekrarlı bir şekilde gerilmesinin sonucudur. Profesyonel beyzbol atıcılarında da benzer yaralanmalar görülmektedir ancak yaralanmalar daha ciddi seviyededir ve atış için kullanılan koldaki daha fazla eklemi etkiler.”
BALONCUKLAR PATLAR VE EKLEMLERİMİZDEN SES GELİR
Yrd. Doç. Dr. Şenbursa, parmaklarınızı birleştirip dışarıya doğru büktüğünüzde eklemlerinizden sesler gelirken, eklem içinde olup bitenleri şöyle anlattı:
“Eklemler iki kemiğin birleşim yerinde bulunur, yumuşak doku ve bağlar tarafından çevrelenir. Vücudumuzdaki bütün eklemlerde sinoviyal sıvı da denilen kalın, berrak eklem sıvısı vardır. Eklemlerinizi kıtlatmak için parmaklarınızı esnettiğinizde, eklemdeki kemikleri birbirinden ayırmış olursunuz. Böylece eklemi çevreleyen yumuşak doku kapsülü de esner. Kapsülün esnemesiyle eklem içindeki hacmi artırırsınız. Bir fizik kuralı olarak ‘hacim artarsa, basınç azalır’. Eklem sıvısının basıncı düştüğünde sıvı içinde çözünmüş halde bulunan gazlar baloncuk haline gelir. Eklem yeterince esnediğinde kapsüldeki basınç düşer ve baloncuklar patlar. Bu patlama eklemlerinizden sesler gelmesine neden olur.
Gazların sıvıda tekrar çözünmesi 25-30 dakika sürer ve bu süre içinde eklemlerden ses gelmez. Gazlar çözündüğünde eklemleriniz tekrar kıtlatılabilecek hale gelir.”
KITLATINCA RAHATLIYORUZ AMA…
Şenbursa, eklemleri kıtlattıktan sonra insanların rahatlama hissetmelerinin sebebini ise şöyle açıklıyor:
“Eklemlerden ‘çıt’ sesinin alınmasından sonra eklem hareketinin arttığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Eklem manipüle edildiğinde eklemdeki hareketi algılayan reseptörler uyarılır ve eklemi çevreleyen kaslar gevşer. Eklemleri kıtlattıktan sonra insanların rahatlama hissetmelerinin sebebi budur.”
Bu arada, yapılan araştırmayla, parmak çıtlatmanın kireçlenmeye sebep olmadığı da belirlendi.
12 Aralık Cuma günü Aile Hekimleri Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yapacak.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ( AHEF) tarafından yapılan açıklamada sağlık sisteminin temeli olan “ aile hekimliğinin “ yeni düzenlemeler ile iyileştirilmek yerine yok edilmek üzere olduğu kaydedildi.
Aile hekimliği çalışanları üzerine yapılan baskıların artık dayanılmaz hale geldiği ifade edilen açıklamada “Aile hekimlerinin eğitimi için nöbet düzenlemesi yapıyoruz” diye başlayan sürecin “Aile hekimlerine acilde ihtiyacımız var” şeklinde devam ettiği ve “nöbetsiz sağlık sistemi olmaz” şekline dönüştüğü hatırlatıldı. Gelinen noktada ise “ Aile Hekimlerini aileler ile daha çok bir araya getireceğiz” iddiası ile aile hekimliğinin asli görevlerinin yapılamaz hale getirilmeye çalışıldığı vurgulandı.
Açıklamada şöyle denildi;
Bakanlık gerçekleri gizlemeye çalışmaktadır. Sorunun adı ” teşvik edilmiş acile başvuru sorunu” dur. Bu sorunun sebebi ve çözümü aile hekimlerinde değildir. Bu sorun bahane edilerek aile hekimliği uygulaması bitirilmek istenmektedir. Hastane acillerine başvuruyu teşvik eden bizzat mevcut sağlık bakanlığımızdır. Sorunu gerçekten çözmek için hiç bir çözüm, proje üretemeyen bakanlık, en kolay yol olarak aile sağlığı merkezlerini acil gibi göstermeye çalışarak halkımızı yanıltmaktadır.
AHEF açıklamasında Aile Sağlığı Merkezlerinin ( ASM ) Acil Servis Olmadığı vurgulandı. Aile Sağlığı Merkezlerinin, koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik vererek halkın geleceği için çalışan merkezler olduğuna dikkat çekilen açıklamada “ herkesin kendi aile hekiminden hizmet alması prensibi yerine, nöbetçi hekimden hizmet alınmasının getirilmesi, aile hekimliği uygulamasını bitirerek, bu yerlerin aile sağlığı merkezi olma özelliğini kaybettirecektir” denildi.
– AİLE HEKİMLERİ İNSAN HAKLARINA AYKIRI KOŞULLARDA ÇALIŞTIRILMAK İSTENİYOR
– Açıklamada, Sağlık Bakanlığının aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına haftada altı gün, günde on iki saatten, ayda 300 saat çalışma süresi getirmek istediği belirtildi. Bu çalışma sürelerinin uluslararası çalışma kanunlarına, insan haklarına ve Anayasanın dinlenme hakkına aykırı olduğu da açıklamada kaydedildi.
– SAĞLIK SİSTEMİNİN KURTULUŞU AİLE HEKİMLİĞİNDEN GEÇER
Türkiye’deki aile hekimliği uygulamasının sağlık göstergeleri ile Avrupa Şampiyonu olduğu belirtilen açıklamada; “ Bu başarıyı sağlayan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına yüklenmek istenen angaryalardan, Acil, ASM-TSM nöbetlerinden vazgeçilmelidir” denildi. Açıklamada Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunularak Aile Hekimliğine ve birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine sahip çıkılması istendi.
– AİLE HEKİMLERİ İŞ BIRAKIYOR
AHEF’ten yapılan açıklamada halkın sağlığı ve geleceği için ve aile hekimliği ve birinci basamak hizmetlerinin bitirilmesine engel olmak amacıyla Türkiye’deki yaklaşık 22 bin aile hekiminin 12 Aralık 2014 Cuma günü Türkiye genelinde 1 günlük iş bırakma eylemi yapacağı kaydedildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi;
“Bu eylemi sesimizi duyurmak, halkımızın sağlığına sahip çıkmak için yapıyoruz. Bebeklerimiz sağlıklı doğsun, sağlıklı büyüsün, aşıları eksiksiz olsun, gebelerimiz aile hekimleri tarafından takip edilsin, yaşlılarımız dertlerini aileden biri olarak gördükleri, aile hekimlerine anlatabilsin diye yapıyoruz. Bugün aile hekimliğinin bitirilmesine halkımız adına itiraz ediyoruz. Halkımızı da bize destek olmaya çağırıyoruz.”
– 12 ARALIK’TA İŞ BIRAKMA 13 ARALIK’TA EYLEM
Açıklamada 13 Aralık 2014 Cumartesi günü tüm Türkiye’den gelen aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları ile Ankara’da miting yapılacağı belirtildi. Miting 13 Aralık Cumartesi günü saat 12.00’de Ankara Kolej Kavşağında başlayacak.