Kategori arşivi: Aktif yaşam

Kötü alışkanlıklardan hemen vazgeçin

Yoğun iş hayatı, trafik, stres ve ekonomik kaygılar yaşam şartlarını düzensiz hale getirirken, beslenme alışkanlıklarımızı ve sağlığımızı da olumsuz etkiliyor. İdeal kiloya ulaşmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek için birkaç alışkanlığın değiştirilmesi yeterli olabiliyor. Memorial Wellness Beslenme Danışmanı, sağlıklı ve dengeli bir hayat için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.  Kötü alışkanlıklardan hemen vazgeçin yazısının devamı

Sürekli yorgun hissediyorsanız dikkat!

6 aydan uzun süren yorgunluk, akşam erken yatılsa da sabah yorgun uyanma, dikkat dağınıklığı, duygu durumdaki ani değişiklikler ve sosyal hayatın giderek azalması… Tüm bu belirtiler kronik yorgunluk sendromunu işaret ediyor. İstirahatle hafiflemeyen ya da geçmeyen kronik yorgunluk sendromu, dikkat dağınıklığından kas ağrısına kadar tüm metabolizmayı olumsuz yönde etkiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Kemal Kundakçı, kronik yorgunluk sendromu ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Sürekli yorgun hissediyorsanız dikkat! yazısının devamı

Gerilin, bol bol gerilin

Yürüyüş, yüzme, ağırlık çalışma ya da pilates, yapılan sporun çeşidi ne olursa olsun düzenli egzersiz alışkanlığı sizi obezite, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, felç ve kanser gibi ciddi rahatsızlıklara karşı korur. Sağlığa yararlı olan egzersizleri yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Öncelikle egzersiz sırasında her zaman yaralanma riskinin olabileceği unutulmamalıdır. Germe yapmak ise bu yaralanmalardan korunmanın en başında gelir.

Gerilin, bol bol gerilin yazısının devamı

Uzun yola çıkmadan önce bu haberi okuyun

Okulların kapanması ve havaların ısınması ile birlikte başlayan uzun yaz tatili döneminin yaklaşmasıyla birlikte yoğunlaşacak uzun tatil yolculuklarında sürücülere, aşırı dikkat ve yol stresi nedeniyle oluşabilecek riskler konusunda Medicana Sağlık Grubu Uzman Hekimleri uyarılarda bulundu.  Uzun yola çıkmadan önce bu haberi okuyun yazısının devamı

Göbek eriten 5 egzersiz

Kışın egzersizlerimizi biraz ihmal ettik. Bu yüzden karın bölgemiz eskisi gibi değil. Şöyle hızlı bir program olsa da hemen toparlasak çok güzel olurdu, değil mi? Ama egzersizler saatlerce sürmesin istiyoruz.  Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa’nın önerdiği 5 karın egzersiziyle, günde 15 dakikada daha sıkı bir karınla yazı karşılayabilirsiniz.

Göbek eriten 5 egzersiz yazısının devamı

30 dakika yürü hastalıklara savaş aç

spor koşuSodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri’nin “İyi Yaşa” Programı kapsamında bilgilendirmelerde bulunan Klinik Pilates Eğitmeni Ayça Kaşıkçı hareketsizliğin yol açtığı hastalıklara dikkat çekerek “Sağlık otoriteleri, her gün 30 dakikalık fiziksel aktivitenin, beden ve ruh sağlığının korunması, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kolon ve meme kanseri riskini azaltmak için gerekli olduğunu belirtiyor” dedi.
30 dakika yürü hastalıklara savaş aç yazısının devamı

Kilo vereyim derken sakat kalmayın

spor görselYaz aylarının yaklaşması ile birlikte fazla kilolardan kurtulmak için diyetlere başlanırken spor salonları da kilo vermek isteyenlerle dolup taşıyor. Bütün bir kış spordan uzak yaşayan kişilerin bir anda yüksek tempoyla spora başlaması, başta eklem sakatlıkları olmak üzere farklı birçok sağlık sorununa neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Aksoy, bilinçsiz yapılan sporun neden olabileceği problemler hakkında bilgi verdi. Kilo vereyim derken sakat kalmayın yazısının devamı

Beden ve ruh sağlığı için hareket edin

sporHer yıl 10 Mayıs dünyada “Sağlık İçin Hareket Et Günü” olarak kutlanıyor. Havaların ısındığı, güneşin yüzünü gösterdiği bugünlerde insan kapalı yerlerde kalmak yerine doğaya, geziye, seyahate çıkmak istiyor. Yürüyüş yapmak, tatile gitmek, yeni yerler keşfetmek insana hem ruh hem sağlık açısından iyi geliyor. Sporun, doğada yürüyüş yapmanın artık bir tedavi şekli haline dönüştüğünü söyleyen Liv Hospital Sağlıklı Yaşam ve Check up Uzmanı Dr. Eren Eroğlu “Yürümek, zaman mekan tanımadan tüm koşullar altında yapılması mümkün bir spordur” diyor. Uzm. Dr. Eren Eroğlu yürüyüş yaparken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.
Beden ve ruh sağlığı için hareket edin yazısının devamı

Saatte 2 dakika yürüyün ölüm riskini %33 azaltın

yürüyüşAmerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma, çalışanların her bir saatte ayağa kalkarak iki dakika yürümesinin ölüm riskini üçte bir oranında azalttığına işaret ediyor.

İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesinin haberine göre, araştırmada hareketsiz yaşam tarzının ciddi sağlık riskleri doğurduğu belirlendi.

Ancak oturarak ya da uzanarak geçirilen zamanın küçük bir bölümünde yürüyüş yapmanın bu riskleri azaltabileceği belirtildi.

Haftada bin kalori

Utah Üniversitesi’nde yapılan araştırma kapsamında 3600 Amerikalı yetişkinin üç yıllık sağlık, beslenme ve egzersizz kayıtrları incelendi.

Bu kişilerin saat başına 34 dakikayı oturarak ya da uzanarak geçirdikleri hesaplandı.

Uzmanlara göre, bu kişiler ne kadar çok hareketsiz zaman geçirirlerse, araştırma süresi içinde ölme olasılıkları o kadar fazla olacaktı.

Zamanı hareketsiz geçirmek yerine ayakta durmak gibi düşük yoğunluklu egzersiz yapmak ölüm riski açısından bir fark yaratmadı.

Ancak bir saatte iki dakika yürümek bu riski yüzde 33 oranında azalttı.

Ayrıca uzmanlar saat başına iki dakika yürümekle haftada bin kalori yakılabileceğini söylüyor.

Egzersizle kilo vermek yoksa bir efsane mi?

pilates-1BBC’deki habere göre İngiliz British Journal of Sports Medicine dergisi, “egzersiz hakkındaki efsaneyi sona erdirme zamanının geldiğini” yazdı.Derginimn başyazısını kaleme alan üç uluslararası sağlık uzmanı egzersizin; şeker hastalığı, kalp hastalığı ve bunamanın önüne geçilmesinde önemli rol oynadığını ancak obezite üzerindeki etkisinin çok az olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre obezite ile mücadelede öncelik verilmesi gereken nokta, şeker ve karbonhidratların aşırı tüketiminin önüne geçilmesi.  Egzersizle kilo vermek yoksa bir efsane mi? yazısının devamı

Spor yapanların ömrü 6 yıl uzuyor

Haber-Gorsel (25)Spor yapmak genel sağlık için olduğu kadar kalp sağlığı için de büyük önem taşıyor. Hatta düzenli ve doğru sporu yapmak ömrü uzatıyor. Ancak hangi sporun yapılacağı kişinin isteğine bağlı olduğu kadar bedeni özellikle de kalbinin durumuna göre değişebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Türker Baran, spor ve kalp sağlığı ilişkisi hakkında bilgi verdi. Spor yapanların ömrü 6 yıl uzuyor yazısının devamı

Lezzet hareketi sizi ormana davet ediyor

jumping trail runnerİlki 2014 yılında Nişantaşı’nda gerçekleşen GurmeRUN, bu defa lezzet hareketini ormana taşıyor. Sporcular, hem doğada koşuyor, hem de sağlıklı beslenmeye dikkat çekiyor. 24 Mayıs’ta Forestanbul Macera Parkı’nda  sporseverleri buluşturacak GurmeRUN için geri sayım başladı.

Türkiye’de koşu sporu ile sağlıklı beslenmeyi bir araya getirerek bir ilki gerçekleştiren Demak GurmeRUN, sporseverler ve sağlıklı yaşamı benimseyenleri bu yıl ormanda koşmaya davet ediyor. 24 Mayıs’ta Forestanbul Macera Parkı’nda start alacak olan 8 km mesafesindeki GurmeRUN’15 parkurunda koşacak sporcuları, yarış sonrasında da macera dolu aktiviteler bekliyor.

GurmeRUN’15’de yine sağlık, spor, lezzet ve enerji buluşuyor. Tu?rkiye’nin en bu?yu?k orman içi macera ve etkinlik merkezi olan Forestanbul’da koşucular ve sporseverler, önce doğada yarışmanın keyfini çıkartacak. Toprak zemine sahip, az eğimli ve her seviyeden sporcunun büyük bir zevkle tamamlayabileceği bir parkurda koşulacak. GurmeRUN’da dereceye giren sporculara genel klasmanda ve yaş kategorilerinde ödülleri verilecek. Yarış sonrasında ise sporcular ve katılımcılar için gün boyu etkinlikler ve ödüllü yarışmalar devam edecek. Kurulacak Gurme Kasaba’da ise gurme lezzetler tadılacak. Ödüllü oyunlar, müzik ve macera parkı deneyimi ile sadece koşu değil gün boyu lezzet macerası yaşanacak.

Şehrin lezzet hareketi Demak GurmeRUN’15’e katılmak için; www.gurmerun.com

GurmeRUN’15 Program

8:00    Belgrad Ormanı Forestanbul Macera Parkı’nda GurmeRUN 2015 sporcu kiti dağıtım standlarının açılışı

9:30    Eğitmenler eşliğinde toplu ısınma egzersizleri

10:00 GurmeRUN 2015 Koşu Yarışı startı – 8K

10:10 Koşmayan konuklar ve minikler için çeşitli aktivite & atölye çalışmaları
* Spor istasyonlarında eğitmenler eşliğinde antrenman çalışmaları

11:00 Demak Gıda marka standlarında ikram ve tanıtımların başlaması
11:30 sonrası :

Ödülü Alpro Tırmanış Duvarı Yarışı

Tadım yarışmaları

Atölye çalışmaları ve Sürpriz aile oyunları

12:00 GurmeRUN 2015 Ödül töreni

12:30 GurmeRUN 2015 ödülleri yarışların ve aktivite istasyonlarında eğitmenler eşliğinde çalışmaların devam etmesi

Oturmayın, hareket edin!

spor healthy lifestyle fitness sporty woman stretching before run inİç Hastalıkları konusunda önemli bir yere sahip olan Annals of Internal Medicine Dergisi’nin 2015 yılının ilk sayısında yayınlanan bir araştırmaya göre; uzun süreli oturanlarda, kanser, kalp hastalıkları ve diyabet başta olmak üzere tüm nedenlere bağlı ölüm sıklığında artış saptandığını biliyor muydunuz?   Oturmayın, hareket edin! yazısının devamı

Egzersiz bilekliğinde güvenlik açığı çıktı

0714251377İnsanlara fiziksel aktivitelerini ve kalori alımlarını yönetmelerine, fit kalmalarına yardımcı olan her tür egzersiz takip cihazı gitgide popüler oluyor. Ancak bu gibi cihazlar aynı zamanda kullanıcıları hakkında önemli kişisel bilgiler taşıdığından, korunmaları da son derece önemli. Kaspersky Lab araştırmacısı Roman Unuchek çok sayıda egzersiz bilekliğinin akıllı telefonlar ile nasıl etkileşime girdiğini araştırdı ve bazı şaşırtıcı sonuçlara ulaştı. 

Egzersiz bilekliğinde güvenlik açığı çıktı yazısının devamı

Tembellik yaşlanmayı hızlandırıyor!

tembel tembellikYaşlılık, canlı-cansız bütün varlıkların değişmez kaderi. İnsanlık için ise kolay olmayan bir dönem. Ancak bu dönemi sağlıklı bir ruh haliyle geçirmek mümkün! Bunun için doğru bilinen yanlışlardan uzak durmak gerekiyor. Yaşlıların en önemli sorununun yalnızlık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, biyolojik kimi beceriler azalsa da yaşlılarda bilgeliğin arttığını söyledi. Tembelliğin yaşlanma sürecini hızlandırdığına dikkat çeken Tarhan, emeklilik sonrası üretken olmayı beceren insanların daha geç yaşlandıklarını söyledi.

Yaşlanmanın canlı-cansız bütün varlıkların değişmez kaderi olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanda doğumla birlikte beyin hücrelerinde de yaşlanma başladığını, bunun da kişide bazı psikolojik yetilerin azalması ya da artması olarak hayatına yansıdığını söyledi.

Psikolojik yapımız da yaşlanıyor!

Prof. Dr. Tarhan şöyle konuştu: “Yaşlanan insanın saçları beyazlar, cildi kırışır ve beli bükülürken, psikolojik yapısında da değişiklikler olur. Zeka parlaklığı azalır, yeni şeyler öğrenmek zorlaşır, hafıza zayıflar, girişim ruhu ve ataklığı geriler. Ancak buna karşın, bilgelik ve ağırbaşlılık belirginleşir. Mantıklı ve doğru düşünme daha sağlıklıdır. Muhakeme güçlüdür; yargılara daha kolay varılır. Bilgi birikimi, tecrübe, olgun kişilikle birleşirse mutlu ihtiyarlar ortaya çıkar. Daha tutarlı, hoşgörülü ve sabırlı olurlar.”

Eskiyi biriktirme hastalığı ve yeniden korkma

Yaşlanma psikolojisiyle bazı davranışların da görülmeye başlandığını belirten Prof. Dr. Tarhan, bazı yaşlıların sürekli eski hatıralarını anlatıp bir gün önceki olayı hatırlamakta zorluk çekebildiklerini söyleyerek şöyle devam etti:

“Savaş ve askerlik hatıraları bitmez. O gün, evine gelen misafiri unutur ama 50 yıl önceyi bütün ayrıntılarıyla anlatır. Eski alışkanlıklarını değiştirmekten çok rahatsız olurlar. Sigara izmaritlerini biriktirmeye varan “biriktirme hastalığı” na tutulabilirler. Yeni şeylere karşı tepki bazen “fobi” derecesine çıkar, yeni ayakkabı-elbise bile istemezler. Yaşama tutkusu, yaşlandıkça daha çok artmaktadır. Bazı yaşlılarda mal-mülk, şöhret ve makam tutkusu çok alevlenir. Yaşlının en önemli psikososyal sorunu ise yalnızlıktır. Çok lüks bir huzurevine veya hastaneye bırakıldığında yalnızlık duygusuna kapılmışsa ani bir çöküş ve ölüm yaşayabilir. Yaşlı kendini ölüme daha yakın hissetmektedir. Ölüme yaklaşmanın şuurunda olan bir ihtiyarı rahatlatan tek şey, sağlam bir hayat felsefesidir. Ölümü bir son, bir yok oluş olarak gören yaşlı bir insanı teselli etmenin bir imkânı yoktur. Bu noktada mutlu bir ihtiyar ancak ölümü bir terhis tezkeresi, ebedi aleme giden bir yol olarak görendir. Yoksa yaşlı insanın sırasını bekleyen bir idam mahkûmundan farkı kalmaz.

Treni kaçırma duygusuyla 40 yıllık eşini boşayıp genç ile evlenebilir!

Yaşlanma ile bazı kişilerde bulunan kötü huyların daha da artabildiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, cimrilerin daha cimri, geçimsizlerin daha geçimsiz, kavgacıların da daha huysuz ve kavgacı olabileceğini söyledi. Prof.Dr. Tarhan şöyle dedi:

“Bazı yaşlılar, hareketlerinde aşırılığa kapılıp, kendilerini ve çevrelerini zora sokan davranışlar sergileyebilirler. Mesela, cinsel fantezilere kapılıp, kırk yıllık eşini terk edip, torunu yaşındakilerle evlenen yaşlılar vardır.

Tembellik yaşlanma sürecini hızlandırıyor!

Yaşlılar yardıma muhtaç ve acınacak durumdadırlar algısı var. Oysa yaşlıların kazanımları daha çoktur. Yaşlılık hayatın mutsuz dönemidir sanılıyor. Yaşlılığın problemli bir hayat dönemi olduğu doğru. Aslında pek çok problemin kaynağı da bu gerçeği olgun bir şekilde kabullenmemekten doğmaktadır. Ama bu demek değildir ki, yaşlılık hayatın en mutsuz dönemidir ve yaşlı insan asla mutlu olamaz. Gerçekçi hayat felsefesine sahip olan insan en ufak şeylerden mutlu olabilir. Emekli olduktan sonra üretken olmayı beceren insanlar daha geç yaşlanmaktadırlar. Emekliliği felaket olarak değerlendiren insanların sağlıkları, emeklilik sonrasında süratle bozulmaktadır. İnsanoğlu eli tutup, şuuru yerinde olup ayakta durduğu sürece çalışmalıdır. Tembellik yaşlanma sürecini hızlandırır”

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Sporda sakatlanmamak için bunlara dikkat edin

a91db253spor-yapmaSpor yapmak sağlık için çok faydalı olsa da bilinçsiz yapılan spor aktiviteleri sakatlanmalara neden olabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Akmaz, fitness, pilates, halı saha maçları gibi en çok tercih edilen sporlarda ortaya çıkabilecek sağlık sorunları ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi… 
Sporda sakatlanmamak için bunlara dikkat edin yazısının devamı

Yürüme güçlüğünüzün nedeni omurganız olabilir

fft99_mf5220351Yaşlılık bir hastalık değil bir yıpranma süreci olarak tanımlansa da beraberinde getirdiği hastalıklar her geçen yıl artmaktadır. Omurga sisteminde ileri yaşla birlikte başta kadınlarda olmak üzere pek çok hastalık ortaya çıkabilmektedir. Şiddetli ağrılar, yürüyememe ve merdiven çıkamama gibi şikayetlerle ortaya çıkan omurga problemlerinde doğru zamanda doğru şekilde müdahale ile yaşam konforunu artırmak mümkündür. Memorial Hizmet Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ramazan Sarı, 65 yaş üstü hastalarda omurga problemleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Omurga vücudumuzu düz tutmaya yardımcı olan ve vücudumuzun çatısını oluşturan yapıdır. Birçok kemiğin bir araya gelip eklem oluşturması ile meydana gelir. Hayat boyu insan vücudunu taşımanın dışında önemli ölçüde yüke maruz kalır. Özellikle yaş ilerlediğinde kadınlarda daha erken olmak üzere kemiklerin kalsiyum yoğunluğunu kaybetmesi durumu olan osteoporozdan dolayı direnci azalır. Omurga kemikleri arasında eklemler ve yumuşak dokular olarak adlandırılan tendonlar, kaslar ve yağ bulunmaktadır. Bu eklemlerin amacı, eğilip doğrulma gibi hareketlerin omurga kemiklerine zarar gelmeden yapılmasını sağlamaktır.

Yaş ilerledikçe şikayetler artıyor

Yaş ilerledikçe kemikler arası ilişkiyi sağlayan bu dokularda kalınlaşmalar ve sertleşmeler başlar. Neredeyse her insanda bu tür değişiklikler meydana gelir. Ancak bazı kişilerde bu değişiklikler günlük işlerin yapılmasını güçleştirecek kadar ağrılı olmaya başlar. Çoğu zaman ayakta uzun süre duramama ile yürüme mesafesinin ve süresinin kısalması en sık görülen yakınmalardır. Çoğu hasta 100 metre gibi kısa bir mesafeyi dahi yürümekte güçlük çekmektedir. Bazı hastalarda ilaç tedavisi ve fizik tedavi ile iyileşme sağlanmaktadır. Ancak şikayetlerinde düzelme olmayan hastalar için cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır.

Cerrahi tekniklerdeki gelişmeler başarı oranlarını artırıyor

Omurgada özelikle yaşlanmayla ortaya çıkan spinal kanal stenozu denilen omurilik kanalında daralma, sinir köklerini baskılayan foraminal stenoz adı verilen daralmalar, bel kaymaları yani spondilolistezis ve skolyoz olarak bilinen omurganın şeklini kaybedip eğilmesi gençlere oranla sık görülmektedir. Bu hastalıkların bir kısmı doğuştan da gelebilmektedir. O nedenle hangi hastalıkta tedavi gerektiği, mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Bu rahatsızlıklarda pek çok destekleyici tedavi olmakla beraber, cerrahi yapılması gereken hasta sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Çoğu zaman toplum içinde yaşlanmayla birlikte yaşanması zorunlu bir durum gibi algılanır. Aslında bugünkü tıbbi imkanlarla tedavi edilemeyen hasta sayısı çok azdır. Özellikle anestezi, kardiyoloji gibi alanlardaki gelişmeler cerrahideki başarı oranlarını artırmaktadır.

Bu hasta grubunda genellikle vücuttaki diğer sistemlerle ilgili hastalıklar da ortaya çıkmış durumdadır. Omurga rahatsızlıklarının eklenmesi ise hastaların yaşam kalitesini belirgin ölçüde düşürmektedir. Özellikle ileri yaşlarda tansiyon, kalp damar hastalıkları ve kolesterol gibi sistemik hastalıkların eşlik etmesi, ameliyat gerektiren rahatsızlıklar açısından risk oluşturmaktadır. Günümüzde teknoloji ve minimal invaziv girişim teknikleri ile cerrahiye bağlı yan etki oranları belirgin şekilde düşmüştür. Gerekli ameliyat öncesi hazırlıklar ve değerlendirmeler yapıldığında, yaşın ileri olması ameliyata engel olmaktan kalkmıştır.

Omurga cerrahisinde günümüzde ameliyat sırasında tomografi çekilebilmekte, navigasyon sistemleri ile vida sistemleri sıfır hataya yakın kesinlikte uygulanabilmektedir. Bu teknolojik destek ile cerrahi tekniğin gelişmesi ameliyatların başarılı olma oranını çok yüksek seviyelere taşımıştır. Bununla beraber ameliyat sırasında ve sonrasında gelişebilecek kanama, felç, implantların hatalı yerleşmesi gibi durumların önüne geçilebilmektedir. Özellikle kanamanın çok az olması, ameliyat sonrası kan ihtiyacın gelişmemesi de bunlara bağlı problemleri ortadan kaldırmıştır. Ameliyat ve dolayısıyla da anestezi süresini azaltmıştır.

Omurga sağlığınız için dikkat etmeniz gerekenler

Tüm vücut sağlığı için olduğu gibi omurga sağlığı içi de bol su içilmelidir. Kemik erimesi omurganın en önemli düşmanıdır. Omurga için kalsiyum ve D vitamini önemli ihtiyaçtır. Bu nedenle kemik erimesine engel olmasa da geciktirmesi açısından kalsiyum içerikli beslenme, D-vitamini için bol güneş banyosu yapılmalıdır. Özellikle 60 yaş üzerinde kemik yoğunluğu ölçümleri ile tedavi ihtiyacı olup olmadığının erken tespit edilmesi de çok önemlidir. Yüzme, yürüyüş gibi düzenli egzersizler omurda sağlığının korunması için gereklidir.

Memorial Hizmet Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ramazan Sarı
Memorial Hizmet Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ramazan Sarı

Yüksek topuklar hasta ediyor

“Germany's next Topmodel - by Heidi Klum”Kadınların vazgeçilmez sevdası yüksek topuklu ayakkabılar. Ancak bu sevdanın bedeli bir hayli ağır… Dar, sivri burunlu ve yüksek topuklu ayakkabıların ayak şekil bozukluğu oluşumunu hızlandırdığına dikkat çeken Liv Hospital Ayak ve Ayak Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kaan Irgıt, halk arasında ayak başparmak kemik çıkıntısı olarak bilinen, halluks valgusun kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğü söylüyor.  Op. Dr. Kaan Irgıt, “Bir kadına yüksek topuklu giyme demek, sporcuya spor yapma demek gibi bir şey. Güzellik ve yüksek topuklu ayakkabı giymek uğruna birçok kadın, neredeyse ayaklarının şeklinden feragat etmeyi tercih ediyor” dedi.

Topuklu seven çilesine katlanıyor

Halluks valgus ayak başparmağın vücut ekseninden dışa doğru dönmesiyle oluşuyor. Normalde ayağın birinci tarak kemiği ile ikinci tarak kemiği birbirine paralel bir halde bulunuyor. Halluks valgusta ise dar, sivri burunlu ve yüksek topuklu ayakkabı giymek yüzünden zaman içinde, ayak başparmağı dışa doğru dönerken, birinci tarak kemiği de içe doğru dönüyor. Bu durumda çatallaşma oluşuyor. Çatallaşmanın üzerine ayakkabı giyildiğinde sürtme, zaman içinde ağrı ve kızarıklık gelişiyor. Zamanla ayak başparmağında oluşan kemiğe de bulyon ismi veriliyor. Çatallaşmanın üzerine giyilen ayakkabı ile beraber ağrılar ciddi boyutlara geldiğinde de tedavi gündeme geliyor.

Ya ayak değişecek ya da ayakkabı seçimi

Halluks valgusun tam nedeni bilinmemekle birlikte, yapılan araştımalar çıplak ayaklı toplumlarda hastalığın daha az olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla hastalığın oluşmasın da ayakkabı şeklinin etkisi çok büyük. Dar burunlu ve yüksek topuklu ayakkabı giyenlerde, sıklıkla halluks valgus görülüyor. Bunun dışında genetik faktöründe etkisi var. Halluks valgus ailede varsa kişide olma riski artıyor. Topuklu ve sivri burun ayakkabı giymek, altta yatan genetik bir oluşma varsa onu tetikleyerek ortaya çıkarıyor.

Doğru cerrahi ile kesin tedavi mümkün

Türkiye’de son on yıldır halluks valgus hastalığında ameliyatlar doğru cerrah tarafından daha doğru cerrahi yapılıyor. Yüzde 90-95 oranında etkili geçen ameliyatlar, problemin tekrar oluşmasını engelliyor ve ağrıyı ortadan kaldırıyor. Halluks valgus tedavisinde kullanılan, gece yatarken ayak başparmağına takılan atel veya parmak arası makara gibi tedavi yöntemleri ise genellikle işe yaramıyor. Dışarıdan aparat olarak konulan bir cihazla, parmakta oluşan şekil bozukluğunu düzeltmek mümkün olamıyor. Ancak son zamanlarda özel bir bantlama tekniği ile 24-48 saat bandı sorunlu bölgede tutarak ağrıyı azaltmak mümkün. Tüm bunların dışında en önemli şey ayakkabı seçiminde kişinin genel sağlığını düşünmesi.

Uygun ayakkabı eşittir Huzurlu ayak

Kaliteli, yumuşak deri, burnu geniş ayakkabı tercih edilmeli.

3-4 cm’yi geçmeyen ayakkabı seçilmeli.

Ayakkabının her iki tekini de denemeyi alışkanlık edinin.

Ayaklar öğleden sonra şiştiği için, ayakkabı alış verişinizi öğleden sonra yapın

Liv Hospital Ayak ve Ayak Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kaan Irgıt
Liv Hospital Ayak ve Ayak Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kaan Irgıt

 

Egzersiz diyabetin en önemli çaresi

Dünyada ve ülkemizde giderek artan ve ciddi sağlık sorunlarına neden olan diyabet hastalığı, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz etkilerken çoğu zaman da organ ve işlev kayıplara yol açabiliyor. Hastalığın nedeni ile ilgili olarak yapılan araştırmalar, hareketsizliğin, fazla yemek yemenin, yüksek oranda yağ içeren besinlerin tüketilmesinin, obezite, yaş ve kronik stres gibi etmenlerin hastalığın artışını tetiklediğini ortaya koyuyor. Diyabet tedavisinde amacın hastanın semptomlarını gidermek veya azaltmak, komplikasyonları önlemek ve yaşam kalitesini artırmak olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Rıdvan Alaca, bu amaca ulaşmak için egzersiz ve fiziksel aktivitenin önemine dikkati çekti. Prof. Dr. Rıdvan Alaca, “Düzenli egzersiz ile Tip 2 diyabette ilaçları azaltmak veya tamamen kesmek mümkün olabiliyor. Düzenli egzersiz yapan aktif bireyler daha zayıf, abdominal yağ oranları daha düşük, daha iyi glikoz seviyesine ve insülin hareketine sahip olmaktadır” dedi.

Düzenli egzersiz kandaki glikoz seviyesini düşürüyor

Diyabet hastalarında düzenli egzersiz, uygun bir diyet ve oral hipoglisemik ilaçlarla büyük önem taşıyor. Egzersiz, diyabetli hastada düzenli bir şekilde yapıldığında, glisemik kontrol sağlayarak, kan glikoz seviyesini düşürerek, stres ve anksiyeteyi de azaltıyor. Düzenli fiziksel aktivite ile Tip 2 diyabet gelişme riskinin de azaltıyor. Düzenli egzersiz yapan bireylerin daha zayıf kaldığına dikkati çeken Prof. Dr. Alaca, “Egzersiz yapan diyabet hastalarının abdominal (karın bölgesi) yağ oranları daha düşük, daha iyi glikoz seviyesi ve insülin hareketine sahip oluyor. Düzenli egzersiz ile Tip 2 diyabette ilaçları azaltmak ya da tamamen kesmek de mümkün” dedi.

Haftada en az 3 gün hareket

Diyabet tedavisinde geniş kas gruplarını içeren, ritmik aerobik egzersizlerin uygun ve yararlı olduğu kanıtlanmıştır. Egzersizlerden yürüme, yüzme ve bisiklete binme birçok hasta için uygun olabilmektedir. Egzersizlerin haftada en az üç gün yapılması gerekir. Her egzersiz seansının 5 – 10 dk’lık ısınma ve 5 – 10 dk’lık soğuma dönemleri dahil olmak üzere ortalama 30 – 60 dk sürmesi gerekmektedir.

Hastaya özel egzersiz reçetesi

Tip 2 diyabetli bireylerde güvenli egzersiz yaparken dikkat edilmesi gereken konular da var. Her kişinin bireysel ihtiyaçları, yetenekleri, ilgisi ve başta kas iskelet sistemi olmak üzere vücut yapısı farklıdır. Bu nedenle her hastaya göre özel egzersiz reçetesi planlanmalıdır. Ayrıca egzersiz süresi başlangıçta kısa tutulmalı, daha sonra bu süre yavaş yavaş uzatılmalıdır. Egzersiz yaparken uygun sıvı alımının sağlanması kadar kişinin yanında, basit şeker içeren besinler (meyve suyu, şeker veya akide şekeri) bulundurması da önemlidir. Uzun süreli egzersizlerde; hipoglisemiyi önlemek amacıyla egzersiz öncesinde düzenli olarak karbonhidrat tüketilmelidir. Her egzersiz seansından önce ve sonra düzenli ayak kontrolü ve bakımı yapılmalıdır. Egzersiz sırasında pamuklu çoraplar giyilmeli; ayağa uyan ve yeterli destek işlevine sahip ayakkabı kullanılmalıdır.

Liv Hospital Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Rıdvan Alaca
Liv Hospital Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Rıdvan Alaca

 

Sporcunun hayatı sakatlıklarla kararmayacak

militoSporcular kas lifi kopmaları, kramplar, eklem bağ, menüsküs ve kırık gibi sakatlanmalarla yıllarca emek verdikleri spor hayatlarını sonlandırmak zorunda kalıyorlardı. Şimdi Proloterapi’nin iyileştirici gücüyle geçici sakatlıklar kalıcı hasarlara neden olmuyor. Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçiren bu yöntemle, sporcu sakatlanmalarının önüne geçilebildiği gibi, sonrasında da kalıcı tedavi sağlanabiliyor.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Doğan, sporcu yaralanmalarının yüzde sekseninin, yumuşak doku zedelenmesinden kaynaklandığını söyledi. Farklı dönemlerde yapılan araştırmalara göre, yüzde altmışında kalça, bacak, diz ve ayak sorunları görülürken, yüzde yirmi ikisinde ezilme, yüzde yirmisinde ise kırık görüldüğünü belirtti. Tenisçi dirseğinin, kas ve lif zedelenmelerinin sporcularda önemli sakatlıklara yol açtığına dikkat çeken Hasan Doğan, ani ve yanlış yapılan uygulamaların, sporcuları sahalardan uzaklaştırdığını ve kalıcı sakatlıklara neden olduğunu kaydedenDoğan, sporcu sağlığı ve sağlamlığı için hasarlı dokuları kaynağından tedavi eden yöntem olan Proloterapi’nin hem önleyici hem de sonrasında kalıcı tedavi sağlayan doğal bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.

Sporcu Sağlığı Ve Sağlığı İçin Tek Başına Yeterli Olan Bir Tedavi

Türkiye’yi Proloterapi yöntemi ile ilk kez tanıştıran ve bu tedavi alanından birçok hekimin yetişmesi için Bilimsel Proloterapi Derneğini kurarak hekimlere sürekli eğitimler veren Op. Dr. Hasan Doğan,yaralanan bir eklemde fonksiyon bozukluğu (ağrı, güç kaybı, şişme) görüldüğünde, çekilen film ve MR’larda bu yaralanmayı tespit etmenin çok zor olmasına rağmen, Proloterapi yöntemini bilen bir hekimin bu yaralanmayı kolayca teşhis edebildiği gibi, hasara neden olan dokuyu kaynağından enjeksiyon yöntemi ile kalıcı olacak şekilde tedavi edebildiğini vurguladı. Dr. Doğan, Sporcu sağlığı ve sağlamlığı için Proloterapi’nin tek başına yettiğini başka bir tedaviye ve ilaca gerek kalmadığını vurguladı.

Proloterapi Tedavisi Sayesinde Tekrar Dünya Şampiyonu Oldu

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Doğan, bir dirsek eklemi zedelenmesinden dolayı, spor yaşamı tehlikeye düşen sporcu Ferit Osmanlı’nın Proloterapi’yle sakatlığının tedavi edildiğini ve tekrar dünya şampiyonu olmayı başardığını söyledi. Op Dr. Hasan Doğan, bir başka sporcumuz olan Türkiye 100- 200 metre şampiyonu atlet Nimet Karakuş’un da eklem ve kas zedelenmesi sakatlığından sadece birkaç seansla kurtulduğunu belirtti.

Op. Dr. Hasan Doğan, Proloterapi’nin el ve ayak burkulmaları ve omuz zedelenmelerinde çok başarılı sonuçlar verdiğini belirtti. Zedelenen yumuşak dokunun kemiğe yapışma yerinde güçlenme ve sağlamlaştırma sağlayan bir enjeksiyon tekniği olduğunu söyledi.

Proloterapi Nasıl Uygulanıyor?

Sporcu sakatlanmalarında çok iyi sonuçlar veren önleyici tedavi yöntemi olan Proloterapi’nin nasıl uygulandığı hakkında bilgi veren Ortopedi ve Travmatloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Doğan şöyle dedi: “Hasarlanan bölgeye Proloterapi yöntemiyle enjekte edilen ve özel bir içeriğe sahip olan Proliferant solisyon, hasarlı bölgede vücudun tamirci hücrelerini aktif hale getirir. Vücudun kendini iyileştirme sistemini devreye sokan bu yöntem sayesinde doğal bir tedavi uygulanmış olur. Proloterapi; zayıflamış ve eski işlevselliğini kaybetmiş eklemleri, kıkırdakları, ligamentleri ( bağları ) , tendonları, kasları güçlendirerek tekrar eski haline getirir ve onarır. Özel bir içeriğe sahip olan Proliferant solisyonunun hasarlı bölgelere enjekte edilmesiyle çalışan, vücudun iyileştirme gücünü harekete geçiren, ağrıları yok eden mucizevi bir tedavi yöntemidir” dedi.