Estetiğiniz sizi yansıtıyor mu?

Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Aysun Bölükbaşı Mamak
Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Aysun Bölükbaşı Mamak

Bir çoğumuz alın çizgilerimizden ya da gıdımızın görünmesinden şikayet eder, estetik doktorlarının kapısını çalarız. Aslında aynada gördüklerimiz gerçek mi? Ya da kendimizi doğru değerlendirebiliyor muyuz? Çoğu kişinin kendini reel olarak değerlendirebilmesinin zor olduğunu söyleyen Estetik ve Plastik Cerrah Op. Dr. Aysun Bölükbaşı Mamak, yukarda saydığımız ya da başka nedenlerden dolayı kendilerine çok sayıda hasta başvurduğunu belirtiyor. Ancak kesin bir görüşleri var; o da detaylı bir inceleme ve profesyonel bir yüz analizinden sonra yüz estetiği için neler yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği. Estetiğiniz sizi yansıtıyor mu? yazısının devamı

Cilt kanserine yeni tedavi yöntemi

150527081308_herpes_virus_624x351_sciencephotolibrary_nocreditBBC’de yer alan habere göre uçuğa neden olan herpes virüsünün genetiğini değiştiren araştırmacılar cilt kanserinin tedavisinde umut veren yeni bir yöntem geliştirdi. Genetiği değiştirilmiş virüs normal hücrelere zarar vermiyor, ancak tümöre enjekte edildiğinde çoğalarak kanserle mücadele eden bir salgı yayıyor. Journal of Clinical Oncology adlı dergide yayınlanan araştırma sonuçları, bu yöntemin bazı melanom hastalarının ömrünü uzattığını gösterdi. Henüz uygulama ruhsatı bulunmayan tedavi yöntemi, bir yandan kanser hücrelerini yok ederken, bir yandan da bağışıklık sistemini güçlendiriyor.  Cilt kanserine yeni tedavi yöntemi yazısının devamı

Yol arkadışıMSın projesine Altın Pusula ödülü

Novartis_Altin+Pusula_GorselNovartis, MS hastalığı alanında hayata geçirdiği Yol ArkadaşıMSın projesiyle, Türkiye Halka İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından ödüle layık görüldü. Bu yıl 14’üncü kez düzenlenen Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde Novartis “Kurumsal Sosyal Sorumluluk – Sağlık ” kategorisinde en iyi proje ödülünü kazandı. 
Yol arkadışıMSın projesine Altın Pusula ödülü yazısının devamı

Sığ suya balıklama atlama!

İstatistiklere göre Türkiye’de her yıl ortalama 500 boyun kırığı vakasına rastlanıyor. Bu vakaların büyük bir çoğunluğu ya ölümle, ya da felçle sonuçlanıyor. Sığ suya balıklama atlama sonucu boyun kırıklarının oluşması ile meydana gelen felçleri önlemek mümkün. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin hazırladığı kamu spotunu izleyin! Sığ suya balıklama atlama! yazısının devamı

Ev tozu alerjisi olanlar dikkat

alerji nezleAlerjinin en büyük tetikleyicisi olan ev tozu akarlarının gözle görünmeyen canlılar olduklarını belirten Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Dr. Ayşe Fidan Baturalp, akarların ömürlerinin 2-3 ay olmakla beraber önlem alınmazsa çok hızlı ürediklerini vurguluyor. Ev tozu akarlarının yerleşim yerleri içinde ürediklerinin, en çok da halılar, perdeler, yatak, yatak takımları, kanepeler ve pelüş oyuncaklarda yaşadıklarının altını çizen Baturalp, 1 gram tozda bulunan 2.5 mg akar miktarının alerjik bir insanı duyarlı kılmaya yeterli iken, 10 mg akar miktarı ise astım krizini tetikleyebileceğini belirtiyor. Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Dr. Ayşe Fidan Baturalp, ev tozu alerjisi ve önlemleriyle ilgili önemli bilgiler verdi.  Ev tozu alerjisi olanlar dikkat yazısının devamı

Sensodyne ile hem sağlıklı hem doğal beyaz dişler

Sensodyne+True+White_Ekstra+FerahHassas dişlere sahip tüketiciler dişlerinin daha beyaz görünmesi için hassasiyet giderici diş macunu yerine beyazlatıcı diş macunlarını tercih edebiliyor. Oysa aşındırıcı diş macunu kullanmak, özel bakım gerektiren hassas dişlerin daha fazla yıpranmasına sebep olabiliyor. Sensodyne True White ve Sensodyne True White Extra Fresh, düşük aşındırıcı formülüyle hassas dişler ve dişleri doğal beyazlığına kavuşturma ihtiyaçlarına çözümü tek bir diş macununda sunuyor. Sensodyne ile hem sağlıklı hem doğal beyaz dişler yazısının devamı

Organ nakli uzmanları İstanbul’da buluştu

AMAC_Toplantisi_Gorsel+02Böbrek ve karaciğer naklinde uluslararası alanda tanınmış uzmanlar organ nakli konusunda gelişmeleri aktarmak ve gelecek trendlerini tartışmak amacıyla 22-23 Mayıs’ta İstanbul’da bir araya geldi. Novartis’in ev sahipliğinde yapılan toplantıya Asya, Avusturalya, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinden yaklaşık 400 kişi katıldı.
Organ nakli uzmanları İstanbul’da buluştu yazısının devamı

10 soruda saç ekimi

baldPlastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ali Cemal Yılmaz, saç ekimiyle ilgili merak edilen konuları 10 maddede sizin için derledi.  Opr. Dr. Yılmaz, saç ekimi öncesi ve sonrasında yapılması gerekenleri ve saç ekiminin püf noktaları anlatıyor.1. Saç  ekimi nedir?

Ensede iki kulak arasındaki dökülmemeye kodlanmış bölgeden alınan saç köklerinin, dökülmenin olduğu bölgede uygun tekniklerle nakledime işlemidir.

2. İşlem ne kadar sürer?

Saç ekimi yapılacak bölgenin büyüklüğü, cilt ve saç yapısı, uygulanacak tekniğe bağlı olarak değişmekle birlikte, yaklaşık olarak 6-8 saat surer.

3. Ağrı ya da acı hisseder miyim?

Saç ekimi lokal anestezi altında gerçekleştirilip kesinlikle ağrı ya da aci hissedilmeyen bir işlemdir.

4. Hangi tekniği kullanıyorsunuz?

FUE; verici bölgeden saç köklerin özel uçlarla tek tek alınanması, (çoğunlukla) ve FUT ; verici bölgeden saçlı deri genişçe çıkarılıp, dışarda saç köklerini elde edilmesi, (özel durumlarda).

5. Ekilen saçlar kesinlikle çıkar mı?

evet çıkar. Saç kökü greftleri hazırlanması sonrası bekletildiği koşullar ve doğru doğru tekniğin uygulanması sonucu direk etkileyen faktörler olup, yerine getirildiği taktirdiği taktirde sonuç % 96’dır.

6. Ne zaman dışarı çıkabilirim?

Operasyondan sonra dışarıya çıkmanızı engelleyecek bir durum yoktur. Ilk 2-3 gün minik minik pembe noktacıklar görülüp, yavaş yavaş solmaya başlayarak bir hafta içinde normal haline dönüp dışarıya çıkmanızı engelleyecek bir durum teşkil etmez.

7. Ekilen saçlar ne zaman çıkar?

Operasyon tarihinden 3 ay sonra küçük küçük görünmeye başlayıp,  8 aya kadar yeni saçlar çıkmaya devam eder.

8. Ekilen saçlar ileri ki tarihlerde dökülür mü?

Hayır dökülmez, Çünkü ekilen saçlar dökülmemeye kodlanmış bölgeden alınıp, bu özelliği yeni ekilen bölgede de devam ettirir.

9. Saç ekimi yaptırdığım belli olur mu?

Uygun tekniklerle doğal bir şekilde ekilmiş saçlar kesinlikle belli olmaz. Bunun için uzmanın deneyimli olması çok önemlidir. Çünkü uygulancak ekimin şekli kişinin cilt yapısına, saç yapısına, ekim yapılacak bölgeye göre kendi içinde taker taker değerlendirilmelidir..

10. Ekim sonrası saçlarımı nasıl yıkarım?

3. gün özel sampuan ve losyonlarla bizzat tarafımızdan yıkanıp, sonraki günlerde hastaya saç yıkama eğitimi verilip hastanın kendisi yıkanıyor.

Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ali Cemal Yılmaz
Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ali Cemal Yılmaz

10 soruda saç ekimi yazısının devamı

Depresyon ölüm riskini 5 kat artırıyor

depresyonKalp yetmezliği olan hastaların depresyon riskine karşı doktor gözetiminde olması ve psikolojik yardım almaları gerektiği belirtildi. Avrupa Kardiyoloji Derneği’nce yapılan bir araştırma, depresyon geçiren kalp yetmezliği hastalarının bir yıl içinde ölme risklerinin daha fazla olduğuna işaret ediyor. Bunun hastalığın derecesi gibi bir dizi faktöre bağlı olmasına karşın araştırmacılar, depresyona karşı önlem alınmasının önemli olduğunu vurguluyor. Araştırmaya öncülük eden Prof John Cleland, kalp yetmezliğini sadece İngiltere’de yılda 900.000 kişiyi etkileyen “modern bir salgın” olarak niteledi.

Daha iyi ilaç ve gelişmiş tedavi yöntemleri bulmaya yönelik çabalara karşın hastalığın çaresi olmadığını belirten Prof Cleland, BBC’ye açıklamasında “Kalp uzmanları olarak yeni ilaç, cihaz ve ameliyat yöntemleri geliştirmeye odaklandık. Bunlar işe yarıyor ama istediğimiz düzeyde değil. Bunun üzerine biraz geri çekilip büyük resme bakmaya karar verdik” dedi.

Kalp yetmezliğinde, çok zayıflayan ya da çok sertleşen kalp kası, vücuda kan pompalamakta zorlanıyor.

Bunun sonucu olarak hastalar kendilerini çok yorgun hissediyorlar ve nefes almakta güçlük çekiyorlar.

Araştırma kapsamında kalp yetmezliği tedavisi gören 150 kadar hastaya depresyon sorunları olup olmadığını belirlemeye yönelik sorular soruldu.

Orta ve ağır derecede depresyon belirtileri gösteren hastaların, depresyon geçirmeyen hastalara göre ölüm risklerinin beş kat fazla olduğu görüldü.

Yaş, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği derecesi hesaba katılarak yapılan analizlerde de sonuç değişmedi.

Prof Cleland, “Depresyon motivasyon eksikliği, günlük yaşam aktivitelerine ilginin azalması, daha düşük yaşam kalitesi, kendine güvensizlik, uyku bozukluğu, iştah değişikliği ve buna bağlı olarak kiloda değişiklik gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor. Bu da depresyonla ölüm oranları arasındaki ilişkiyi açıklıyor” dedi.

‘Trafik gürültüsü obezite riski yaratıyor’

trafikOtoyollardaki taşıtlardan, tren ve uçaklardan çevrede yaşayanlara yansıyan gürültünün, özellikle bel bölgesinde yağlanmaya yol açabileceği bildirildi. İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, otoyol, tren yolu ve havalimanı yakınlarında yaşayıp, ulaşım araçlarının gürültüsüne maruz kalan kişilerde obezite riski daha fazla.  ‘Trafik gürültüsü obezite riski yaratıyor’ yazısının devamı

Geçmeyen yorgunluğun nedeni tiroid olabilir

Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Sibel Ertek
Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Sibel Ertek

İnsan bedeni için hayati öneme sahip olan tiroit hormonlarının gereğinden az ya da fazla salgılanmaları birçok ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor. Halsizlik, çok üşüme, sıcağa tahammülsüzlük gibi belirtiler tiroid hastalıklarının habercisi olabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Sibel Ertek, “Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası”nda tiroit hastalarının bilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Geçmeyen yorgunluğun nedeni tiroid olabilir yazısının devamı

Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin

Haber-Gorsel (37)Üşüme, yorgunluk, kilo artışı, çarpıntı, sinirlilik ve iştahsızlık gibi birçok belirtisi olan tiroid hastalıkları erkeklere oranla, kadınlarda daha fazla görülüyor. Metabolizmayı kontrol eden hormonları üretip kana sağlamaya yarayan tiroid bezinin az çalışması başta kısırlık olmak üzere vücutta pek çok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Yavuz Yalçın “Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası”nda tiroid hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin yazısının devamı

Skolyoz daha çok genç kızları vuruyor

skolyoz_hakkinda_bilmeniz_gerekenler_1Nedeni kesin olarak bilinmeyen skolyozun (omurga eğriliği) en kuvvetli teorisi genetik olmasıdır. Kızlarda görülme oranı erkeklere oranla 10 kat daha fazladır. Skolyozun ergenlik çağına girmiş genç kızlarda daha sık görüldüğüne dikkat çeken Liv Hospital İstanbul Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk “Başlangıçta sadece kozmetik açıdan sıkıntı verip, ilerleyen dönemlerde ise akciğer ve bağırsaklara baskı yapabiliyor. Bu nedenle erken teşhis önlemlerinin alınması oldukça büyük bir önem teşkil ediyor “diyor. Doç. Dr, Çağatay Öztürk skolyozla ilgili merak edilenleri anlattı. 
Skolyoz daha çok genç kızları vuruyor yazısının devamı

MS çalışan kadınları tehdit ediyor

MS-GorselHalk arasında MS hastalığı olarak bilinen Multiple Skleroz hareket aksaklığı, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, dengesizlik, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Ataklar halinde görülen MS, erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülüyor. Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Abdullah Özkardeş “26 Mayıs Dünya MS Bilinçlendirme Günü ve MS Haftası”nda hastalığın nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. MS çalışan kadınları tehdit ediyor yazısının devamı

Bayer ağaçlandırma kampanyası sürüyor

Bayer_Agaclandirma+KampanyasiBayer, topluma ve doğaya faydalı projeler üretme hedefiyle başlattığı “Ağaçlandırma Kampanyası” ile Türkiye’nin ağaçlandırılmasına destek veriyor. Bayer Türk Tüketici Sağlığı İş Biriminin, ÇEKÜL Vakfı ile birlikte yürüttüğü proje kapsamında, 31 Aralık 2015 tarihine kadar eczanelerden satın alınacak gıda takviyesi ve kozmetik ürünleri (Supradyn, Bepanthol, Redoxon, Priorin) , İzmir’in Ödemiş ilçesinin Bozdağ beldesinde bulunan 7 Ağaç Ormanları’nda fidan dikilmesine destek olacak. Projede yer almak ve fidan dikimine katkıda bulunmak için ürünlerin kutularında bulunan barkodların eczaneye teslim edilmesi yeterli.

Bayer’in katkılarıyla 2015 yılının başından bu yana 7.000 fidan dikilmesini sağlayan kampanya, 31 Aralık 2015 tarihine kadar devam edecek. Satın alınan ürün bedelinin belirli bir miktarı ÇEKÜL vakıf fonuna aktarılacak. Kampanya hakkında daha fazla bilgi almak için www.bayer.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Akıllı telefonlar tetik parmak hastalığı yapabilir

Girl hand touching screen on modern mobile smart phone. Close-up image with shallow depth of field focus on finger.
Girl hand touching screen on modern mobile smart phone. Close-up image with shallow depth of field focus on finger.

Digital çağ, gelişen teknoloji yeni buluşlarıyla hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan bizi yeni hastalıklarla tanıştırmayı ihmal etmiyor. Giderek bağımlılık haline gelen, elimizden düşmeyen akıllı telefonlar, tetik parmak hastalığına neden oluyor.  Yani  Facebook’ta  check-in yaparken  hızla bir maile yanıt yazmaya çalışırken ya da tweet atarken parmağınız aniden kilitlenebilir. 
Akıllı telefonlar tetik parmak hastalığı yapabilir yazısının devamı

Açlığın çözümü yosun olacak

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Berat Zeki Haznedaroğlu
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Berat Zeki Haznedaroğlu

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü yosunlardan besin kaynağı ve alternatif enerji olarak yararlanmayı ve yosunları su kalitesinin yükseltilmesi yönünde kullanmayı hedefleyen çarpıcı projelere imza atıyor. Söz konusu araştırmaların liderliğini, TÜBİTAK Yurda Dönüş Programı kapsamında Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan genç bilim adamı Berat Zeki Haznedaroğlu üstleniyor.
Açlığın çözümü yosun olacak yazısının devamı

MS’te bilgi kirliliği korkutuyor

KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Bahar Erbaş
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Bahar Erbaş

Basında üzerinde durulan hastalıklardan biri olan MS’in; biraz da ilgili hekimlerin yanlış yönlendirmesi ve kendisine atfedilen özelliklerle birlikte bir nevi efsanevi canavar olarak insanların  korkulu rüyası haline geldiğini söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Bahar Erbaş, sadece sağlam ve bilimsel destekli yayınları takip etmemiz gerektiği konusunda uyarıyor.

Bağışıklık sisteminin çarpık çalışması (otoimmünite) sonucu ortaya çıkan bu hastalık büyük oranda yirmili ve otuzlu yaşlarda başlamaktadır. Diğer otoimmün hastalıkların birçoğu gibi kadınlarda daha sık görülür.

Bu hastalığın sıklığı ülkenin coğrafi konumuna ve ırklara göre değişmektedir. Kuzey ülkelerinde daha sık olan hastalık, güney Avrupa ülkelerinde yüz binde 15-60 sıklığında görülmektedir.

MS nedir?

Beyin ve omurilikteki sinir hücrelerinin, emirleri iletmeye ve birbirleriyle iletişim kurmaya yarayan uzantılarının etrafında “miyelin” kılıflar mevcuttur. MS’te bu kılıflara karşı bağışıklık sisteminin saldırısı söz konusudur. Bu saldırılar sonucu hasarlanan kılıflar tekrar kendini yenileme yoluna gider. Bu dönemde hastanın klinik belirti ve bulguları büyük oranda düzelir. Hasarlı bölgeler MR’da plak olarak ortaya çıkar ( MS’teki tek MR bulgusu tipi plak değildir).  Ancak tekrarlayan saldırılar sonucu kalıcı hasar da olabilir.

Sebebi Nedir ?

MS’e sebep olan ve onu başlatan olayların ne olduğu konusu hala tartışmalıdır ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. Ailesinde MS olan kişilerde bir miktar daha sık görülmekle birlikte çoğu MS hastasının ailesinde bu hastalık görülmez. Yani ailede bir kişide MS varsa diğer aile bireylerinde de olacak diye bir şart yoktur ve aileden birinin MS olduğu öğrenildiğinde paniğe kapılıp araştırmaya gitmenin de bir anlamı yoktur. Sadece vakit ve para israfıdır. Ancak aşağıda bahsedeceğim klinik bulgular sizde de ortaya çıkarsa doğal olarak bir nöroloğa başvurmanız gereklidir.

MS’in sebepleri olarak tartışılan konular arasında çeşitli virüs ve bakteri infeksiyonları da vardır. Bu konuda bazı deliller olsa da kesin bir fikir birliği yoktur.

Ne zaman şüphelenmeliyim?

Hastalıkta klinik belirti ve bulguları beyin ve omurilikte hangi bölgenin tutulduğuna göre değişir. Genellikle başlangıç bulgusu kol ve/veya bacakların birkaç günden fazla (en az bir gün ve bu sürede belirgin düzelme olmamalıdır) süren güçsüzlük ve/veya uyuşma hissidir. Bazen karıncalanma hissi de olabilir. Gece yattığınızda veya sabah kalktığınızda ortaya çıkan ve dakikalar en fazla saatler içinde düzelen uyuşmalar hergün tekrarlasa dahi hemen hiçbir zaman MS değildir. MS’te hemen hiçbir zaman bu uyuşma ve güçsüzlüklere ağrı eşlik etmez.

MS’te göz sinirinin tutulumu da sık bir başlangıç bulgusudur. Bu durum hemen her zaman tek gözde olur, ancak tekrarlayan ataklarda diğer gözde de olabilir. Bu arada optik nörit geçiren her hasta zaman içinde MS geliştirecek diye bir şart da yoktur ancak yine de takip edilmelidir. Optik nörit esnasında gözde buzlu camın arkasından bakıyormuş gibi bir görme bozukluğu gelişir. Bu algı yine öyle saniyelik veya saatlik değildir ve uzaklığa bağlı olarak değişmez (yani yakını iyi görüyorum ama uzağı göremiyorum, ya da tam tersi diyorsanız bu optik nörit değildir ).

Ayrıca MS’te beyin ve omurilikte tutulan yere göre farklı belirtiler de olabilir.

Tanı nasıl konur?

MS’ten şüphelenildiğinde ilk yapılan inceleme ilaçlı beyin MR incelemesidir. Burada plak denen bulgular izlenir. MS’e ait plak görüntüsünün kendine has özellikleri olsa da bazen diğer bazı hastalıklar da bu görüntüyü taklit edebilir ve tanı konmasını zorlaştırabilir. Ayrıca doktorunuz beyin MR sonrasında (veya duruma göre onunla birlikte) boyun MR da isteyecektir. Beyin tomografisi kesinlikle MS hastalığında alternatif bir tanı aracı değildir, MS plakları tomografide görülemez.

MR dışında gözünüzde tutulum olup olmadığına dair VEP testi ve beyin omurilik sıvısı incelemesi istenecektir. Bunun dışında başka testler ve ek kan tetkikleri de  istenebilir.

Seyir nasıldır? Düzelme sakatlık oranları nelerdir? Tedavisi var mı?

MS genellikle atak ve düzelme şeklinde seyreder ( relaps-remisyonla giden tip). Atak sonrası hasta hemen hemen tam olarak düzelir. Ataklar sonrası kısmi düzelme ile ilerleyen veya ataksız sürekli bozulmalarla giden tipleri de vardır.

Sakatlık oranı sıfır değildir ancak birçok hasta tedavisini uygun kullanması ve belirli hususlarda dikkatli olması durumunda dışarıdan diğer insanlardan ayırt edilemeyecek denli sağlıklı olarak yaşayabilir.

MS tedavisini atak tedavisi ve ilerlemeyi yavaşlatacak (koruyucu) tedavi olarak ikiye ayırmalıyız.

Atak tedavisinde yüksek doz kortizon uygulaması yapılarak geride bırakacağı sakatlığı azaltmak ve atağın hızlı düzelmesini sağlamak amaçlanır. Birçok hastanın aklına uygulanan kortizonun bir zararı olup olmayacağı sorusu gelebilir, ki gerçekten kortizon birçok yan etkisi olabilecek bir ilaçtır, ancak olası yan etkiler çeşitli önlemlerle büyük oranda engellenebilir. Sonuç olarak kararı siz vereceksiniz, hekiminiz önerisini yapar ve siz kortizon almayı onaylamazsanız  geride kalabilecek hasarın farkında ve ayırdında olmalısınız. Ayrıca çok hafif ve hızla düzelen ataklarda kortizon gerekmeyebilir. Kortizon dışında çok ağır ve kortizona yanıt vermeyen ataklarda plazmafarez yapılabilir, ancak nadiren bu işleme gerek duyulur.

İlerlemeyi yavaşlatacak tedavi enjeksiyon ve ağızdan tedavi olarak yapılabilir. Enjeksiyon tedavisi haftada bir günden- günlük tedaviye kadar değişebilir. Enjeksiyon tedavisi daha eski bir tedavi olduğundan yan etkileri ağızdan tedavilere göre çok daha iyi bilinmektedir. Ağızdan tedaviler her zaman enjeksiyon tedavisinden daha faydalı olacak diye bir şart yoktur. Nöroloğunuz size uygun tedavi önerilerini sunacaktır.

Son olarak şunu söylemek isterim ki ;  internetteki bilgi kirliliği ve olumsuz yazılar sebebiyle birçok MS hastası ve hatta MS olduğunu sanan sağlıklı insan gereksiz yere aşırı endişe ve üzüntüye kapılmaktadır. Çünkü çoğu internet haberi sansasyonel olması için abartılarak veya kötü tecrübe yaşamış insanlar tarafından yazılmaktadır. Sizlere naçizane önerim bu konuda sağlam ve bilimsel destekli kuruluşların haberlerini takip etmenizdir. 

 

 

Sosyal medya nasıl travmaya yol açıyor?

150108132228_ptsd_melbourne_vigil_640x360_getty_nocreditİngiltere’de yapılan bir araştırma, kimi sosyal medya kullanıcılarının ekranda şiddet içeren ya da rahatsız edici görüntüleri izledikten sonra travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) belirtileri gösterdiklerini ortaya koydu. Araştırma medyaya “İnternetteki videolar travma sonrası stres bozukluğu yaratabilir” ve “Sosyal medya kullanıcıları travma geçiriyor” gibi başlıklarla yansıdı.  Sosyal medya nasıl travmaya yol açıyor? yazısının devamı

Ankara’ya sağlık serbest bölgesi kurulsun istiyorlar

Sağlık Turizmi Daire Başkanı Dr. Dt. Gül Ateş ve TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı
Sağlık Turizmi Daire Başkanı Dr. Dt. Gül Ateş ve TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı

TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Naslı, Ankara’da sağlık serbest bölgesi kurulması konusunda başlattıkları çalışmalar kapsamında Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile görüştü. Naslı: “Sağlık serbest bölgesi kurulacak iller arasında mutlaka Ankara yer almalıdır. Ankara sağlıkta, dünya çapında dev bir silikon vadisi olabilir”  Ankara’ya sağlık serbest bölgesi kurulsun istiyorlar yazısının devamı

Diyabete karşı 6 ülkeden işbirliği

Rotary1Uluslararası Rotary’nin “Mesleki Eğitim Takımı” projesi kapsamında 2430. Bölge ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Diyabet Çalıştayı, 11-15 Mayıs’ta Türkiye, Afganistan, Pakistan, Kenya, Tanzanya ve Avustralya’dan sağlık profesyonellerinin katılımıyla gerçekleşti. 
Diyabete karşı 6 ülkeden işbirliği yazısının devamı

Çocuklarınıza 20 dakikada bir su içirin

Waternet_cocuklardasu+%282%29Waternet’in Sağlıklı Beslenme Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, çocuklarda obezite ve su tüketimi gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu. Sağlıksız beslenme ve yetersiz su tüketiminin birçok soruna yol açtığına dikkat çeken Diyetisyen Canan Aksoy, “Özellikle oyun çağındaki çocukların 20 dakikada bir su tüketmeleri gerekiyor. Bu konuda ailelere büyük görevler düşüyor, aileler çocuklarına rol model olmalı” diye konuştu. Çocuklarınıza 20 dakikada bir su içirin yazısının devamı

Bilimsellik dışı beslenme tavsiyelerine aldanmayın

salata, klavye, diyet, ofisAnkara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, güvenli gıda konusunda Bilinçli Sağlıklı Yaşam Dergisi’ne konuştu. Vatandaşların özellikle hayvansal ürünleri alırken dikkat etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Artık, “Gıda uzmanlık isteyen bir konudur. Bilimsel veriye dayanmayan “öyle diyorlar” gibi saçma tanımlamalar ile tüketiciler aldatılmaktadır. Bunlar uzman değil hastaları muayenehaneye sevk söylemleri yapan gıda cahilleridir” dedi. Bilimsellik dışı beslenme tavsiyelerine aldanmayın yazısının devamı

‘Hamilelikte parasetamol kullanımına dikkat’

hamile ilaçFareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre hamilelerde uzun süreli parasetamol kullanımı, erkek çocukların üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Edinburgh Üniversitesi’nde yapılan araştırmada parasetamolün yedi gün üst üste verilmesinin erkeklik hormonu testosteronun üretimini aksattığı tespit edildi.

Testosteron, erkek üreme organlarının gelişmesinde anahtar önemde.

Parasetamol hamile kadınlarda genel olarak güvenli kabul edilen birkaç ağrı kesiciden biri. ‘Hamilelikte parasetamol kullanımına dikkat’ yazısının devamı

Ses kısıklığı tiroid belirtisi olabilir

ses kısıklığı boğaz ağrısı25 Mayıs Dünya Tiroid Günü. Tiroid bezi, vücudumuz için hayati önem taşıyor. Tiroid hormonunun gereğinden az ya da fazla salgılanması vücutta birtakım rahatsızlıklara sebep oluyor. Tiroidin çok büyük olduğunda ses tellerini etkileyerek ses kısıklığına da yol açabileceğini söyleyen Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serpil Salman “Ses kısıklığı bu belirtilerden biridir. Tiroid hastalıklarının tanısı hastayı iyi dinlemekten geçer. Tedavisi ise tiroid bezinin az ya da fazla salgılanmasına göre değişiklik gösterir” dedi. 
Ses kısıklığı tiroid belirtisi olabilir yazısının devamı

Göz bakımıyla ilgili yapılan yanlışlar

Young woman dripping eyes at homeVücudumuzun dünyaya açılan penceresi gözlerimiz… Peki gözlerimizin sağlığına ve bakımına yeterli derecede önem veriyor muyuz? İyi bir göz bakımının gözlerin sağlıklı ve ışıl ışıl olmasını sağladığını belirtenDünyagöz Etiler’den Op. Dr. Alp Kayıran göz sağlığı ve bakımıyla ilgili önemli bilgiler paylaşıyor.
Göz bakımıyla ilgili yapılan yanlışlar yazısının devamı

Türkiye, Relay For Life etkinliğine ev sahipliği yapacak

Konuşmacılar soldan sağa: Beril Koparal Ayanoğlu / Nevval Sevindi / Seda Kansu / Doç.Dr.Rana Sanyal / Prof.Dr. Alper Sevinç
Konuşmacılar soldan sağa: Beril Koparal Ayanoğlu / Nevval Sevindi / Seda Kansu / Doç.Dr.Rana Sanyal / Prof.Dr. Alper Sevinç

Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği, 1928’den beri faaliyet gösteren  “American Cancer Society” (Amerikan Kanser Kurumu) tarafından düzenlenen Relay For Life etkinliğinin Türkiye temsilcisi olmaya hak kazandı. Dünya çapında kanser hastalığına karşı farkındalığı artırmayı ve kanserle mücadele için fon sağlamayı amaçlayan ‘Relay For Life’ etkinliği, 10-11 Ekim 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek.

Şimdiye kadar 24 farklı ülkede 4 milyondan fazla insana ulaşarak büyük bir başarıya imza atan etkinlik, Türkiye’de Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin girişimleri ile hastalığı yenmiş kişileri ve destekçileri bir araya getirecek. 156 yıllık tarihinde ilk kez stadyumunu ve kapılarını üniversite dışı bir etkinliğe açan Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek olan etkinlik, yaklaşık 5 bin katılımcıyı bu anlamlı günde bir araya getirmeyi hedefliyor. 24 saat kesintisiz sürecek olan etkinlikte kanserle mücadeleyi kazanmış tüm hastalar mücadelelerini kutlarken, kansere yenik düşerek aramızdan ayrılanlar ve hala hastalıkla mücadele eden katılımcılar da çeşitli etkinliklerle anılacak ve onurlandırılacaklar.

21 Mayıs Perşembe günü gerçekleşen basın toplantısında konuşma yapan Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Relay For Life Komite Başkanı Nevval Sevindi, “Kanserin toplum üzerindeki psikolojik travması, sosyo – ekonomik ve eğitimsel eksikliklerin bu süreci nasıl etkilediği bütün dünyadaki en önemli sağlık ve sosyal sorunlardan biri. Pembe Hanım olarak, kanser hastası ve yakınlarının bilgiye erişimini sağlama, yaşam kalitesini yükseltme, onlara moral verme ve kanserin iyileşebilir bir hastalık olduğunu anlatma misyonuyla kurulduğumuz günden bu yana bir hasta derneği olarak çalışıyoruz. Bu doğrultuda da sağlık politikalarında hastaların sesi oluyor ve kanser politikalarının oluşturulmasına katkıda bulunuyoruz. Bu etkinliğin Türkiye temsilcisi olmak bizim için çok önemliydi. Çünkü bu sayede dünyanın en büyük kanser farkındalığı yaratan sosyal sorumluluk projesini Türkiye’ye sunma fırsatı yakaladık” dedi.

RelayForLife+%284%29Toplantıda Relay For Life etkinliği hakkında detaylı bilgiler veren Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Genel Sekreteri ve Relay For Life Proje Direktörü Seda Kansu, dernek olarak bu etkinlik ile neler hedeflediklerinden bahsetti. Kansu, “Türkiye, dünyada bu etkinliğin düzenlendiği 25. ülke olacak. Ekim ayında ülkemizde ilk kez gerçekleştirilecek olan Relay For Life Türkiye etkinliği ile toplumun her kesimine kanserle mücadele duyarlılığını taşımayı ve gençlerden başlayarak sağlık gönüllülüğü duyarlılığını bir üst çıtaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda bizimle işbirliği içinde olan tüm destekçilerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyoruz. Bu alanda farkındalık yaratmak isteyenşirketleri, etkinlik sponsorlarımız aramızda görmekten memnuniyet duyarız” dedi.

Hastalarla birlikte ailelerinin yaşamında da önemli izler bırakan kanser hastalığına karşı verilen savaşta duyarlılığın artmasını arzu ettiklerini ifade eden Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Rana Sanyal ise“Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından biri olarak, kanserle mücadele konusunda toplumsal farkındalığın gelişmesine hizmet etmek ve bu kapsamdaki çalışmaları desteklemek istiyoruz.  Bu yüzden Relay For Life Türkiye etkinliğine ev sahipliği yaptık. Ülkemizden de genç yaşlı herksin bu etkinliğe katılarak, destek olmasını bekliyoruz” dedi.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nden Prof. Dr. Alper Sevinç, Dernek olarak, bu özel etkinlikte yer almaktan ötürü büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu tarz etkinliklere toplum olarak ihtiyacımız var. Türkiye’de kanserle mücadele konusunda farkındalık yaratacak böylesine örnek işlerin artmasını diliyorum” dedi.

Relay For Life Türkiye’de hayat ve umut için yürünecek

Relay For Life etkinliğine katılmak isteyen tüm destekçiler kendi gönüllü takımlarını oluşturabilecek. Takımlar en az iki kişi, en fazla 50 kişiden oluşabilecek. Takımların 24 saati birlikte geçirecekleri Relay For Life Türkiye’de, etkinlik alanında yer alan parkurda yürüyüş yapılarak, “hayat ve umut için yürüyorum” mesajı verilecek.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği etkinlik dahilinde iki gün boyunca etkinlik alanına yakın bir salonda halka açık ve ücretsiz olarak kanser hakkında bilgi ve söyleşi seminerleri de düzenleyecek.

Etkinlik ile toplanan bağışların miktarına göre, ÇAPA Tıp Fakültesi Onkoloji Servisi’ne ait araştırma bölümünün yenilenmesi, orijinal dili İspanyolca olan “Kanser Bitince Başlayan Her Şey” kitabının Türkçeye çevrilerek basılması ve devlet hastanelerinde ev gibi döşenmiş nefes alanları yaratılarak kanserle mücadele eden hasta ve hasta yakınlarının ev ortamına duydukları özlemin giderilmesi için kullanılması planlanıyor. Ayrıca Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Onkologlar Araştırması’na finans desteği verilmesi ve Pembe Hanım Genç Onkologlar Ödülü konması da planlar arasında yer alıyor.

Liposuction ile bölgesel kilolarınızla vedalaşabilirsiniz

obesityTatil ve düğün sezonunun açılması ile kış aylarında kalın kıyafetler altında saklanabilen fazla kilolar sorun olmaya başladı. Diyet ve spora rağmen bölgesel yağlanma sorunlarından kurtulamayanlar için lazer liposuction yönteminin çözüm olabileceğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman, “Lazer liposuction normal liposuctiona oranla hasta için çok daha kolay bir yöntemdir. Ancak en önemlisi bu yöntem ciltteki kolajene etki ederek cildi sıkılaştırır ve sarkmaları önler” dedi.
Liposuction ile bölgesel kilolarınızla vedalaşabilirsiniz yazısının devamı