Sağlıklı yaşam için detoksla tanışın

stk74637corYaşam koşulları nedeniyle sürekli olarak maruz kaldığımız ve vücudumuzda biriken toksinlerden kurtulmak için detoks denilen arındırma yöntemine sıklıkla başvuruluyor. Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Evnur Saray detoks konusuyla ilgili bilinmesi gerekenleri aktarıyor.  Sağlıklı yaşam için detoksla tanışın yazısının devamı

Riskli Bebek İzlemi kitabı çıktı

RiskliBebekIzlemiTürkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Cerebral Palsy riskinin azaltılması için erken müdahale alanında sürdürdüğü çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Riskli Bebek İzlemi” kitabını bilim dünyasına kazandırdı. TSÇV  Akademik Kurul Üyesi Prof. Dr. İpek Akman editörlüğünü üstlendiği kitap, alanında uzman 25 akademisyenin çalışmalarıyla tamamlanarak yayınlandı.

Riskli Bebek İzlemi kitabının editörlüğünü üstlenen TSÇV Akademik Kurul Üyesi Prof. Dr. İpek Akman kitabın yayınlanmasıyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Prematüre, büyüme geriliği, solunum yetmezliği, enfeksiyon veya metabolik nedenlerle ‘riskli bebek’ olarak tanımladığımız bebeklerin doğumdan sonraki büyüme, beslenme, aşılanma ve nörolojik gelişimlerinin izlenmesi önem taşıyor. Biz de tüm bu süreçleri göz önünde bulundurarak hazırladığımız ‘Riskli Bebek İzlemi’ kitabıyla riskli bebek takibinde tıp dünyasına faydalı bir kaynak oluşturmayı amaçladık. Bu kaynakla aynı zamanda uzmanların bilgi ve deneyimlerinin riskli bebeklerin kontrolü sürecinde ailelerin bebeklerinin yaşam kalitesini artıracak doğru müdahaleleri öğrenmeleri için yardımcı olmasını hedefliyoruz. Desteği için Sayın Dilek Sabancı’ya ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.” 

Kuruluşunun 25. yılında Riskli Bebek İzlemi kitabını yayınlamaktan gurur duyduklarını söyleyen Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Genel Direktörü Nigar Evgin ”Türkiye’de her yıl doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 10’u ‘riskli bebek’ kategorisine giriyor. Cerebral Palsy alanındaki akademik çalışmalarımız arasına eklenen bu kitabın bilim dünyasına ışık tutmasını ve bu alanda farkındalık yaratılmasına katkıda bulunmasını diliyorum.”

Riskli Bebek İzlemi kitabı başta çocuk hastalıkları ve neonatoloji yan dal uzmanları olmak üzere riskli bebek izlemi yapan tüm sağlık personeline güncel bilgileri ulaştırmak ve böylelikle fiziksel, gelişimsel ve psikososyal açıdan riskli olan pek çok bebeğe ve ailelerine yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı, kitabın Cerebral Palsy ve gelişimsel bozukluklar alanındaki akademik çalışmalara kaynaklık etmesini ve bu alanda farkındalığın yükselmesine katkıda bulunmasını amaçlıyor. Boyut yayıncılık tarafından yayınlanan kitap, boyutstore.com websitesinden satışa sunuldu. 

Yeşil çaydan gelen büyülü güzellik

Bitki+Caylari+-+1Işıldayan, gencecik ve sıkı bir cilde sahip olmak için en iddialı kozmetik ürünü doğanın bizlere hediyesi yeşil çay… Günde üç fincan yeşil çay içerek yıllara meydan okuyabilirsiniz. O zaman ne yapıyoruz? Masalarımızın üzerinden yeşil çayı eksik etmiyoruz. Günde üç kez vereceğiniz yeşil çay molası hem ruhunuzu hem de bedeninizi genç tutacak.Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar güzellik iksiri yeşil çayın saymakla bitmeyen faydalarını anlattı.  Yeşil çaydan gelen büyülü güzellik yazısının devamı

Yenidoğan sünnetini tercih etmek için 5 neden

Yenidogan_sunnetiBebeğin doğumunu takip eden 24-48 saat içinde yapılan yenidoğan sünneti Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor. Bebek bekleyen anne-babalar, bebeğin cinsiyetinin erken olduğunu öğrenir öğrenmez, yenidoğan sünneti hakkında bilgi almaya başlıyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Cem Kara, “Doğru olan, kulaktan dolma bilgiler yerine, anne-babaların bizlere ulaşıp tüm sorularının cevaplarını almasıdır. Aileler, doktorlarına soru sormaktan çekinmesinler” şeklinde konuştu.

Çocuk Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Cem Kara yenidoğan sünneti yaptırmak için 5 önemli sebebi şöyle sıraladı:

  1. Yenidoğan sünneti anestezi gerektirmez…

Çocukluk döneminde sünnet, genel anestezi altında yapılır. Her ne kadar çocuklara özel ve son derece dikkatli yapılıyor olsa da anne-babalar çocuklarının anestezi almasından endişe duyar. Yenidoğan döneminde yapılan sünnette bebeklere genel anestezi yapılmaz.Bu da anesteziden doğan riskleri ortadan kaldırır. Pipi etrafında sağlanan lokal uyuşukluk, yenidoğan sünneti için yeterlidir.

  1. Yenidoğan sünneti dikişsiz ve estetiktir…

Yenidoğanlarda uygulanan sünnet tekniği dikişsiz bir yöntemdir. Bebekteki yara iyileşmesi oldukça hızlıdır. Sünnet dikişsiz, yara iyileşmesi de hızlı olunca ortaya estetik sonuçlar ortaya çıkar.

  1. Sünnet sonrası kanama riski azdır…

Sünnet derisinin damarsal yapısı yeni gelişmekte olduğundan, sünnet işlemi sırasında kanama kontrolü kolay, işlem sonrası kanama riski oldukça az olur.

  1. Sünnet sonrası iyileşme hızlı ve rahat, evde bakım kolaydır…

Yenidoğan sünnetinden sonra özel bir pansumana bile gerek duymadan, neredeyse bebeğin göbeği düşene kadar iyileşme sağlanır. Zaten ilk 48 saat annenin hastanede olduğu döneme denk geldiğinden, bu ilk bakım, hastanede hemşireler tarafından sağlanır. Anne bebeğiyle birlikte eve gittiğinde, özel hiç bir şey yapmadan sünnet derisinin hızla iyileştiğini görür. Bu dönemde anneden istediğimiz tek şey, bebeğini sık sık emzirmesidir. Bu da ailenin işini oldukça kolaylaştırır. Sünnetten iki gün sonra bebek normal şekilde banyo yapmaya başlayabilir.

  1. Yenidoğan sünneti bebekte travmaya yol açmaz…

Gerek yetişkinlerin anlattığı hikayeler gerekse de çocukların sünnet olan arkadaşlarından duydukları, sünnetin bir travma sebebi olmasına yol açabilir. Çocuk büyüdükçe genel anestezi alma gereği, ameliyat şeklinin değişmesi, iyileşme sürecinin uzaması travmayı ağırlaştırabilir. Sünnet, çocuk için baş etmesi zor, korkulan hatta kaçmaya çalışılan bir olaya dönebilir. Anılardaki yeri ne yazık ki acı ile özdeş hale gelir. Oysa yenidoğan sünneti bebek tarafından hatırlanmaz bile.

Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Cem Kara
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Cem Kara

Ağrısız genital bölge estetiği mümkün!

Vajina estetiği son yıllara kadar tabu olarak görülürken geliştirilen yeni ağrısız, izsiz uygulamalar sayesinde yaygınlaşmaya başladı. Gebelik ve doğumun yol açtığı veya menopoz sonucu ortaya çıkan vajina deformasyonları günümüzde, kısa sürede, ağrısız ve iz kalmadan kolayca tedavi edilebiliyor. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, Vajinal RF Tüplü Fraksiyonel CO2 Lazer yönteminin kullanım alanları hakkındaki en önemli soruları yanıtlıyor!

ital bölgeye yapılan estetik uygulamalara niçin gereksinim duyurulur?

 Çağımızda hoşa gitmeyen ve psikolojik rahatsızlık yaratan durumlar için kadın, erkek, genç, yaşlı ayrımı yapılmaksızın herkesin sorunlarına estetik çözümler araması doğal karşılanmaktadır. Estetikte, diğer bölgelerde alınan başarılı sonuçlar hekim ve hastaların dikkatini yıllardır ertelenen vajinal problemlere odaklamıştır. Kadınların genç ve sağlıklı görünümü vajinal bölgeleri içinde istemeleri, artık tabu olmaktan çıkmıştır. Üstelik vücudun diğer organların oluşturduğu sorunlar kişiye özel iken vajinal sorunlar cinsel partneri de etkilediğinden her iki cinside ilgilendirir. Estetik operasyon ve uygulamalar genelde kişide oluşan psikolojik rahatsızlığın giderilmesine yönelik olarak yapılırken genital bölgeye yapılan estetik uygulamalar hem psikolojik hem de fizyolojik sorunlara yöneliktir. Hamilelik, normal doğum, kilo alımı, hormonal bozukluklar, menopoz ve yaş gibi nedenler kadın cinsel organlarında vajinal relaxasyon sendromu olarak bilinen vajinal kaslarda gevşeklik, vajina kanalında genişleme, şekil bozuklukları, idrar kaçırma gibi bir seri dinamik ve fonksiyonel kayıplara neden olur.

Özellikle yaşlanma ve doğum travmasının doğal süreciyle orantılı olarak ortaya çıkan vajinal gevşeme ve sarkmaların oluşturduğu fizyolojik değişimler, sürtünme hissinin azalması neticesinde cinsel doyumda azalma, eşler arasında soğukluk gibi psikolojik sorunlara da neden olmaktadır. Vajina estetiği; son yıllarda teknolojik ve estetik cerrahideki gelişmeler, sosyoekonomik ve kültürel yönden elde edilen kazanımlar ve medyanın artan ilgisiyle popülerlik kazandı.

 

Beladona Vajinal RF Tüplü Fraksiyonel CO2 Lazer nedir?

Doğum sonrasında veya yaş ilerledikçe, vulva deri ve vajinanın esnekliğini kaybetmesi ile kadınlarda idrar tutamama ve tatminkar olmayan cinsel aktivite sorunları ortaya çıkar. Beladona, kadınların yaşamlarının en güzel dönemlerine geri dönmelerine yardımcı olan inanılmaz bir lazer cihazıdır.

Vajinal RF Tüplü Fraksiyonel CO2 Lazer yöntemi hangi durumlarda uygulanır?

  • Vajinal sıkılaştırma, esnekliği arttırma
  • Vajinal dokuda kolajenleri yapılandırma
  • Yetersiz vajinal akıntı tedavisi
  • İdrar tutamama da azalma
  • Vajinada iltihap önleme, bağışıklık sistemi güçlendirme
  • Vajinal kuruluğun azaltılması
  • Disparoni azalması

 Fraksiyonel CO2 Lazer işleminin özelliği nedir?

Fraksiyonel CO2 Lazer vajinal mukoza dokusuna etki ederek kollojen üretimini stimüle ederek kan akışını hızlandırır, tedavi edilen alanın işlevselliğini ve vajinal lubrikasyonu arttırır. Fraksiyonel CO2 lazerlerle hastanın ihtiyacına göre ciltte 10 – 250 mikrometre derinliğinde ablasyon sağlanabildiğinden kas tonusuda artar. CO2

Lazer uygulaması sonrası cilt altı kollajen liflerinde ani olarak %30 oranında kısalma ve ciltte gerilme meydana gelir. Sonuçta uygulama bölgesinde hem mevcut kollajen dokusu hızla yenilenir hem yeni kollajen lifleri oluşur. Fraksiyonel karbondioksit lazerler ablasyon ve kollajen uygulamalarında altın standart olarak kabul edilmektedir.

Fraksiyonel karboksi Lazer bölgesel kaslarda hasar veya vajinal prolapsusun gözlenmediği durumlarda mukozal tonus kaybına bağlı vajina gevşeklik ve zayıflıklarında etkindir. Uygulama sonrası vajenin iç ve dış çapı azalacak, genital bölgenin dış görünümü yeniden normal anatomik şeklini alacaktır.

Karbondiyoksit Lazer ile vajinoplasti nasıl bir yöntemdir?

Karbondioksit lazer ile vajinoplastisi ağrısız, anestezisiz, ameliyatsız, dikişsiz ve günübirlik (outpatient) olarak uygulanan noninvaziv bir yöntemdir. Bu yöntem ile vajinanın iç ve dış çapı azalır. Cinsel ilişki esnasında sürtünme temas hissi artar. Çok kısa sürede uygulandığından ve yan etkileri minimum olduğundan uygulama sonrası istirahat gerekmez, işinizden ve günlük yaşamın ritminden kopmazsınız.

 Vajinal Atrofi nasıl oluşur?

Kadınlarda gerek fizyolojik menopoz gerekse kanser veya değişik nedenlerle yapılan cerrahi menopoz sonrası gelişen östrojen eksikliği nedeniyle genital bölgedeki kan dolaşımı azalması ve vajinal mukozadaki dökülme ve

incelme sonucu vajinal atrofi oluşur.

Vajinal Atrofinin yol açtığı rahatsızlıklar nelerdir?

Menopoz sonrası kadınların yaklaşık % 50’sinde görülen vajinal atrofinin derecesiyle ilintili olarak genital irritasyon, kaşınma, kayganlıkta azalma, anormal akıntı, kuruluk, enfeksiyonlara eğilim hatta ilişki esnasında ağrı (Disparoni) hissedilebilir. Ayrıca dış genital bölgedeki yağ dokusu azalmasına bağlı renk değişiklikleri ve vajenin görünümünde deformasyon gözlenir. Vajinal gevşeme ve atrofi sonucu öksürme, hapşırma, gülme, egzersiz gibi fiziksel aktiviteler esnasında stres inkontinans olarak bilinen istemsiz olarak idrar tutamama, kaçırma şikayetleri de başlar. Vajinal atrofi eşlerin cinsel yaşamını ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Özellikle kadınlarda yaşanan tüm bu olumsuz etkiler cinsel yaşamdan soğuma, kaçınma, eşler arasında cinsel tatminsizlik, depresyon, güven kaybı hatta evliliğin tehlikeye girmesi gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

Lazer ile vajinal daraltma işlemi kaç seans uygulanmaktadır? 

Lazer ile vajinal daraltma işleminin süresi yaklaşık olarak 20 – 30 dakika sürmektedir. İşlem uygulanacak rahatsızlığın tipi derecesi ve kişinin genel özelliklerine göre değişmekle birlikte tek seans yapılması, sonrasında idame tedavisi olarak iki yılda bir kez tekrarlanması önerilmektedir. Uygulamanın etkileri bir gün içinde görülüyor ve kanal daraltılmış oluyor. İşlemin oluşturduğu doku reaksiyonlarının normalleşmesi 1 – 2 hafta olup işleme bağlı etkilerin tamamen fark edilmesi ise ortalama 1 – 2 aydır. İşlem sırasında hasta acı hissetmediği için anestezi uygulamasına gerek yoktur. Lazer vulvovajinaplasti işlemi ek cerrahi girişim gerektirmeksizin uygulandığında normal yaşamından ritminden koparmadan kısa sürede hasta işine dönebilir.

Yan etkileri var mıdır?

Hastanın normal cinsel hayatına dönmesi ortalama olarak 2 haftanın sonunda gerçekleşebilir. Uygulamanın riski nadiren görülen hafif kızarıklık, şişlik gibi etkiler genellikle herhangi bir ilaç kullanmaya gerek kalmadan kendiliğinden 1 – 2 gün içerisinde kaybolmaktadır. Uygulama yapılan kişiler ağrı kesicilerle hiç veya çok az ağrı duyduklarını söylemektedirler. İşleme bağlı gelişen kızarıklık ve ödem 1 günlük istirahatle normalleşir. Lazer ile vajinal daraltma işlem izsiz bir işlemdir. İşlem isteyen her bayana yapılabilir.

adıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş
KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş

Abbvie’den sürdürülebilir sağlık için önemli adım

AbbVie+LogoÜst Düzey Yönetim Grubu daha sürdürülebilir sağlık sistemleri için eylem önerisinde bulunan Avrupa Ortak Raporunu yayınladı. Avrupa Sürdürülebilir Sağlık Yönetim Komitesi (AYK) AbbVie’nin desteğiyle ve İrlanda’nın eski Sağlık Bakanı Mary Harney’in başkanlığında – bugün “Birlikte Harekete Geçelim – Sürdürülebilir Sağlık için Yol Haritası” başlıklı Avrupa Ortak Raporunu yayınladı. Kanıtlara ve AB üyesi 24 ülkenin girişimlerine dayanan raporda, Avrupa sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini arttırmak için AB ile ulusal karar vericileri ve paydaşları hedef alan 18 öneri belirtiliyor. Raporda sağlık sektöründeki tüm oyuncuların çok geç olmadan, hemen şimdi birlikte hareket etmeleri gerektiği vurgulanıyor.  Abbvie’den sürdürülebilir sağlık için önemli adım yazısının devamı

Ankara’ya “sağlık serbest bölgesi” kurulmalı

TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı
TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı

TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, Türkiye’de 663 sayılı KHK ile ile önü açılan “Sağlık Serbest Bölgelerinin” kurulacağı iller arasında mutlaka Ankara’nın da düşünülmesi gerektiğini bildirdi. Türker Naslı yaptığı açıklamada, 80’i aşkın hastanesi ve köklü bir geçmişe sahip tıp fakülteleri ile Ankara’nın, sağlık sektöründe güçlü bir alt yapıya, önemli bir birikime sahip olduğunu belirtti. Ankara’da 36 devlet, 11 üniversite hastanesi ve 35 özel olmak üzere toplam 82 hastanenin hizmet sunduğunu belirten Naslı, bunlardan 7’sinin, ABD merkezli Joint Commission International (JCI) tarafından akredite edildiğine işaret etti. Naslı, “Bir hastanenin uluslararası standartlarda hizmet verdiğini gösteren JCI akreditasyonu, sağlık turizmi açısından büyük önem taşımaktadır. Ankara, Türkiye’deki toplam JCI akreditasyonuna sahip hastaneler içinde yüzde 14, tüm dünyada da yüzde 1.4 pay almaktadır ki bu oldukça yüksek bir oran ve önemli bir kapasite demektir” dedi.

100 milyar dolarlık bir pazar

Naslı, dünya genelinde yıllık sağlık harcamalarının ortalama 5,5 trilyon doları geçtiğini, sağlıkla ilgili ekonomik ve turistlik hareketlerin dünyada 100 milyar doların üzerinde bir pazar ortaya çıkardığını belirtti. Hindistan, Kosta Rika, Macaristan, Litvanya, İsrail, Ürdün, Tayland, Malezya, Güney Afrika, Küba ve Malta gibi ülkelerin sağlık turizmi pastasından büyük aldığına işaret eden Naslı, Türkiye’nin bu alandaki güçlü kapasitesinin harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin pastadan aldığı payın son yıllarda artmakla birlikte yeterli olmadığını belirten Naslı, şöyle dedi:

“2014’te Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya gelen yaklaşık 480 bin kişi, 2,5 milyar dolar döviz getirmiştir. Türkiye’nin dünya sağlık turizmi pazarındaki payı henüz yüzde 2’lerdedir. Avrupa’da 60 yaş üstü nüfusun 2050 yılında 200 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. AB, sadece yaşlı bakımı ve sürdürülebilir bir yaşam için, yılda kişi başına 2 bin Euro harcamaktadır. Bu da yılda 400 milyar Euro demektir. Türkiye ‘2023’te, yılda 2 milyon yabancı hasta tedavi etme ve 20 milyar dolarlık döviz girdisi’ hedeflemektedir. Türkiye’de tedavi, Avrupa ülkelerine göre çok daha ucuzdur. Bazı branşlarda bu marj yüzde 60’lara varmaktadır. Türkiye’nin sadece AB pazarındaki payını yüzde 10’a çıkarması, yılda 40 milyar Euro gelir demektir. 2050’de dünyanın en mükemmel sağlık sistemleri içinde ilk 10’a girmeyi hedefleyen ülkemizde Ankara, mutlaka ön sırada yerini almalıdır. Hızla büyüyen sağlık kapasitesi ile Ankara,2023 hedefine en büyük katkıyı yapacak potansiyele sahiptir.”

Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilir

Naslı, Sağlık serbest bölgelerinin, ülkeyi sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getireceğini, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlanacağını belirtti. İstanbul, Antalya ve Bursa “Sağlık turizminin geliştirileceği üç il” olarak seçilirken, hem medikal sağlık turizmi hem de termal sağlık turizmi alanındaki potansiyeli dolayısıyla Ankara’nın varlığının göz ardı edilemeyeceğini ifade etti. Başkent’in Türkiye’de sağlık turizminin de başkenti ve dünya çapında dev bir sağlık merkezi haline gelebileceğini vurgulayan Naslı, “Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilir” dedi.

Naslı, bunun yolunun ise Sağlık Serbest Bölgesi’ne sahip olmaktan geçtiğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:

“663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 49’uncu maddesi gereğince ülkemizde sağlık serbest bölgelerin kurulmasının önü açılmıştır. Bu bağlamda Ankara, sağlık serbest bölgesi kurulacak illerin başında düşünülmelidir. Ankara’nın hem tıp hem de termal sağlık turizmi alanında sahip olduğu kapasite ve büyüme potansiyeli göz ardı edilemez. Sağlık turizmi konusunda Ankara ihmal edilmemelidir. Sağlık serbest bölgeleri, illeri bu alanda öne çıkaracaktır. Başkentin tüm kamu ve özel sektör kuruluşları ile STK’larının Kente yönelik çalışmalarında ‘Ankara Sağlık Serbest Bölgesi’nin hayata geçirilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Kurulacak sağlık serbest bölgesi, hem Ankara’yı sağlık turizmi ve paydaşları ile birlikte büyütecek, kalkındıracak; hem de Türkiye’yi sağlık turizminde 2023 hedefine yaklaştıracaktır.”

Merakla beklenen Durex telefon uygulaması yayında

Durex+Connect+-3Yapılan bir araştırmada çiftlerin %40’ının cinsel ilişki sırasında telefonlarına yanıt verdiğini gören Durex, çiftlerin akıllı telefonlarını kapatıp birbirine vakit ayırmasını sağlayacak bir uygulama geliştirdi. “Durex Connect” uygulaması iOS ve Android platformlarında ücretsiz olarak yer alıyor. 

Durham Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırmada katılımcıların %40’ının cinsel ilişki sırasında telefonlarına cevap verdiği sonucundan yola çıkan Durex, çiftlerin telefonlarını senkronize ederek aynı anda uyku moduna geçiren bir uygulama geliştirdi. Bu uygulama ile telefonlar uyurken çiftler de birlikte rahatça vakit geçirebilecek.

Android platformlarında ücretsiz olarak sunulan ve çok yakında iOS platformlarında da çıkacak olan “Durex Connect”uygulaması, önceden belirtilen veya kendiliğinden gelişen durumlarda telefonların ana ekranını gizliyor ve cihazları uyku moduna geçirerek dikkati dağıtabilecek etkilerin önüne geçiyor.

Çiftlerin cinsel hayatlarında devrim yaratacak bu teknolojik yeniliği, 40 milyon izlenme sayısına ulaşan bir video (http://youtu.be/O925jNVmpOQ) ile duyuran Durex, teknoloji bağımlısı çiftlerin, özledikleri yatak odası mucizelerine yalnızca bir “off” tuşu ile yeniden kavuşabileceklerini gösteriyor.

“Bağlan” filminde gönüllü çiftlerin, teknolojiye olan bağlılıklarının ilişkilerinde yarattığı sorunları çözümledikleri duygusal ve düşünceli bir yolculuğa çıktıklarını belirten Durex Uluslararası Marka Değeri Müdürü Ukonwa Ojo, “Durexlabs kayıt sayfasına gösterilen yüksek ilgi ve gerçekleştirdiğimiz araştırmanın sonuçları, bir uygulama ile bu ihtiyaca yanıt vermemize yön verdi. 28 Mart’ta saat 20.30’da kutlanacak ‘Dünya Saati’nde dünyanın dört bir yanından çiftleri, cinsel hayatlarını iyileştirecek bu uygulamayı keşfetmeye davet ediyoruz” dedi.

Durex’in, ilişkilerin derinleşmesi ihtiyacını hatırlatan önemli bir kampanya geliştirdiğini belirten Doğal Hayatı Koruma Vakfı-WWF, İngiltere Halk Katılımı Sorumlusu Rachel Bloodworth ise “Kampanyanın herkese, zamanı durdurup çevrelerindeki hayatın tadını çıkarmak için ilham vereceğini umuyorum. Dünya Saati, gezegenimizi koruma ihtiyacımızın büyük bir sembolik göstergesi. Daha da önemlisi, elektriği kapatıp, bizim için önemli olan şeyler ile bağlantı kuracağımız bir zaman dilimi” şeklinde konuştu.

“Durex ile Bağlan” uygulamasını bu linkten indirebilirsiniz: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.durex.reconnect&hl=en_GB

Süt içerek diş çürümesini engelleyin

Sut_Dis_SagligiDiş çürümesi günümüzün belki de en yaygın hastalıklarından biri. Değişik beslenme alışkanlıklarına sahip kişiler arasında yapılan istatistikler beslenmenin diş çürüklerinin oluşmasında önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Çürük oluşumunun, karbonhidratların (şeker ve nişasta) ağızdaki bakterilerle karışması ve asit yapması sonucu başladığını belirten uzmanlar, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ile ağız sağlığını korumanın mümkün olabileceğini söylüyor. Uzmanlar, günde 2 bardak süt içerek, içerisinde bulunan kalsiyum sayesinde çürük oluşumundan korunulacağını belirtiyor.

Düzenli ağız hijyenin sağlanması ile birlikte süt tüketiminin diş çürüklerinin oluşumunu azalttığını belirten Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, “Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Sütteki kalsiyum ve fosfor bu mikroorganizmalara doğal bir savunma sağlar” dedi. İnanç, özellikle çocukların şeker tüketimlerinin fazla olduğunu bu sebeple günde 2 bardak süt içerek dişlerinde oluşabilecek çürüklerin önlenebileceğini, diş yüzeyindeki mineral kaybının giderilmesini ve yenilenmesini sağlayacağını belirtti.

 

Altıncı hastalığı diş çıkarma ile karıştırmayın

cocuk-2Genellikle altı ay ve üç yaş arası süt çocukluğu döneminde görülen altıncı hastalık, kısa süreli ateş ve huysuzluk gibi belirtiler nedeniyle diş çıkarma belirtileri ile karıştırılıyor. Bahar aylarında daha fazla görülen hastalığa karşı hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Medical Park Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Semra Güngör; “Hastalığa yakalanan bebeklerin ateşi kontrol altında tutulmalı ve ılık duş ile ateşi düşürülmeye çalışılmalı.” Kısa süreli ve ani görülen yüksek ateşin aileleri telaşa soktuğunu söyleyen Medical Park Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Semra Güngör; altıncı hastalığı ve hastalığa karşı alınması gerekenleri anlattı: 

Altıncı hastalığı diş çıkarma ile karıştırmayın yazısının devamı

Gülgiller ailesinden olan meyveleri tüketin

bogurtlen1Çilek mevsimi geldi ve hepsi tezgahlarda yerini aldı. Ancak pek çok doktor meyve tüketiminin fazlasının kilo yapabileceğini söylüyor. Ancak şeker oranı düşük ve yararlı molekül ihtiva eden bazı meyveler gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Hem kalp sağlığı hem de kanserden korunmak için meyveyi bilinçli tüketmek de yarar olduğunun altını çizen Medicana Hastaneler Grubu Onkoloji Koordinatörü Doç.Dr.Mutlu Demiray, botanikte gülgiller ailesi olarak tanımlanan ahududu, böğürtlen, çilek, yaban mersini gibi meyveleri aşırıya kaçmadan tüketmek gerektiğini söylüyor.

Gülgiller ailesinden olan meyveleri tüketin yazısının devamı