Kadın yaşamının belki de en güzel, en mutlu ve en önemli zaman dilimi olan gebeliğin ilk günlerinde başlayan bulantı ve kusmalar pek çok hamilenin korkulu rüyası olabiliyor.
Etiket arşivi: hamilelik
Bu 100 gün hayatı şekillendiriyor
Anne ve anne karnındaki bebeğin bir bütün olduğuna dikkat çeken KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Birgül Karakoç ; gebelik sürecinde yaşanan olumsuz olayların sadece o bebeği değil sonraki nesilleri bile etkilediği konusunda uyarıyor. Bu 100 gün hayatı şekillendiriyor yazısının devamı
Hamilelikte diş problemleri
Diş ve diş eti hastalıkları genellikle önemsenmeyen, üzerinde durulmayan rahatsızlıklar olarak görülse de uzmanlar aksini söylüyor; “Dişlerinizi kaybedebilirsiniz”.
Ne yersem çocuğum zeki olur?
Bilimsel çalışmalar, çocukların zekalarının sadece genetik faktörlere bağlı olarak gelişmediğini gösteriyor. Çocukların zeka gelişiminde anne ve babaların tüm tutum ve davranışlarının ciddi rol oynadığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. N. Kemal Akpınar, hamilelik öncesinde ve doğumdan sonra çocuk yetiştirirken atılması gereken adımları sıraladı… Ne yersem çocuğum zeki olur? yazısının devamı
Hamilelikte şeker tadınızı kaçırmasın!
Hamilelik öncesi var olan veya hamilelik süresince ortaya çıkan diyabet ve hipertansiyon anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokabiliyor. Ancak gerekli önlemler alındığında sağlıklı bir gebelik ve doğum hiç de zor değil.
C vitamini hamilelik şansını artıyor
Gebe kalma ihtimali nasıl artırılabilir? Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için nasıl beslenmeli? Mutlu bir gebeliğin altın kuralları neler? Sağlıklı bir baba adayı nelere dikkat etmeli? Tüm bu sorular, bebek sahibi olmayı planlayan çiftlerin en merak ettiği konular arasında yer alıyor.
Çocuk isteyenler dikkat!
Bir yıldır düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuğunuz olmuyorsa, ciddi bir sorun vardır ve gerekli tetkikler için uzman bir hekime başvurmanın vakti çoktan gelmiş demektir… Çocuk isteyenler dikkat! yazısının devamı
Anne adaylarına ücretsiz yoga fırsatı
Hamilelik döneminde esneklik kazanmak ve nefesi doğru kullanmayı öğrenmek anne bebek sağlığı için büyük önem taşıyor. Anne adaylarını bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak güçlendirerek doğru nefes almayı öğreten, böylelikle konforlu bir doğum sürecine hazırlayan “Hamilelik Yogası”, Memorial Ankara Hastanesi’nde başlıyor. Anne adaylarına ücretsiz yoga fırsatı yazısının devamı
Baba adaylarının da hormonları değişiyor
Hamilelik, anne adaylarının hayatına bir takım değişiklikler getiriyor. Gerek anne gerek bebeğin sağlığı için bu değişikliklere uyum sağlamak gerekiyor. Bazı kulaktan dolma bilgilere ön yargı ile yaklaşmak ve doğru olanı uygulamak ise sağlıklı bir gebelik geçirmenin altın kuralı olarak kabul ediliyor. Baba adaylarının da hormonları değişiyor yazısının devamı
Çocuk sahibi olmak için stresten uzaklaşın
Sağlık problemi olmadığı halde 100 çiftten 20’si gebelik elde edemiyor. Adet günü hesabı, ilişki zamanlaması, yumurtlama takibi ve adet gecikmesi beklentisi içinde olan kadınlar stresle çok daha fazla karşı karşıya kalıyor. Hâlbuki çiftler, stresten uzak durup birbirlerine destek olursa bebek olma ihtimali artıyor. Çocuk sahibi olmak için stresten uzaklaşın yazısının devamı
Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin
Üşüme, yorgunluk, kilo artışı, çarpıntı, sinirlilik ve iştahsızlık gibi birçok belirtisi olan tiroid hastalıkları erkeklere oranla, kadınlarda daha fazla görülüyor. Metabolizmayı kontrol eden hormonları üretip kana sağlamaya yarayan tiroid bezinin az çalışması başta kısırlık olmak üzere vücutta pek çok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Yavuz Yalçın “Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası”nda tiroid hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Tiroid bebeklik hayallerinizi gölgelemesin yazısının devamı
Ayak bileği burkulması sakat bırakabilir
Gebelik şekeri bebeğin gelişimini etkiliyor
1970’li yıllarda diyabet hastası olan kadınlara gebe kalmamaları tavsiye edilirken, günümüzde tanı ve tedavide kaydedilen ilerleme ile komplikasyon riskinin azaldığını belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yasemin YAKUT, şeker hastalığı ve gebelikteki etkilerini anlatıyor.
Diyabet pankreastan insülinin az salınması nedeniyle oluşan metabolik bir hastalıktır. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmaları bozulur ve kan glukozu yani kanda şeker düzeyi artar.
Diyabet ile komplike gebeliklerde konjenital anomali görülmesi ve komplikasyon gelişmesi normal gebeliklere göre daha fazla olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Günümüzde ki tanı ve tedavi protokolleri ile bu komplikasyonların görülme hızı düşürülebilir.
Gebelik öncesi şeker hastası olan gebeler yüksek riskli gebelerdir.
Diabetes Mellitus (DM) insülin eksikliği, insülin direnci veya her ikisi sonucu gelişen kanda şeker düzeyinin yükselmesi ile karakterize bir metabolik hastalıktır. Gebelikte 3 tip diyabet görülebilir.
- Tip I DM : İnsüline bağımlı
- Tip II DM : İnsüline bağımlı olmayan
- Gestasyonel DM
Tip I DM ve Tip II DM gebelik öncesi var olan tiplerken, Gestasyonel DM gebelikte gelişen tiptir.
Gebelikteki Fizyolojik Değişiklikler
- Glukoz ( şeker) metabolizması gebelikte önemli ölçüde değişiklik gösterir. Açlık glukoz seviyeleri düşüktür, yemek ya da glukoz yüklemesini takiben ise gebe olmayan durumlar karşılaştırıldığında yüksektir.
- Glukoz toleransı gebeliğin ilerlemesi ile progresif olarak düşer.
- Normal kadınlar gebelik esnasında iki kat insülin üretirler, diabetik olanların ise insülin gereksinimleri artar.
- Gebelikte glukoz için böbrek eşik değeri düştüğünden, idrar örneklerinde bir çok kadında idrarda şeker çıkması tespit edilebilir
Gestasyonel DM (GDM) gebelikte başlayan veya gebelikte ilk olarak tanımlanan
herhangi bir düzeydeki glukoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır. Gebelikte görülen diabetin %90’ını bu tiptir.
GDM’lu gebelerde insülin direnci normal gebelerdekine göre daha şiddetlidir. İnsülin sekresyonunda da bozukluk vardır.
Annedeki kan şekerinin yüksekliği bebekte sorun yaratır. Annenin şekerinin yüksekliği doğrudan bebeğin kan şekerinin yükselmesine neden olur. Böylece bebekte insülin salınımı artar. Sonuçta bebek fazla kilo almaya başlar, akciğer gelişimi geri kalır, kalp hastalıkları ve sinir sistemi hastalıkları gelişir.
Önemli etkileri ise şunlardır;
- Polihidroamniyos gelişimi ( Bebeğin içinde yaşadığı suyun =amnios mai fazla olması)
- Preterm doğum oranında artış (Erken doğum riski)
- Makrozomi gelişimi (Gebelik haftasına göre büyük bebek)
GDM’de Klinik Bulgular
GDM genellikle bulgu vermez ve gebeliğin 2.3. aylık döneminde karbonhidrat metabolizması ve insülin duyarlılığında değişikliklerle tetkiklenerek ortaya çıkar.
GDM rutin biyokimyasal taramalarda teşhis edilebilir.
Anne karnında sebepsiz bebek ölümü ya da makrozomik bebek doğumunu takiben yapılan biyokimyasal testlerle de teşhis edilebilir.
Daha önceden GDM geçiren kadınlar, ailesinde diyabet öyküsü olan kadınlar, aşırı kilolu = obez kadınlar ve ileri yaş gebeliklerinde GSM görülme olasılığı daha sıktır.
Önceden var olan diyabetten farklı olarak GDM’de konjenital anomali risk oranında artış yoktur.
GDM olan gebelerde preeklampsi (gebelikte tansiyon yüksekliği, ödem ve idrarda protein çıkışı ile seyreden klinik durum) riski yüksektir.
Gebelik ilerledikçe glukoz toleransı daha fazla bozulduğundan gebeliğin ileri dönemlerinde tarama yapılır.
50gr glukoz tolerans testi bütün kadınlarda 24-28. gebelik haftalarında tarama için kullanılır. Gebenin bu testi yaptırması için aç gelmesine gerek yoktur. 50 gr glukoz içeren 1 bardak suyu içtikten 1 saat sonra gebenin kan şekeri değerine bakılır. Değer 140 mgr/dl üzerinde çıkarsa 3 günlük özel bir diyetin ardından 100 gr oral glukoz tolerans testi yapılır. Bu test aç karnına yapılır. 1., 2. Ve 3. Saatlerde kan örneği alınır.2 değer yüksek çıkarsa gestasyonel diabet tanısı konulur.
GDM Tedavisi
Öncelikle gebelik haftası ve gebenin kilosuna göre günlük 2000-2200kcal/gün olacak şekilde kalori hesaplanır. Bu toplam kalori belli oranlarda karbonhidrat, protein ve yağ olarak 3 bölüme ayrılır. Ana ve ara öğünlerde alması gereken yüzdelerle diyet düzenlenir. Bu planlama kadın doğum uzmanı ve tecrübeli bir diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır. Açlık kan şekeri 95mg/dl, 1.saat tokluk 140mg/dl, 2. saat tokluk 120mg/dl olmalıdır. Bu değerlerin üzeride ise insülin tedavisi başlanır.
Gebe diyetin yanı sıra düzenli günlük egzersizler yapmalıdır..
Diyet ve egzersiz ile kontrol edilemeyen durumlarda hemen insülin tedavisine geçilir.
Gebelik şekeri regüle olmayan bir anne adayının bebeğinde görülebilecek riskler:
- Akciğerlerin gelişememesi nedeniyle doğum sonrası bebekler solunum sıkıntısı çekebilir.
- İri bebek olması
- Doğumdan sonra bebeğin kan şekeri düşebilir, kan kalsiyumu düşebilir, sarılık görülebilir
- Bebekte doğuştan kalp hastalığı olabilir
- Bebekte böbrek anomalisi olabilir
- Bebeğin beyin ve sinir sisteminde anomali olabilir
- Sindirim sisteminde anomali olabilir
Bu komplikasyonlarla baş etmenin tek yolu gebelikte şeker yükleme testinin yapılmasıdır
GDM lu gebelerin %90 nda bebek doğduktan sonra kan şeker seviyeleri normale döner. Bu anne adaylarına doğumdan 6-12 hafta sonra 75 gr oral glukoz tolerans testi yapılmalı ve diyabet merkezine yönlendirilmelidir.
Bu hastalığın tedavisi Antik Çağ’da
Kanser anne olmaya engel değil!
Kanser hastası kadınlar da anne olabilir. Size kanser teşhisi konulduysa ve artık anne olamayacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Tedaviden önce dondurduğunuz yumurtalarınız ile tedavi sonrasında bebek hayalinize kavuşabilirsiniz. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Sağlığı ve Hastalıkları, Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Artan kanser hastalıkları, çocuk sahibi olma hayallerine engel değil. Kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinden önce yumurta ya da embriyolarınızı dondurtabilirsiniz. Böylelikle kanser tedavisi sonrasında bebek hayalinize kavuşabilirsiniz” diyor. Kanser anne olmaya engel değil! yazısının devamı
Geç de olsa anne olabilirsiniz
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr Yasemin Yakut, ileri yaş gebeliğini kimlerin tercih ettiğini açıklarken ideal biyolojik doğum yaşının 18-28 arası olduğunu belirterek, 35 yaşından sonra yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve gebe kalmanın güçleştiğini önemle vurguluyor. Yüzyılın getirdikleri ile birlikte, biz kadınların iş hayatında başarılı olması ve bu yolda ilerlemeleri ile başladı her şey…. niversite bitsin, bir işe gireyim, ekonomik özgürlüğümü kazanayım, kariyer planlarım derken ……. aaa yıllar çabucak geçmiş. Aile kurmak, bu kutsal kurumun meyvesi olan çocuk sahibi olmak için geç mi kalmışım ? Geç de olsa anne olabilirsiniz yazısının devamı
Hamile kalamamanızın nedeni çikolata kisti olabilir
Dünyada 300 milyondan fazla kadında görülen endometriozis, üreme çağındaki kadınların yaşamlarını olumsuz etkileyen hastalıkların başında geliyor. Halk arasında çikolata kisti olarak da bilinen bu hastalık, tedavi edilmediği takdirde çocuk sahibi olmayı güçleştirebiliyor. “28 Mart Dünya Endometriozis Günü” öncesinde Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Demirel, çikolata kistleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Hamile kalamamanızın nedeni çikolata kisti olabilir yazısının devamı
Hamilelikte bahar yorgunluğuna dikkat
Isınan havalarla ortaya çıkan bahar yorgunluğu özellikle hamileleri etkisi altına alıyor… Baharın yaklaştığı bu günlerde, hemen herkesin hissettiği bahar yorgunluğuna bağlı şikayetler artıyor. Yeterli besin alınmaması, vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroid bezinin fonksiyon bozuklukları, kalpte ritm bozuklukları, kronik hastalıklar gibi faktörler bahar döneminde artarken hamileler bu durumdan çok daha fazla etkileniyor.
Baharın gelmesiyle halsizlik, eklem ağrısı, sürekli uyku isteği kendini gösterirken bahar yorgunluğu da etkisini artırıyor. Gebelik hormonları etkisi altında olan anne adayları kendisini normalden daha fazla halsiz, isteksiz ve sinirli hissedebiliyor. Hamilelik döneminde bahar yorgunluğunundan kurtulmak için beslenmeye çok dikkat etmek gerekiyor. Gün içerisinde azar azar yemek yemek, vitamin ve mineral bakımından zengin yiyeceklerle beslenmek gerekiyor. Günde en az 2,5 litre su tüketimine dikkat edildiğinde, hamilelikte bahar yorgunluğu sorunu en aza indirgenmiş oluyor.
Hamilelik sürecinde stresin normalden yüksek olacağını söyleyen Jinekolog Op. Dr. Faruk Demir: “Gebelik döneminde daha sakin bir hayat tercih edilmelidir. Günlük hayattaki bütün sıkıntılar azaltılmalıdır. Gün içindeki iş planları daha az olacak şekilde düzenlenmelidir. Özellikle hamileliğin son dönemlerini yaşayan anne adayları bahar yorgunluğunu çok daha fazla hissetmektedir. Hamileler bir spor aktivitesi ile ilgilenerek sorunlarını daha hafif yaşayabilirler. Eğer imkanlar elveriyorsa kısa bir tatil de gebelikte bahar yorgunluğuna iyi gelecek çözümlerden biridir. Bahar ile birlikte gelen bu sürecin geçici olduğu bilinmeli ve bu geçiş döneminde mutlaka anne adayına destek olunmalı, daha anlayışlı davranılmaya çalışılmalıdır” dedi.
Hamilelikte diş ağrısı çekenlere tavsiyeler
Hamilelik döneminde artan östrojen ve progesteron seviyeleri nedeniyle dişler üzerindeki bakteriyel plak birikiminin arttığını ve hamilelik döneminde bu plağın dişlerden uzaklaştırılmazsa diş etlerinde kızarma, şişme ve kanama görülebileceğini söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi’nden Diş hekimi Melek Öztaş, diş etlerindeki kanamadan dolayı anne adaylarının dişlerini fırçalamaktan kaçındığını ve bu nedenle de bakteri plağının kolayca oluştuğunu, oysaki hamilelik döneminde ağız ve diş bakımına çok daha fazla özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Hamilelik Döneminde Diş Ağrısı Olanlar İçin Tavsiyeler
Hamilelik döneminde artan östrojen ve progesteron seviyeleri nedeniyle dişler üzerindeki bakteriyel plak birikiminin arttığını ve hamilelik döneminde bu plağın dişlerden uzaklaştırılmazsa diş etlerinde kızarma, şişme ve kanama görülebileceğini söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi’nden Diş hekimi Melek Öztaş, diş etlerindeki kanamadan dolayı anne adaylarının dişlerini fırçalamaktan kaçındığını ve bu nedenle de bakteri plağının kolayca oluştuğunu, oysaki hamilelik döneminde ağız ve diş bakımına çok daha fazla özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Diş Bakımını İhmal Edilmemeli
Özellikle hamileliğin ilk aylarında oluşan mide bulantılarından ve kusmalarından dolayı ağızdaki asidik ortamın arttığını tükürük akışının azaldığını, buna ilaveten hamileliğin ilk aylarında anne adaylarının karbonhidrat türü bazı yiyeceklere aşırı ilgi duyabileceklerini dile getiren Hospitadent Diş Hastanesi’nden Diş hekimi Melek Öztaş, “Ayrıca anne adayları çok sık yemek yedikleri için ve yemeklerden sonra ağız ve diş bakımlarını ihmal ettiklerinden diş eti promlemleri ve çürük oluşumu hızlanır. Bu nedenle yemeklerden sonra mutlaka dişlerin fırçalanması gerekmektedir” dedi.
Yanlış Bilgilere İnanmayın
Halk arasında “ Her hamilelik bir diş götürür” , “ Hamileyken diş hekimine gidilmez”, “Bebek annenin dişlerinden kalsiyum alır “ gibi yanlış bilgilere asla inanılmaması gerektiğini vurgulayan Dt. Öztaş,” Bu bilgiler kesinlikle doğru değildir. Çürük oluşumu, çürüğün ilerlemesi , diş eti problemlerinin görülmesi hamilelik döneminin çok hassas bir dönem olmasından kaynaklıdır, sadece bu dönemde ağız ve diş bakımının daha özenle yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Anne Adayları Ne zaman Diş Hekimine Gitmeli?
Hamile adaylardaki ağrının; diş eti, 20 yaş dişi ağrısı nadiren de olsa eklem kaynaklı olabileceğini söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi’nden Diş hekimi Melek Öztaş,” Diş hekimlerinin ve kadın doğum uzmanlarının anne adaylarına tavsiyesi, hamile kalmadan önce tüm ağız ve diş bakımlarını yaptırmaları yönündedir. Ancak hamilelik sırasında ortaya çıkan ağız ve diş problemleri için diş hekimlerinin yaklaşımı hamile hastalarda ertelenebilen tedavilerin doğum sonrasına ertelenmesidir. İdeal olarak diş tedavilerinin 2. trimesterde yeni hamileliğin 4. ve 6. aylar arasında yapılması en uygundur. Çünkü ilk 3 aylık dönemde bebeğin organ gelişimi olmaktadır. Son 3 ayda ise artan vücut kütlesi ile beraber anne adayı diş hekimi koltuğunda oturamayacaktır. Ancak bunların dışında ağrı ile gelen hasta hangi trimesterde olursa olsun kadın doğum uzmanıyla konsülte edilerek tedavi planlaması yapılabilmektedir. Sadece bu dönemde anne adayından radyografi alınmaz, varsa eski radyografileri değerlendirilir” dedi.
Hamileyken Dişiniz Ağrırsa
Anne adaylarının karşılaştığı diş problemleri karşısında neler yapılması gerektiğini açıklayan Dt. Öztaş, konuyla ilgili şöyle konuştu.
Anne adayında aniden bir diş ağrısı olursa bu dişin sinirinin etkilendiğinin göstergesidir olduğunu bu durumda kanal tedavisi gerekecektir. Bir defaya mahsus olmak ve kadın doğum uzmanı ile konsülte etmek şartıyla anestezi altında kanal tedavisi yapılabilir. Diş eti problemlerinde hamileliğin her ayında müdahale edilebilir. Gömülü 20 yaş dişleri genelde ağrıya sebep olup, akut bir alevlenme sonucunda tekrar pasif döneme geçer. Diş hekiminin muayenesi sonucu yapılacak olan tedavi doğum sonrasına ertelenebilir. Eklem problemlerinde ise detaylı bir muayeneden sonra hastaya verilecek olan gece plağı veya splint hastanın problemlerini çözecektir, eklem ağrısı şikayeti olanlar hamileliğin her ayında tedavi edilebilirler.
Yaşınız 30’u geçti ve anne olmak istiyorsanız
Anne olma yaşı giderek yükseliyor. Kadınların iş hayatında kariyer beklentileri evlilik ve bebek planlarının daha ileri tarihe ertelemesinde önemli rol oynuyor. Bu nedenle 30 yaş ve sonrası planlanan hamileliklerde doğru değerlendirme ve düzenli takipler, anne bebek sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Memorial Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nesrin Fener, 30 yaş ve üzerinde sağlıklı bir gebelik süreci için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Gebelik için en ideal dönem 20-30 yaş aralığı kabul ediliyor
Gebelik için en uygun dönem olarak bilinen 20-30 yaş arası kadınlar için psikolojik ve fizyolojik olarak en uygun zamandır. 35 yaşın üzerindeki adaylara “ileri anne yaşı” tanımlaması kullanılmaktadır ve bu yaş hamilelikleri riskli gebelik gruba girmektedir.
Kronik hastalıklar hem ileri yaş hamileler hem bebekler için riskli
Gebelik süresi boyunca vücuttaki tüm sistemler etkilenir ve pek çok değişiklik meydana gelir. Sağlıklı bir insanda bu değişiklikler kolayca tolere edilebilir. Ancak anne adayında gebelikten önce hipertansiyon, kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi hastalıklar olduğu takdirde riskler artar.
Annelik yaşı sınır olarak kabul edilen bir dönem vardır. Eğer bu sınır aşıldıysa hem anneyi hem de bebeği bazı riskler beklemektedir.
İleri yaş hamileleri ve bebeklerini bekleyen riskler:
Ancak süreç doktor kontrolünde ve bilinçli bir şekilde yönetilirse hamilelik dönemini rahat geçirmek ve sağlıklı bebekler dünyaya getirmek mümkündür.
Çoğul gebelikler daha çok özen istiyor
Sosyo-ekonomik nedenlere ek olarak üreme sağlığı alanındaki yeni gelişmeler de gebelik yaşının ertelenmesine sebep olmaktadır. Yaşla birlikte doğal yollarla gebe kalma oranı azaldığı için yardımcı üreme yöntemlerine başvurulmaktadır. Bu yöntemler de bazı durumlarda çoğul gebelik oranını artırmaktadır. Buna bağlı olarak erken bebek doğumları, bebeğin yenidoğana yoğun bakıma yatma ihtimali, bebek kayıpları ve hastalıkları artmaktadır. Ayrıca doğum ve gebelik sürecinin ekonomik yükü de fazla olmaktadır.
Yaş ileri olsa da sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için…
Günümüzde tıp hızla ilerlemekte ve çığır açan yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak anne adaylarının eğitimli ve bilinçli olması, düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemesi ile sağlıklı bir bebek sahibi olmaları mümkündür. Ayrıca;
Anne olma yaşınızı ertelemeyin
Düzenli bir beraberliğe rağmen çocuk sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi öneren Op. Dr. Seval Taşdemir: Tüp bebek 45 yaşına kadar uygulanabilir ama 40 yaşından sonra gebelik şansı azalır.
Anne olma yaşınızı ertelemeyin yazısının devamı
Hamilelik sonrası şekil bozukluklarını dert etmeyin
Annelik duygusunun tüm güzelliğine rağmen, doğum sonrası vücutta oluşan deformasyon ve fazla kilolar kadınların kâbusu oluyor. Diyet ve egzersiz sonrası istenilen sonuçlara ulaşılamayan kadınların imdadına en son teknoloji Lazer Liposuction yetişiyor.
Diyet ve çeşitli sporların işe yaramadığı durumlarda özellikle gebelik sonrası oluşan deformasyonlarda, estetik operasyonların kurtarıcı olduğunu belirten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alpaslan Topçu, doğum yaptıktan 6 ay veya emzirme bitiminden 2 ay sonra vücudunu şekillendirmek isteyenlerin estetik müdahale yaptırabileceğini söyledi.
Op. Dr. Alpaslan Topçu, hamilelik sonrası en sık talep edilen operasyonların, Liposuction, Karın Germe, Göğüs Estetiği ve Genital Estetik olduğunu belirtti. Özellikle kadınların, hamilelik dönemi aldıkları kilolardan diyet ve egzersizle kurtulamadığında büyük bir mutsuzluk yaşadıklarına değinerek, diyet, egzersiz ve cerrahi yöntemlerin ayrılmaz bir üçlü olduğunu kabul etmek gerektiğini söyledi. Gebelik sonrası oluşan deformasyonlardan kurtulmak için en çok tercih edilen vücut şekillendirme yönteminin Lazer Liposuction olduğunu, ayrıca bu yöntemin en son kabul gören liposuction yöntemi olduğunu vurguladı. Lazer enerjisi kullanılarak yağ hücrelerinin daha yoğun şekilde parçalandığını sözlerine ekledi.
Göğüs ve Genital Estetik, Deformasyonlardan Kurtarıyor
Hamilelik ve emzirmeye bağlı en büyük problemlerin, göğüslerde görüldüğünü belirten Op. Dr. Alpaslan Topçu; meme başının pozisyonu ve göğüs dokusunun miktarına göre hangi meme ameliyatının yapılması gerektiğine karar verileceğini söyledi. Gebelik sonrası özellikle normal doğumun ve çoklu doğum yapmış hastaların en sık talep ettiği estetik operasyonların başında genital estetik geldiğini belirten Op. Dr. Alpaslan Topçu, en sık vaginal daraltma ve dış genital bölge düzeltme operasyonları yapıldığını söyledi. Çoklu hamilelik, hamilelik sırasında aşırı kilo alımı ve karın kaslarında aşırı ayrılma ve de ciltte hamilelik sonrası sarkma problemleri olan hastalarda Karın Germe (Abdominoplasti) operasyonu yapıldığını belirten Dr. Topçu, “Bu operasyonda göbek altı yağ dokusu ve deri fazlalığı atılır, karın kasları orta hatta birleştirilir ve göbek yeni yerine yerleştirilir” diye konuştu.
Operasyon Sonrası Sosyal Hayata Dönüş
Operasyonlar sonrası sosyal hayata dönüş, yapılan operasyona göre değiştiğini söyleyen Op. Dr. Alpaslan Topçu, “Karın Germe operasyonundan sonra sosyal ve iş hayatına dönüş 10 günü bulurken, lazer Liposuctionda bu süre yapılan alan ve alınan miktara bağlı olarak 1-3 gün arasında değişir, meme ameliyatları ve Genital operasyonlarda bu süre 4-7 gündür. Karın Germe ve Liposuction operasyonlarında hastaların yaklaşık 3-4 hafta korse kullanmaları gerekmektedir, göğüs operasyonları sonrası ise hastaların bir ay toparlayıcı sutyen kullanmaları gerekir. Genital operasyonlar sonrası hastaların bir ay cinsel ilişkiden uzak durmaları istenmektedir. Tüm bu operasyonlardan bir ay sonra hastalarda ödem ve yara iyileşmesinde yaklaşık yüzde 70 düzelme görülürken, tam iyileşme 6 ayı bulmaktadır” şeklinde konuştu.